Olmakla olmamak arasındaki ince çizgide sıkışıp kalmıştım. Benim için güzel olanı ne olacaktı. Yaşam mı? Yok olmak mı? Güzel olması için işleyişin benim istediğim şekilde devam etmesi gerekmez mi? Gerçekten umudumu kestim ben. Düzenli bir hayatım yok, ailem yok, mutlu değilim. Beni mutlu eden bir sebebe bile tâbi değilim. Çok isterdim olsun, huzurum olsun hiçbir şeyim olmasın. Küçük yaşta savaşçı olmuştum ben. Her şeyi kendim öğrendim kendim yaşadım kendim kazandım. Elbette ayakta durabildim ama tek başıma bir bina dikmeye çalıştım. Binayı diktim fakat en küçük depremde bile yıkılabilir çünkü temeli sağlam değil. Temeli sağlam olmayan bir şey niye tutunmaya çalışsın ki? Çok yorulduğumu hissediyorum. Bazen hiçbir şey hissetmiyorum. Bu iyi mi kötü mü? Belkide ben bütün savaşımı verdim artık savaşacak bir şeyim kalmadı. Onlarca şey yaptım karşılığını alamadım. Evet savaş bitti. Yenisinin olmaması dileğiyle. Artık kaldıracak gücüm yok. Savaş bitti. Ben kaybettim ..
🪄
Sisli geçen bir kaç günün ardından biraz dinlenme fırsatı bulmuştum. Yusuf ile konuştuğum akşamdan beri kafamda dönen onlarca düşünce vardı. Kız yaşayacak mı? Onu gördüğüm ilk an. Hasan'ın getirmesi ile başladı her şey. Üstü başı kötü haldeydi. Ne olduğunu çok merak ediyordum onu diğerleri gibi öldürmeyecektim. Bu kızda başka bir şey vardı. Kendine gelmesini bekledim. Gözüm ondaydı onu izliyordum tek bir defa kırpmadım gözümü. Yavaş yavaş kendine gelmeye başlıyordu. Yavaşça kafasını oynatmaya çalışıyordu. Tahminimce ağrısı vardı boynunda. Ama neden ağrısı vardı? Piyon değil miydi? Bu kadar basit olmamalı. Hayır başka bir iş var. Eğer Derin'in adamlarından biri ise burayı avuç içleri gibi bilirler. Bu kız bilmiyorum kafamı karıştırmak için mi yapıyorlar bunu? Derin zaafım olmadığını bilir. Her neyse. Kız güçlükle kafasını kaldırmaya çalıştı kesik kesik inliyor ağrısı vardı evet. Hemen bizi farketmedi ama ben yine gözümü ondan ayırmadan izliyordum. Şimdi bunları bır kenarı bırakıp işime odaklanmam gerekiyordu. Kafasını kaldırdı ve herkese baktı. Göz bebekleri büyüdü kesinlikle korkuyordu. Ben ilk defa korkan birini görmüyordum ama bu kız. Bu kız gerçekten korkuyordu. Konuşturmak lazımdı kim olduğunu zaten öğrenecektim. Kendine geldi iyice konuşacak durumdaydı ama korkudan konuşamıyordu. Üzerine gidecektik bizde. Ve öylede yaptık kıza her bağırmamda sıçrıyor eli titriyordu. Sürdüğü ruj çenesine yanağına kadar dağılmıştı. Göz makyajı bile rimeli fazlasıyla akmış olmalı ki gözlerinin altı, yanakları hep rimel akıntısı. Ağlamış olabilirdi ama neden? Çok sorguluyorum asla tavrım bu değildir ama çok merak ediyordum. Masaya yaşlanmış onu izliyordum. Gözlerimin içine baktı ama öyle bir baktı ki bende o şekilde ona bakmaya devam ediyordum. Tacize uğradığını ve Ümit tarafından uğradığını söylüyordu. Ona neden inanacaktım? Beni manipüle ediyor olabilirdi. inanmayacaktım. Aynı anda Okan ve Ufuk kameralara bakıyordu. Her yerde kameralar vardı. Haber vermeleri gerekiyordu bana. Zaten kimliğini almıştık onada baktırıyorduk. Yaşadığı olayı anlatırken su istedi. Öyle bir ses tonu ile söyledi ki ben ona içer misin diye sormadığım için utandım. Gözlerime baktı bir kaç saniye sürdü ama bana asır gibi geldi. Bu kız benim ayarlarım ile oynuyordu. Şimdiye öldürmem gereken kızın oturmuş derdini dinliyordum. Hasan bulduğu ilk an öldürecekmiş kızı ben engel oldum merak ettim bu kızı. Suyu geldi. Ellerinin titrediğinin farkında değildi kapağı açamadı. Gerçekten komik bir hali vardı ama ben bunu bile merak içinde izliyordum. Hasan yaklaşıp suyu açacakken onu durdurdum ve şişeyi elinden alıp ben açtım ve verdim. Elleri o kadar titriyordu ki suyun yarısı üzerine dökülmüştü yarısını da içmişti. Ellerinin titrediğini farkedip gözlerini kıstı korkuyordu. Yüzüne iğrenç bir ifade takınarak devam etti. Bir kez daha bağırdım sana neden inanayım diye. Benim aklımı karıştırmasına izin vermeyecektim. Beni manipüle edemezdi yalan söylüyordu. Belki doğru söylüyordu bilmiyorum. Oda bana
"Bir kadın için ne kadar zor durum bunun yalanı mı olur? Hiç mi anneniz ablanız kardeşiniz yok? Onlar anlatsa da inanmayacak mısınız? Ya bana inanın ya da gerçekten önemli değil sıkın kafama." dedi. Sıkın kafama? Ben bunu yapmasını bilmiyor muydum küçük kız? Ama durdum seni dinledim gözüne baktım. Yalancı insanı anında anlardım içimden bir ses bu kızın doğruyu söylediğini diyordu. Bende onun bana yaptığı gibi "Peki sıkalım o halde." Diye cevap verdim. Dondu kendi bile ne söylediğini ancak farketti. Bekledi bir kaç saniye nefes aldı verdi ve
"Sıkın." Dedi. Öyle sert bir şekilde söyledi ki ben bile etkilendim. Gömleğimin içinde duran silahı çıkardım ve ona yaklaştım. Gözünü benden ayırmıyordu beni izliyordu. Silahı ona doğru uzatıp "Evet küçük kız oyunun sonuna geldik. Şah mat." Dedim. Şok oldu. Sıkmamak için bir sebep lütfen ilk defa sebep arıyorum bulamıyorum. Ama bir kere onu yaptığım o silahı çıkardığım için yapmam lazımdı belki öldürmezdim. Emniyeti açtım o sesi ikinci kere duydu bu sefer yüzünde mimik oynamadı kızın. Belli ki başka şeyler düşünüp kendini meşgul ediyordu. Tam tetiği çekecektim ki Ali içeri girip "Abi dur." Dedi. Aferin Ali şuan sana çok minnettarım yapmadım sayende sıkmadım bu kıza sıkmadım. Kızın gözüne öyle bir sevinç geldi ki gözünün içi parladı resmen. Ali kameralara baktıklarını söyledi kızla ilgili her şeyi öğrenmişler. Ve kız alayla bunların yeni aklımıza gelmiş olmasına güldü. Haklıydı benim kafam öyle karışmıştı ki ben bile sonradan söylemiştim. Ali'ye ve diğerlerine gitmesini söyledim. Hepsi çıktı dışarı. Baş başa kaldık. Gözünün içine bakıyordum sadece. Öyle bir şeydi ki bu anlatamıyorum. Öyle etkilendim ki kendime bile hayret ettim. Çok güzeldi fazla güzeldi. Güzel kelimesinden bile güzeldi. Öyle nutkum tutuldu. Beni çeken bir şey olduğunun farkındaydım ama bu denli beklemiyordum. Konuştu sesini duydum sigara istedi. Öyle nazik sesi var ki sürekli duyabilirdim. Hayır duyamam ben hiçbir şey duyamam böyle ergen hislere benim gibi biri yer veremez hayır. Bu kız mı asla.
Emin miyim?
Sigara verdim öyle zarif tutuşu vardı ki sigaranın yerinde o an ben olmak istedim. Hayır Ovanlı olamazsın sen hiçbir şey olamazsın. Sen kendine bunu yapamazsın ama o. Ama o.
O çok güzel...
Gözleri beni daha çok yaktı. İzliyordum sadece izliyordum onu. Belkide hep onu izlemeye devam ederim. Ederim. Edemem. Kendimle savaşıyorum. Kafama sıkmak istiyorum sussun artık. Sussun!
Sadece o konuşsun..
İki gün geçti üzerinden kırk sekiz saat saydım saatlerde beni saydı. Hastaneyi kapattım. Kimse onu görmesin diye.
Kimse onu görmesin diye mi ?
Ben naptığımın artık farkında değilim. Sadece kızın uyanmasını istiyorum. Bunu neden istediğimi de bilmiyorum. İstediğim tek şey kızın kendine neden bunu yaptığı. Basit bir sinir krizi mi ? Dikkat çekmek mi ? Küçük bir kızda değil ki ergen gibi davransın. Ne için bu hale soktu kendisini? Öğreneceğim.
Kendime bunu yaptığımı nasıl öğreneceğim peki?
Sorgulamaktan nefret ediyorum. Sorulardan daha çok nefret ediyorum. O konuşacak benim sorularım geçecek. Sorgulamam duracak ve bu saçmalığa bir son vereceğim en başından beri hataydı bır çocukla mı uğraşacağım? Kendine gel Aras sen bunu yapacak biri değilsin bir çocuk için mi asla. Geldiği gibi geri gidecek ve bir daha onu görmeyeceğim. Uyansın ve bitsin. Yarın son günü yarın uyanmazsa bir daha asla uyanamazmış. O uyansın ama geri kalan herkes uyusun. Ben bekleyeceğim. Beni kim bekleyecek? Düşünürken bile beynimi parçalara ayırmak istiyorum. İçimde ki ses bile kesilsin konuştuğum yerde cinnet geçirmek üzereyim. O kadar çok sorguladım ki. Yoruldum gerçekten yoruldum. Bunca zaman yorulduğum yetmiyor gibi şuan bile yoruluyorum. Bekleyeceğim demiştim yarın son gün. Yarın her şeyin son günü. Ya uyanır ya da uyanmaz. O kendisi ve yaşadıkları arasında ama uyanacak. Ben uyanacağına inanıyorum. Uyansın her şey o zaman başlayacak.
Ya da bitecek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH SATIR (+18)
ChickLitKader. Kader herkesi bir araya getirirdi. Belki bir çift gözü tanımak isterdin ama o gözler seni istemezdi. Bir gün Bir gün o gözler senin gözlerinden başka bir şeye bakmayacaktı. "Gözlerinin içinde kendimi güzel görüyordum ben bir tek." "Kendine...