(jk)
Jimin çok tatlı birisiydi,benden yaşça büyük olmasına rağmen onun yanında aynı yaşta,hatta daha büyükmüşüm gibi hissediyordum.Yaşantılarım beni maalesef olgunlaştırmıştı.Çocukluğumu elimden aldıkları için bu yaşımda çocuk olmaya çalışıyordum.İnsanlar ise hiç bilmedikleri bir hayatı yadırgıyorlardı.Fakat Jimin öyle değildi.Beni olduğum gibi kabullenmişti.Onun yanında bazen elim ayağıma dolaşıyordu heyecandan,sonuçta hiç arkadaşım olmamıştı.Fakat o,benim aksime çok geniş bir çevreye sahipmiş gibi gözüküyordu.
Birkaç saniye etrafta gezdirdim bakışlarımı ve BAM!Taehyung orada beni öldürecekmiş,hayır beni değil,Jimin'i öldürecekmiş gibi bakıyordu.
"Jungkook biliyor musun,kardeşime çok benziyorsun.Onun da dudağının altında ben var,onun da ön dişleri ileride,onun da gözleri ışıltılıydı...Kardeşime cidden çok benziyorsun.Ama gözlerinin ışıltısını çaldılar,asla affetmeyeceğim onları."
"Kimi affetmeyeceksin?"
"Annemizi,özellikle baba denen o p*çi."
Küfür etmesiyle beraber şaşırdığımı belli edercesine gözlerimi kocaman açtım.Çok tatlı birisiydi,ilk kez küfür ettiğini duymuştum.
"Sanırım kardeşini cidden seviyorsun,daha önce hakaret bile etmezken şimdi konu o olduğunda tüm evreni yok edebilecekmiş gibi konuşuyorsun."
"Ah,küfür için üzgünüm Jungkook.Ayrıca evet,onun için tüm evreni yok edebilirim.Keşke,keşke hala beraber olabilseydik.Ona çilek yedirmek isterdim ellerimle.Çileği çok severdi."
Gözlerim dolmaya başlıyordu.Ne yani,benim gibi acı çeken ve abisini kaybetmiş başka birisi daha mı vardı?Ne acı...
"Biliyor musun Jimin,sen de benim abime çok benziyorsun.Onun yüzü küçüktü,çenesi ise sivriydi.Dudakları da kocamandı.Ayrıca boyu biraz...Öhm!"
"HEY!BOY KONUSUNDA HASSASIM DEMİŞTİM!GEL BURAYA."
Sahte bir sinirle kolumu acıtmadan ısırmıştı.Ben de onun bu küçük ve sevimli oyununa ayak uydurarak canım çok acıyormuş gibi tepki göstermiştim.Dışarıdan kesinlikle deli gibi gözüküyorduk.Ah,dışarı demişken...
Gözlerim tekrardan siyah arabanın içindeki adamı bulduğunda resmen kırmızıya dönen birisini görmüştü!Sinirden kıpkırmızı kesilmişti.Bu yüzden Jimin ile olan ufak oyunumuzu yarıda kesip kaş göz işaretleri ile onu durdurdum.
"Keşke abim olsaydın Jimin..."
"Keşke Jungkook,keşke kardeşim olsaydın..."
Aramızda asırlara bedel bir bakışma yaşanıyordu.İçimden bir ses,ona karşı bir şeyler hissettiğimi fısıldıyordu.Bu his,tamamiyle bir abi şefkatiydi.Gözleri dolmaya başlamıştı.
"Kapibara..."
Dediği sözcük ile afallamıştım.Duyduklarımın sadece bir yanılsamadan ibaret olup olmadığını teyit etmek amacı ile tekrar sordum.
"Ne?"
"Kapibara Jungkook,kardeşimle aramızdaki özel kodlamaydı."
Gözlerime hapsettiğim yaşlarım birer suçluymuş gibi tek tek kaçıyorlardı hapislerinden.Yanaklarım tuzlu su ile dolmaya başlamıştı.Hıçkırıklarım yankılanıyordu karanlık gecede.Karşımdaki bedene baktım,inanamadım tekrar baktım.Yıllardır hasretini çektiğim,yaptıklarını asla ödeyemeyeceğim,bir can borçlu olduğum abim,karşımdaydı.
"A-abi!"
Karşımdaki insan ise aynı şekilde ağlıyordu,hıçkırıkları öyle şiddetli bir hâl almıştı ki nefes alamıyor diye korkmuştum.Onu kazanamadan tekrar kaybetmekten delicesine korkuyordum.