Alin size benden jest lan 14u de yayinladim bi gunde 3 bolum
(yazar)
Kai telefonuna düşen bildirim sesiyle beraber elindeki kahve bardağını masasına bıraktı.Hala öfkeliydi.Aynı zamanda da stresliydi.Hapise düşebilirdi işlediği suç yüzünden.İçinden Jungkook'un kendisini şikayet etmemesi için binlerce dua sıralıyordu.
Telefonunun şifresini girdikten sonra mesaj kısmına girdi.Bir bankadan geldiğini düşünüyordu fakat ekrandaki 'Taehyungie' yazısını gördükten sonra kalbi küt küt atmaya başlamıştı.
Acaba pişman olduğu için Kai'ye geri mi dönmek istemişti?Olası bir durumdu.Jungkook gibi birini kim isterdi ki kendisi varken.
Mesaja tıkladı ve yazı olmadığını gördü.Bırakılmış birkaç saniyelik ses kaydı vardı ekranda.İlan-ı aşk beklentisiyle sesi açtı ve dinlemeye başladı.
Kulağına gelen yüksek sesle küfür eden Taehyung'un sesini duyduğunda afalladı.Küfürlet yağdırıyordu kendisine.Sebebini bile bilmezken kendisini parka çağırmıştı.
Kai,kalbinde ağrı hissetti ve mutfağa gidip bir bardak su aldıktan sonra soluklana soluklana içti.
Ne yapmış olduğunu düşünüyordu ki aklına Jungkook geldi.Onu mu bulmuştu?Ama onu umursamıyordu,onu bulsa neye bu kadar sinirlenirdi ki?
Şişme montunu ve telefonunu aldıktan sonra kapıyı kilitledi ve asansöre bindi.Korkudan titrediğini ancak sabit durduğunda anlayabilmişti.Dış kapıdan çıktığı gibi arabasını çalıştırdı.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Taehyung,geldiği parktaki banka oturmuş yarım saattir Kai'yi bekliyordu.5 dakikan var demişti ama ona zarar vermeden dönerse Jungkook'un yüzüne bakamazdı.Hiç umursamadığı Jungkook için birazdan birini ağır bir şekilde yaralayacaktı.
Elleriyle oynuyordu,parmaklarındaki etleri soymaktan kanatmıştı.Dizlerini sallıyordu kendine hakim olabilmek için.Nefesleri sık ve düzensizdi.Etrafına bakındı ama kimseui göremedi.Bir süre daha bekledi.Hava git gide kararıyordu.
Gelmeyeceğini anladığı sırada ayaklanıp hızlı ve baskın adımlarla Kai'nin evine doğru yürümeye başladığı sırada arkasından titrek bir ses geldi.
"Taehyung,geldim."
Taehyung duyduğu ses karşısında kendini olabildiğince tutmaya çalışıyordu.Birkaç saniye derin mefes alıp verdikten sonra yüzünü sesin sahibine çevirdi.
Karşısında duran Kai ile göz göze geldiği anda adımlarını ona karşı çevirdi ve hızlı adımlarla neredeyse koşacak gibi ona doğru gitmeye başladı.
Kai refleks olarak adımlarını geriye atsa da bir şey değişmedi.Yüzünde hissettiği ağır darbe ile bilincini birkaç saniye yitirdi ve gözleri bulanıklaştı.
"Seni buracıkta öldüreceğim.Asit ile yakacağım o ellerini.Hangi ellerle dokundun Jungkook'a,bu ellerle mi?"
Bileğini kavradı ve havaya götürdü.Elleriyle öyle bir baskı uyguluyordu ki Kai acı eşliğinde çığlıklar atıyordu.Bileğinden gelen ses ile birkaç saniye duraksadı.Ardından gelen acı ile gözyaşları gözlerinden akıp yanaklarına,oradan da boynuna düşüyordu.
Taehyung,Jungkook'a dokunan o elleri kırmıştı.
Yumruklarını ard arda önünde duran bedenin her bir noktasına geçirirken sinirlerinin doruklarındaydı.
Verebileceği en büyük hasarı veriyordu Kai'ye her geçen saniye.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Yarım saat aralıksız bir biçimde Kai'yi döven Taehyung'u durduran şey Kai'nin bayılmış olmasıydı.
Ayağa kalktı ve hiçbir şey olmamış gibi üstündeki tozları silkeledi.
Son bir kez önünde yatan bedene bakıp tükürdükten sonra ellerini paltosunun cebine koyarak arabasına doğru yürümeye başladı.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Birkaç gün önce ölesiye nefret hissettiği çocuk için şimdiyse birini bayıltmıştı Taehyung.Bunu neden yaptığını kendisine dahi açıklayamıyordu.
Jungkook'tan hem nefret ediyordu hem de onu kendiyle bağdaştırıyordu.
Belki de kendiyle bağdaştırdığı için nefret ediyordur ondan.
Taehyung kendisini sevmeyen bir adamdı.Ne yapsa tatmin olmazdı.Sevgi görmemişti ve her zaman şiddet görmüştü.Şiddetin her türlüsünü görmüştü hem de.
Jungkook da kendisi gibiydi.
Ama onda kimsede görmediği bir şeyi görüyordu Taehyung.
Şefkat.
Yabancı olduğu bu duyguyu Jungkook'tan duyuyordu.
Onu ailesi gibi görüyordu.
Ama yine de hala ondan nefret ediyordu.
Onu öldürebilecek kadar nefret ediyordu,aynı zamanda onun için birini öldürebilecek kadar seviyordu.
Sahi,onca şey yaşamasına rağmen,nasıl böyle güzel kalpliydi Jungkook?
Nasıl hala hayattan zevk alan bir çocuk gibiydi Jungkook?
Jungkook kırılmıştı.Kırgınlığını başkalarına göstermek istemiyordu.Kırgınlığını göstermektense,başka biri olmayı yeğlerdi.Yıllardır böyle yaşamıştı.
İki kalbi kırık kişi,nasıl olur da birbirini sarabilirdi?
Daha kendine iyi gelemezken Jungkook'a nasıl iyi gelebilirdi?
Bunlar onun hakkında bildiklerinin yarısı bile değildi ve Jungkook'un başına gelmiş olabilecek her ihtimal Taehyung'u öfkelendiriyordu.
Biri ona dokunmuş muydu?O eli kırardı fakat kendisi çekinmezdi onu kırmaktan.
Jungkook'un kalbi hep kırılmıştı,daha da kırılacaktı.Taehyung tarafından.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Bsş diyim mi cok kotu gidiyo Allah carpsın yapamıyorum ben bu isi ya ama yazmak da istiyom of napcam ilerki bolumlerde başka üyeleri de eklemek istiyom ama nasi yapcam bilmiyom of neyse yorum atin
En cok araba olan sehrimiz
Kars
(ltfn bunlrı cddye almyn)