2.8

10K 554 118
                                    

10 Bin okunma için teşekkür ederim!!
Keyifli okumalar.

🌸

"S-sen biliyorsun," Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

Güldü. "Biliyorum,"

Yaşadığım utançla yanaklarım yanmaya başlamıştı. Kendimi aptal gibi hissediyordum. Benim olduğumu bildiği halde oynamış mıydı benimle?
Seviyor muydu? Yoksa bu sadece bir takılma mıydı?
Kendimi aptal gibi hissediyordum. Evet
kalbim hızlı çarpıyordu ama üzgündüm.

Ağlamamak için derin bir nefes aldım, onu omzundan itip yürümeye başladım.

"Işıl!"

Arkamdan bana seslendi. Duymadım. Sol gözümdeki yaşı elimin tersiyle silip koşmaya başladım. Koşmamı zorlaştıran topuklu ayakkabıları bir çırpıda çıkartıp elime aldım. Yerler çim olduğu için çıplak ayakla yürümek benim için sorun değildi.

Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

Aptal, Işıl. Aptal, aptal. Sen olduğunu bildiği halde bilmemezlikten gelip oynamış seninle. Aptal Işıl.

Etraf kalabalıktı. Saatin kaç olduğu hakkında bile hiçbir fikrim yoktu. İnsanlar müzik eşliğinde dans ediyor, eğleniyordu. Ben hariç.

Birinin kolumdan tutmasıyla irkilip kolumu kurtarmaya çalıştım. Gözyaşlarım yüzünden her yeri bulanık görüyordum.

Tanıdık bir ses, "Kuzucuk?" Dedi.

Eren beni kendine doğru çevirdi, yüzümü görmesiyle gülüşü silindi.
Hiçbir şey demesine izin vermeden ona sarıldığımda tekrardan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.

"N-ne oldu?" Dedi. "Biri bir şey mi dedi? Bir şey mi yaptılar? Ne oldu? Işıl, ağlama. Ne oldu söyle bana."

"Kuzey," diye fısıldadım hıçkırıklarımın arasından.

"Ne dedi? Bir şey yapmadı değil mi?" Beni kendinden ayırıp yüzüme baktı. "Işıl, bana bak." Gözyaşlarım arasından ona baktım. "Ne oldu kardeşim, anlat bana."

"Eren, buradan çıkabilir miyiz önce?" Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.

"Tamam, çıkalım." Dedi daha sonra ayaklarımı fark etmiş olmalı ki, "Ayakkabıların nerede?" Diye sordu.

Eren beni kolumdan tuttuğunda panikle elimden düşürmüştüm. Gözlerimi etrafta dolaştırdığımda ayakkabıları bir sandalyenin köşesinde gördüm.
Eren baktığım yere baktığında ayakkabıları gördü. Sandalyenin yanından ayakkabıları alıp yanıma geldiğinde ayakkabıları önüme düz bir şekilde koydu.

Ona minnet dolu gözlerimle ayakkabıları giydikten sonra onunla beraber yürümeye başladım.

"Bak," dedi. Kafamı sola doğru çevirip ona bakmak istediğimde omzuyla karşılaştım. Kafamı yukarıya kaldırıp gözlerine baktım. "Gidiyoruz ama ağlamak yok. Tamam mı?"

"Tamam."

Konser alanından uzaklaşıp sahilin yolunda yürümeye başladığımızda denizin kokusunu aldığımda gözlerimi kapatıp gülümsedim.

"Biliyormuş benim olduğumu," diyerek konuşmaya başladım. "Eren, bildiği halde oynamış benimle." Ellerimi yüzüme kapattım. "Çok utanıyorum."

"Şş," dedi. Ellerimi tutup yüzümden çekti. "Sen niye utanıyormuşsun? Kötü bir şey yapmadın. Eğer utanacak biri varsa o da Kuzey ayısı."

Kayalıklara oturduğumuzda dalgaların sesi kulaklarıma doluyordu.

MAVİ | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin