Ben Aras Ovanlı kalbimi bir çift göze attıran, vücudumu bir nefese bırakan asıl kişi.
Ben kendimi en başında bir çift göze bırakmıştım. Nefesimi bir nefes uğruna kesmiştim. O nefes aldıkça ben nefes alıyordum. Ben ne zaman bu hale geldiğimi asla bilmiyordum. Tek bildiğim bir çift göz olmaya devam ettikçe benimde kalbimin atmaya devam edeceğiydi. Kalbim attıkça o bir çift göze dünyanın en güzel manzarasını sunacaktım. O manzara belki benim sonum olacaktı belki son sandığım yeniden doğuşum olacaktı. Çizebilseydim en başından bu kadını çizerdim gözlerimin önüne. O çizilecek o güzel resimdi. Bende onu en güzel şekilde çizecek ressamdım. Onu benden başkası çizemez,oda başka kimsenin kağıdına resim olamazdı. Ben bunu en başında görmüştüm ama resime büyük açıdan bakamayacak kadar bir çift göze kör olmuştum. O rengini başından belli etmişti ama ben onun rengini görmeyecek o renk körüydüm.
Ve ben, ben bu duygusuzluğun yarattığı dünyada onun duygusuyla başka bir evren oluşturmuştum. Bunu ona itiraf edeceğim günlerim elbette olacaktı ama ilk önce kendime itiraf edeceğim günü bekleyecektim. O gün belki bugündür. Belki yarındır. Ama bundan sonra ki her gün benim günüm bizim günlerimiz olacaktı.
Kağıda gözlerimi ayırmadan bakıyordum. Bir sonraki saniye kafamı çevirdiğimde onun da başını yavaşça kaldırdığını gördüm. O an gözlerimiz şaşkınlığımızı anlatıyordu. Ben onun ismini öğrenmelerine deli olurken o yazı için şaşırıyordu. Benim şaşkınlığım delirmem demekti ve ben şuan deliriyordum. Onun ismini nasıl basit bir kağıda yazabilirlerdi? Kağıdı elinden aldım. Hızla içeriye adımladım. Arkamdan koşar adımlarla geliyordu. Bir sonra ki saniyede eliyle omzuma baskı yaptı.
"Kendi başına okuyacağını düşünüyorsan yanılıyorsun. Bende bunun bir parçasıyım."
Seni parçası yapan herkesi ayırmak istiyordum. Bütün sinirim bunaydı. Kararlı bir şekilde bana bakıyordu. Başımı salladım. Oda okuyacaktı. Yan yana salona doğru yürüdük. Tam koltuğa oturacağım sırada yapmam gereken başka bir şeyin olduğu o an aklıma gelmişti.
"Yine ne oldu?"
Hiçbir şey demeden merdivenlere doğru adımladım oda benimle beraber geliyordu. Ben ikişer ikişer çıkarken o tek tek çıkıyordu. Arkamdan geleceğini bildiğim için daha hızlı çıkmaya başladım. Onun için yapacağım şey onun arkamdan gelmesinden daha önemliydi. Ben merdivenleri çıkmayı bitirdiğim de o hâlâ çıkıyordu. Odanın kapısını açtığım esnada onun çığlığı ile olduğum yerde kaldım.
"Ah!"
Koşarak yanına geri döndüğümde trabzana tutulmuş bir vaziyette duruyordu. O olmasa yerle bir olacaktı. Nasıl böyle ihmalkâr oluyorum? Ayağı zaten yara içindeydi nasıl bunu göz ardı edip onunla beraber çıkmıyordum ki?
Hayır şimdi sikeceğim kafamı!
Hemen kollarından tutup onu bir çırpıda kaldırdım havaya. Oda kollarını destek alırmış gibi omuzlarıma sabitlemişti. Hızla odanın kapısını ayağımla iteledim ve onu içeriye götürdüm. Yavaşça yatağımın üzerine bıraktım.
"İyi misin!?"
Sesimin endişeli tonunu ben bile farketmiştim. Kendim için böyle endişe duymazdım duymuyordum.
"Evet, yani lanet olsun daha yavaş çıkabilirsin!"
Elini ayağına götürdü ve ayağında ki çorapları çıkardı. Çorapların ıslaklığı fazlasıyla belli oluyordu ama bunu ben yeni farkediyordum. Hemen giysi dolabımı açtım ve ona uygun bir şey aradım. Mal mıyım? Erkek kıyafetleri olan bir dolapta kız için ne bulmaya çalışıyordum?
Elim ilk çekmeceme gitti ve çorap çıkardım. Siyah erkek çorabı. Gerçekten şuan mal gibi davranıyordum. Çoraba bakıyordum birde kendime kızıyordum.
"Verir misin onu?"
Sikeyim! Gördü bu halimi gördü. Ona döndüğümde ise gülüyordu. Gülümsemesi çok güzeldi çok güzel görünüyordu. Hiçbir şey demeden elimde ki çorabı ona uzattım. Dolabımda resmi kıyafetlerimin dışında sadece t-shirt vardı. Versem giyer miydi? Elimle dokunduğum an kendimi durdurdum saçmalık bu çok saçma!
"Giyebilir miyim?"
Hayır amına koyayım hayır! Neden her düşündüğüm şeyi istiyordu benden? Onuda hiçbir şey demeden kendisine uzattım. Bir saat önce benim odamda yatıyordu. Bir saat sonra ise benim odamda benimle beraberdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH SATIR (+18)
Chick-LitKader. Kader herkesi bir araya getirirdi. Belki bir çift gözü tanımak isterdin ama o gözler seni istemezdi. Bir gün Bir gün o gözler senin gözlerinden başka bir şeye bakmayacaktı. "Gözlerinin içinde kendimi güzel görüyordum ben bir tek." "Kendine...