HER ŞEYİN BAŞLANGICI

135 0 0
                                    

"Sevgilim uyanır mısın artık çok sıkıldım ben."

Yanağımı tatlı tatlı okşayan o eli tutup yemek istiyordum ne de narindi öyle.

"Aras hadi ama ne çok uyudun be!"

Gözlerimi açtım ve karşımda yüzü güneşten görünmeyen o kişiye bakmaya çalışıyordum. Kimdi o?

"Sevgilim aç gözlerini."

Gözlerimi açtım bir daha kapattım. Aynı hareketi defalarca tekrarladım. Karşımda duran kişi...
Alçin!

"Ne o beni gördüğüne sevinmedin sanırım."

Yanağımı öptü ve yataktan kalktı.

"Hadi sevgilim gel."

Sevgilim?! Neler oluyor ben rüyada mıyım?!

"Niye öyle şaşkın şaşkın bakıyorsun üzüyorsun beni ilk defa mı gördün?"

Evet ben rüya görüyorum bu gerçek değil yani olamaz hayır uyanmam lazım!

"Gelmeyeceksen gidiyorum ben?"

"Nereye?!"

"Senin gelmediğin ama benim gideceğim bir yere."

"Gidemezsin!"

"Gittim bile."

Nefes nefese uyanmıştım. Etrafıma baktığımda ise gözümün önüne belirli belirsiz şeyler geliyordu. Sağıma döndüm istemsizce yastığın üzerinde duran bir kaç tane saç teli vardı. Gece gözlerimin önüne geliyordu. Doğru muydu?!
Üzerimde pantolonum duruyordu tüm gece bununla yatmıştım. Gömleğim yerde duruyordu.
Siktir!
Yataktan fırladım ve odadan dışarıya çıktım. Başım çatlıyordu. Koşarak merdivenleri indim. Kapıyı görünce görüntüler yeniden gözlerimin önüne geliyordu. Hayır yapmadım hayır amına koyayım yapamam yapmamışımdır!
Salona doğru yürüdüm ve şöminenin önünde onu gördüm. Yerde oturuyor başını dizlerine vuruyordu. Yanına doğru gittim beni farketmedi bile. Yanlış bir şey mi yapmıştım gece?!
Ah hayır hayır hayır ben hepsini hatırlamıyorum ben o denli kendimi kaybetmemişimdir. Sikeyim tamamı gözümün önüne gelmiyor bile.
Yere çömeldim ve koluna dokundum.
"Annemden öğrenmiş bizzat annemden öğrenmiş!"
Ne diyordu bu kim neyi öğrenmişti?
"Alçin."
İlk defa adıyla seslendim ona.
Gözlerini kapattı ve başını dizlerine yeniden vurmaya başladı.
Hemen kafasını tuttum ve yüzüme bakması için zorladım.
"Ne oluyor?!"
Eliyle bana telefon uzattı kendi telefonuydu.
"Al bak ne olduğunu sende gör!"
Ekranı açtım ve karşıma direkt gelen bir mesaj çıktı. Defalarca okudum okudum ve telefonu yere bıraktım. Tekrar Alçin'e dönüp kollarını tuttum ve ayağa kaldırdım. Titriyordu beni görmüyor duymuyordu. Dahada kötüleşmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum nasıl sakinleşecek bilmiyordum. Hemen kucaklayıp merdivenlere doğru yürüdüm. Hızla onu odama alıp banyoya soktum. İlk aklıma gelen buydu. Onu küvete indirdim. Hâlâ kendinde değildi. Titremeye devam ediyordu. Üzerinde ki t-shirti çıkardım. Umarım hasta olmaz. Soğuk suyu açtım. Tepki vermiyordu titremesi dahada artmaya başlamıştı. Hemen banyodan çıkıp telefonumu aramaya başladım. Sikeyim ya telefonum nerede?!
Öyle bir panik dalgası sarmıştı ki beni. Ne için bu halde olduğumu bile bilmiyordum sadece panik içinde olduğumu biliyordum. Odadan çıktım ve koşarak aşağıya indim. Kapıyı açtım ve yine koşarak arabaya doğru gittim. Halimi gören çocuklar yanıma gelmişlerdi. Yarı çıplak bir şekilde ayağımda hiçbir şey yok ben dışarıdayım.
"Abi ne oluyor?!"
"Telefonum nerede amına koyayım ya!"
Arabanın içine dışına bakıyordum ama o lanet telefonumu bulamıyordum.
"Abi iyi misin?!"
"Biriniz arayın beni sikeceğim bu arabayı şimdi!"
Yanımda duran Burak'tı ve beni hemen aramaya başlamıştı. Telefon arabanın içinde çalıyordu fakat bulamıyordum. Bütün her yeri yoklamıştım ama telefonun olduğu yere ulaşamamıştım. Dakikalardır oyalanıyorum burada. Hay sikeyim böyle işi!
"Yusuf'u ara çabuk! Ateş düşürücü alsın ne bileyim ilaç getirsin ve hızlı olsun çok hızlı!"
Telefonu aramayı bırakıp eve geri koştum. Yukarıya çıktım,nefes nefeseydim. Kendimi deli gibi hissediyordum niçin bu kadar endişelenmiştim?! Odaya girdiğim gibi soluğu banyoda aldım. Gördüğüm manzara ağzımı karışça açmaya yetmişti.
"Alçin!"
Küvet su ile doluydu ve Alçin suyun içindeydi. Başı bile zor görünüyordu. Küvetin önüne çöktüm ve Alçin'i çıkardım. Öksürmeye başlamıştı oldukça su yutmuştu buz gibiydi. Ona sarılarak çıkardım ve tekrardan kucağıma alıp banyodan çıktım. Yatağa doğru bıraktım. Tekrardan öksürmeye başlamıştı. Kesinlikle ateşlenecekti. Üzerinde ki şortu da çıkarıp bir kenarı atmıştım. Yatağın üzerinde ki örtüyü alıp Alçin'in üzerine örttüm. Neden yalnız bıraktım neden?!
"Anne!"
Üzerinde ki örtüyü atmış hızla doğrulmuştu.
"Benim Aras!" Kollarımla onu sarsmaya başladım.
"Aras." Ses tonu düşmüş bakışları yumuşamıştı.
"Aras?!"
Kollarını boynuma sardı. Hâlâ titriyordu. Vücudu buz gibiydi her yeri ıslaktı ve su aktığı an irkiliyor kendini bana daha çok yaslıyordu.
"Üşüyorum."
Örtüyü tekrar alıp vücuduna sardım. "Bekle beni hemen geliyorum!."
Hızla odadan çıktım ve aşağıya indim. Burak koşar adımlarla eve doğru geliyordu.
"Abi doktor yola çıktı geliyor."
Salona döndüm ve yerde duran telefonu aldım. Alçin'in neden böyle olduğunu anlıyordum. Annesi ile ilgiliydi. Bu mesajı kimin attığı zaten belliydi fakat annesinden vurması bardağı taşıran son damla olmuştu. Telefonu alıp yukarı çıktım. Öyle hızlı hareket ediyordum ki sebebini bende bilmiyordum. Bir endişenin içindeydim ve bunu ikinci defa yaşıyordum. Bu kız için ikinci defa endişeleniyordum. Hayır endişe değildi ben korkmuştum. Onu o küvette suyun içinde görmek beni oldukça korkutmuştu. Odaya doğru girdiğimde ise yatakta baygın bir vaziyette gördüm. İçim çekilmişti. Yeniden korkmuştum. Elimi anlına koydum ve yanıyordu. Bu kadar hızlı olacağını beklemiyordum bile. Yusuf'un hemen gelmesi gerekiyordu ben şuan elim kolum bağlı şekilde odanın içinde dört dönüyordum. Yatağa oturdum ve elimi yeniden anlına koydum aynıydı. Öylece oturmuş ona bakıyordum gerçekten bir şey yapamıyorum benim ilk defa başıma böyle bir şey gelmişti. Oldukça toydum napacağım konusunda en ufak bir fikire bile sahip değildim. Ellerimi ıslak olan saçlarına geçirdim. Yavaşça okşadım ve içimde ki korku dalgasını saçlarının arasına karıştırmaya çalıştım. Öyle de oldu işe yaradı saçlarını okşadıkça korkum azalıyordu. Benim panzehirim gibiydi. Gördüğüm andan itibaren içimde ki son kalan iyiliği onun çıkaracağını anlamış,bundan korkmuştum. Aşkın esaretine düşmekten korkmuştum. Aşık mı olmuştum?! Ona bakarken yüzümün güldüğünü bile farketmemiştim,aynadan kendimi görene kadar. Yüzüm gülüyordu,yüzüm ilk defa bir yüze gülüyordu. Merdivenlerden gelen ses ile içimin rahat bir şekilde nefes aldığını farkettim. Hemen odanın kapısı açıldı ve içeri Yusuf ardından Burak girdi. Burak'ın Alçin'e olan bakışı görünce içimde kabaran öfkeyi parmak uçlarıma kadar hissettim. Bu ne demek sen ona ne cüretle bakarsın?!
Burak ona olan bakışımı görünce odadan çıkmıştı. Burak'ın çıktığı kapıya bakıyordum peşinden gidip onun gözlerini yerinden çıkarmak istiyordum. Alçin'i sadece iç çamaşırları ile görmüştü. Kolumda hissettiğim baskı ile Yusuf'a döndüm.
"Sakin ol ve bir şey yapmaya kalkışma!" Sesi beni uyarmıştı ve ben başımı sallamıştım. Yusuf'un da Alçin'i böyle görmesini istemiyordum onu kimsenin görmesini istemiyordum. Gözlerimi yumdum ve nefes almaya çalıştım. Yusuf Alçin'in yanına oturmuş eliyle vücudunu kontrol ediyordu.
"Noldu kıza? Vücudunun hali ne Aras?!"
Açıklama yapmam zaman kaybıydı.
"Ateşi var!"
"Farkındayım bunun kes şunu soruma cevap ver!"
"Ateşi var!"
Üzerine basa basa söyledim. Yusuf Alçin'in gözlerini parmakları ile açtı.
"Baygın,yüksek ateş. Soğuk su ile mi duş aldı?"
"Hayır yani evet su soğuktu ama kendine gelmesi için soğuk suyu açmıştım ondan öncesinde titriyordu ve bir kendindeydi bir değildi. Duş almadı suya kendim koydum fakat geldiğimde suyun içindeydi kendini suyun içine gömmüştü sanki."
Söylerken yorulmuştum ve anlatırken ses tonumun düştüğünü duymuştum. Prangalarım kırılıyordu onun için konuşurken sesim kendiliğinden böyle çıkıyordu.
"Panik atak muhtemelen. Titremesi kendine olması veya olmaması hiçbir şeyi hissetmemesi sadece korku içinde olması. Panik atak geçirmiş olabilir."
"Evet suyun soğukluğunu bile hissetmedi."
"Çünkü korkudan beyni ona fiziksel tepkileri yaşatmadı."
Yanında getirdiği çantasını açtı elinde şırınga duruyordu.
"Düzgün bir şekilde yatıralım."
Yusuf kollarını Alçin'e uzatınca,hemen önünü kestim. Alçin'i kendim kucakladım ve başını yastığa koydum.
"Ateş düşürücü yapacağım."
Yusuf şırıngayı tutup bana bakıyordu.
"Ne?!"
"Kalçadan yaparsam hızlı yayılır."
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
"Hayır bu gereksiz kolundan yapabilirsin ya da serum bağla iğne yapmak zorunda değilsin!"
"İkiside aynı hesap Aras Alçin çocuk mu?!"
Asla izin vermeyeceğim bilmiyordum niye vermeyeceğimi. Görmesin istiyorum kimse onu görmeyecekti.
"Pekâlâ, neyse ki haberim olmuştu da hazırlıklı gelmiştim."
O an akıl edip söylemiştim iyikide.

SİYAH SATIR (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin