DÜŞMAN İNİ

112 1 0
                                    

Ait olduğum yere ilk defa tek başıma gitmiyordum.

Duygularımla,kırgınlıklarımla,cevap arayışımla değil,bu defa bunların hepsini yaşamamak için gidiyordum.

Tek gitmiyordum çünkü yanımda başka biri vardı. Ait olduğum yerde o başka biriyle başka şeyleri yaşamaya,o başka birinin bana başka şeyler yaşatacağı bilinci ile gidiyordum

Ben ilk defa tek gitmiyordum. Bu defa gidişim belkide dönemeyişim olacaktı ama tek gitmiyordum. Başka biri ile başka bir şekilde dönememek için gidiyordum.

2 saat önce...

"Muğla'ya gidiyoruz derken?!" Muğla nereden çıkmıştı ki şimdi?!
"Açıklama yok aldıklarımı bir valize yerleştir istersen yanına alma yenilerini alırız."
"Açıklamayı hakettiğimi düşünüyorum!"
Kaşlarını kaldırdı ve alayla bana gülmeye başladı.
"Beklentini karşılamak zorunda olduğumu düşünmüyorum."
Bu defa da ben alayla güldüm.
"Senin yüzünden başıma gelmeyen kalmıyor,senin yüzünden yapmadığım bir halt kalmıyor, yediğim tehditte yetmiyor! Ama ben ağzından çıkacak iki kelime için beklentimi karşılamayacak oluşunla sınanıyorum öyle mi?!
Ufak adımlarla tam önümde durdu ve dudağını ısırdı.
"Bunlara mecbur değildin o gün fırsatın varken polisi aramalıydın."
Kaşlarım havalanmıştı o biliyor muydu?
"Sen... nasıl?!" Fena utanmıştım,hayır kendime. Kendi yaptığıma utanmıştım onun karşılığı bu olmamalı.
"Bilmediğimi düşünmen ilerde mesleğini etkileyecektir."
"Fırsatım vardı istesem seni iki dakika içerisinde o içeriye tıkardım ama sana yaptığım şey buna izin vermedi!"
"Napmışsın bana?"
Dudakları kıvrıldı ve gözleri dudaklarıma doğru indi. Bu hareketine karşı benimde gözlerim onun dudaklarına indi. Dudakları aralandı sonra yalayıp dudaklarını yeniden kapattı ve kıvrılmaya devam etti.
"Çık odadan hiçbir yere gelmiyorum!"
Tekrardan alayla güldü.
"Seçenek sunmadım küçük hanım."
"Kibirli piç!"
İyice gülmüştü gülmesi beni çok sinir ediyordu ve bu laflarımı sonuna kadar hakediyordu.
"1 saatin var geldiğimde hazır olmuş ol."
"Gelmiyorum dedim neyini anlamıyorsun?!"
"Gelmeyip burada mı kalacaksın?"
"Hayır kendi evime gideceğim!"
Kafasını salladı ve kaşlarını kaldırdı.
"Bir evin olduğunu nereden biliyorsun? Belki o evin yanmıştır belki patlamıştı. Bumm!"
Ellerini çırpması ile yerimden sıçradım ve Aras tekradan kahkaha atmaya başladı.
"Gelmezsen ciddi anlamda bir evin olmayacak küçük hanım şansını fazla zorlama!." Elini cebine attı ve odasından çıktı. Şimdi ki planı neydi? Anneannem'in orada olduğunu mu biliyor? Beni onun yanına mı götürecek? Ya beni tehdit eden o kişiye verirse? Kendi için beni yem olarak mı kullanacak? Belkide benimle işi bitmişti! Gösterdiği yaptığı her şey oyundu?! Hayır değildi. O gün ki sarhoş adam,Aras'ın ta kendisiydi. O gerçek Aras'tı. Az önce karşımda duran adam Aras değildi. O kendini saklayan bir maskeydi ben gerçeğini kendim bizzat görmüştüm. Düşüncelerim ile gördüklerim arasında çok fark vardı. Düşüncelerim Aras'ın iğrenç biri olduğunu fısıldarken, gördüklerim Aras'ın zararsız yaralı biri olduğunu haykırıyordu. Aras zararsız yaralı biri iken kendisini iğrenç biri olarak tanımamı sağlayan bir ruh hastasıydı! Hayır yine değildi. Aras kendi benliğini göstermeye korkan zavallı biriydi!
Bende onun yaptığı gibi odasından ayrıldım ve kaldığım odaya doğru yürüdüm. Kendimi biraz halsiz hissediyordum fakat ayakta durabiliyordum. Uykumu almıştım ama içim kendine gelememişti. Odaya girdiğimde ise yatağın üzerinde bir valiz duruyordu. Her şeyi istediği gibi yapmıştı benide buna mecbur edecekti. Sadece başımı salladım ve banyoya girdim. Gidecektim. Mecbur muydum? Hayır. Evet! Eşek gibi gideceğim işte! Evimin olmadığını ve evimin başına bir iş geleceğini söylüyor! Oraya gidip döndüğümüzde çok farklı bir şekilde döneceğiz Aras bu sana sözüm olsun! Oyunun seyrini ben değiştireceğim.

SİYAH SATIR (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin