Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen 🩷🤍
Bölüm şarkısı medyada:
Habibi / Tamino
Keyifli okumalar
_________________________Aysun yuvarlanarak düşerken metreler sonra karın hizasından bir ağaç gövdesi tarafından durdurulmuştu. Acı içinde inledi. Daha öncesinde canı hiç bu kadar yanmamıştı. Karnında hissettiği sıcaklığın, göremiyor olsa dahi kendi kanı olduğuna emindi. Vural'ın sesi yaklaşırken elini dudaklarına götürerek sıkıca kapattı. Acı, katlanılmaz bir boyuttaydı.
Hareketsiz kalmayı sürdürürken yüzüne tutulan fener ışığıyla gözyaşlarını serbest bırakmıştı.
"Sana bir süre misafirim olacağını söylemiştim Aysun."
Vural, Aysun'un yanına indiğinde onu baygın halde bulmuş, eve kadar kucağında taşımıştı. Aysun'u yatağa bıraktığında rengarenk elbisenin karın kısmındaki kan lekelerini gördü. Korkuyla Aysun'un elbisesinin eteğini sıyırarak karnını açarken hâlâ batık halde duran dikenleri ve muhtemelen çarpmanın etkisiyle ağaçtan saplanmış olan odunun açtığı derin yarayı gördü. Henüz fazla kan kaybetmiş görünmese de, acıdan bayılmış olmalıydı.Aysun'u öncesinde bağlayarak içeriden yarasına iyi gelebileceğini düşündüğü ilaç ve malzemeleri getirdi. Hülya'ya bu denli benzeyen bir bedeni kaybederse Hülya asla geri dönemezdi. Yaraların üzerine alkol dökerek sırasıyla dikenleri çıkarmaya başladı.
&&&
Levent, sabahın ilk ışıklarıyla beraber aracını durdurdu. Alarmı çalıyordu. İlacını alması için çalan alarmı susturarak dikiz aynasından yansımasına baktı. Gözleri kanlanmış, göz altları kızarmıştı. Saatlerdir kesintisiz bir şekilde araba sürüyordu. Saatlerdir Aysun'u bulmaya odaklanmış, başarısız olmuştu. Artık önünü dahi zorlukla görüyor, görüntü bulanıklaşıyordu.
- Belki de çok geç kaldın.
Levent gözlerini kırpıştırarak iç sesini duymamaya çalıştı.
Geç kaldığını, yalnızca geç kalırsa düşünecekti.
Aracı tekrardan çalıştırırken Bora'dan gelen bildirimle üzeri çizilmiş bir başka alanı gördü. Görünen o ki Aysun'u orada da bulamamışlardı. Başlangıç noktasına döndüğünde adamlarından birinin aracına binerek sürmesini emretti. Aysun'u bulana dek durmayacaktı.
Öte yandan Aysun gözlerini açtığında vakit sabahın erken saatleriydi. Vural yanı başındaki koltukta uyuyordu. Doğrulacağı sırada kolları ve bacaklarının yatağa bağlanmış olduğunu görmüş, kurtulmak üzere zorlarken karnındaki derin acıyla inlemişti. Bakışları karnına indiğinde kanaması olmadığını gördü. Dün gece kanaması durdurulmuş olmalıydı. Üzerindeki kıyafeti kontrol ederken adamın ona dokunmuş olma olasılığıyla daha yüksek bir sesle inlemişti. Vural anında uyanırken doğrularak Aysun'u olduğu yerde sabitledi.
"Dokunma bana!" Diye inledi.
"Dün gece çok kan kaybettin Hülya. Kendini daha fazla zorlama."
Adam elini Aysun'un saçına götürerek okşarken Aysun başını geri çekmişti.
"Yalvarırım bırak beni... Yalvarırım..."
Adama yalvardığına inanmıyordu fakat kendini öyle çaresiz hissediyordu ki aklına bu durumdan kurtulmak için yapacak başka hiçbir şey gelmiyordu. Artık kaçamayacak kadar yaralıydı. Üstelik ayaklarının son halini bilmiyordu bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN 2 | Yıllanmış Yalnızlık
Lãng mạn(Kitapta yetişkin öğeler ve +18 anlatımlar bulunmaktadır. Seri kitabının devamıdır. Öncesinde Yıllanmış Aşk'ı okumanızı tavsiye ederim. Aşağıdaki içerik, ilk kitabı okumayanlar için spoiler niteliği taşımaktadır.) . . . . . Yıllanmış Aşk'taki Aysun...