45. Bölüm

143 13 25
                                    

(yazar)

Arabaya atladıklarında beraber sade ama güzel vakit geçirebilecekleri bir mekâna gitmeyi düşünüyorlardı.Bu yüzden en uygun ortam olarak ormanlık alanı seçmişlerdi.Daha iyi tercih olamazdı!

Yaklaşık iki saatlik müzik eşliğindeki yolculuğun sonucunda hedeflerine ulaştıklarında arabadan teker teker inmişlerdi.Yanlarında birer içecek ve en basitinden birer sandviç getirmişlerdi.Yemekten ziyade,beraber vakit geçirmekti amaçları.

Sevgili olmamış halleriyle bile el ele tutuşmadan yürüyemeyen bu iki insan,bir de sevgili olsalardı ne olurdu acaba?

Etrafta neredeyse kimse yoktu.Üç beş yeni evli olduklarını düşündükleri çift ve birkaç da velet vardı etrafta çığırarak koşuşturan.Ama bu,vakitlerini güzel harcamalarına engel değildi.

Bankların hemen hepsi doluydu,boş olanlar da ya batıktı,ya da güneşte kavrulmuştu.Bu yüzden yanlarına ne olur ne olmaz diye aldıkları örtüyü yere serdiler.Başlarda Jungkook'un taşıdığı,daha sonrasında sevdiği adama kıyamadığı için Taehyung'un devraldığı piknik sepetini açtılar.İkisi de pek aç değildi,bu sebepten elleri ilk önce yemek yerine içeceğe gitmişti.

Jungkook muzlu süt,Taehyung ise en sekinden asfalt gibi koyu olan kahvesini almıştı yanına.İkisi de içeceklerini,yanlarına aldıkları kupalarına doldurduklarında sohbet eşliğinde yudumlamaya başladılar.

"Taehyung,çok güzel olmadı mı böyle?"

"Nasıl yani?"

"Yani,abim ve Yoongi hyung sevgili oldular.Namjoon ve Jin hyung da sevgili oldular.Herkes çok mutlu ve huzurlu.Bir arada olmak çok güzel hissettirmiyor mu sana da?"

"Ah,ondan bahsediyorsun.Evet,güzel bir his.Ama emin ol daha güzel olan şeyler var dünyada Jungkook."

"İnsanın arkadaşlarının olmasından daha güzel ne olabilir ki?"

"Bir çift göz.Her şeye bedel olabilecek bir çift göz."

"Ne gözü?"

"Senin gözlerin."

Jungkook,yanaklarında hissettiği ateş ile beraber ellerini yanaklarına koydu belli olmaması için ama bilmediği bir şey vardı:Böyle yapınca her şeyi daha da belli etmişti.Taehyung ise onun bu haline gülümsemekle kalıyordu.Arkasını dönüp tekrar ağaca yaslandığında kahvesinden bir yudum daha aldı.Jungkook ise bağdaş kurmuş bir şekilde onu hayranlıkla izliyordu.Her bir zerresi mükemmeldi.Saçları,mis gibi kokan saçları.Bazen parıltılı,bazen öfkeli bakan o gözleri.Ve...ve dudakları.Dolgun dudakları.Jungkook,karşısındaki bedenin çehresinin her bir ayrıntısını tek tek inceliyordu.Nasıl böylesine kusursuz olabilirdi?

Taehyung,Jungkook'a bakmak yerine karşısına bakmayı tercih ediyordu.Daha doğrusu bakmamayı.Gözlerini kapatmış bir biçimde etraftaki kuşların cıvıltılarını dinliyordu.O kadar uzun süredir böylesine bir huzura hasret kalmıştı ki...

Kapalı gözleri,işittiği ses ile açılmış ve sesin geldiği yöne doğru çevrilmişti.

"Şey,Taehyungie..."

"Hm?"

"Benim biraz şeyim geldi."

"Neyin geldi Jungkook?"

"Şey işte ya!"

"Anlamıyorum,açık olsana."

"Of çişim geldi işte!"

"Ah,bu muydu?Bunda utanılacak bir şey yok direkt söyleyebilirdin.Ben seni beklerim,git gel."

"Ama hyung,tek gidemem."

"Nedenmiş o?"

"Küçüklükten kalma korkularım var.Tuvaletlere tek başıma gidemiyorum zorunda kalmadıkça.Birisi beni kovalıyormuş gibi hissediyorum.Ayrıca o tuvaletten hiç iyi vibe almıyorum.Altıncı hissim asla yanılmaz.Bu yüzden sen de gelir misin?Yani kapıda beklemek için."

"Gelsem mi..?"

"Aish!Hyung çabuk ol altıma işeyeceğim!"

"Bunu görmek isterdim."

"L-lütfen dayanamıyorum!"

"Tamam,pekala.Hadi kalk da gidelim.Şapşal."

"Şapşal değilim ben!" diye bağırdı Jungkook koşarken.Altına işeyecek olsa bile altta kalamazdı hiçbir şekilde.İnadı inattı.

°

Dakikalardır kapıda beklemekten ağaç olan Taehyung,kapıya yaslanmış,ellerini de göğsünde birleştirmiş bir şekilde seslenmişti içeriye.

"O kadar süt içersen böyle olur.Ne düşünüyordun ki?"

Kendi kendine yüksek sesle söylenip tekrar beklemeye devam etti.Dakikalar sonunda Taehyung'un içindeki endişeler kıvılcımlanmaya başlıyordu.

"Jungkook?"

"..."

"Hey!Jungkook sana diyorum."

"..."

"Aish,eğer on saniye içinde bir cevap alamazsam kapıyı açarım hazırlıklı ol."

"..."

"on,"

"..."

"dokuz,"

"..."

"sekiz,"

"..."

"yedi,"

"..."

"altı,"

"..."

"beş,"

"..."

"Ah Tanrım!Dört,"

"..."

"üç,"

"..."

"iki,"

"..."

"bir..."

Taehyung,kapının kilitli olduğunu farketti.Birkaç denemeden sonra açılmadığını gördüğünde ise omzunu hazırlayarak kapıya bir kez vurduğunda yere düşen kapı sesiyle beraber içeri daldı.

"S*keyim..."

¬¬¬¬¬¬¬

İcime sinmedi bu arada

Oy yorum dont forget he

Oy yorum dont forget he

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hard Love/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin