Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen 🩷🤍
Bölüm şarkısı medyada:
Fourth of July / Sufjan Stevens
Keyifli okumalar
_________________________"Şaka gibi... Koskoca altı yılda sana yalnızca bir kez dokunabildim."
Aysun duydukları etkisiyle donuklaşırken Levent doğrularak oturur pozisyona gelmişti.
"Ne oldu? Bir sorun mu var?"
"Levent sen... Bizim yalnızca bir kez yaptığımızı nereden biliyorsun?"
Donuklaşma sırası Levent'deydi. Yutkunarak dudaklarını araladığında artık böyle yaşamak istemediğini biliyordu. Her şeyi anlatmak, aralarında hiçbir sır kalmasın istiyordu. Aldığı nefesten, Aysun'un haberi olsun istiyordu.
"Aysun ben..."
Aysun sırtını Levent'e dönerek başını yastığa geri bırakırken "Tamam sus... Merak etmiyorum." Demiş ve yorganı boynuna kadar çekmişti. Levent milim dahi kıpırdamadan onu seyrederken tekrardan denemek istemişti.
"Ben-"
"Sus dedim! Merak etmiyorum."
Aysun'un oldukça yüksek fısıltısı, Demir'in huzursuzca kıpırdanmasına neden olmuştu.
"Demir uyuyor, başka bir odaya geçelim mi?"
"Hayır, uyuyacağım. Sus lütfen."
"Aysun -"
"Levent dur... Dur lütfen... Şimdi değil..."
Levent elini omzuna dokunmak için kaldırsa dahi, şu an ona dokunmasını istemeyeceğini düşündü. Eli öylece havada asılı kalmış bir şekilde beklerken Aysun'un gözyaşına karşın elinden hiçbir şey gelmeyişi, duyduğu acıyı yalnızca derinleştiriyordu.
"Ağlama... Lütfen ağlama..."
Aysun hızlıca gözyaşını silerken burnunu çekerek "B-ben iyiyim." Diye mırıldandı. Levent tekrardan arkasına yerleşirken artık aralarında milimetreler vardı. Aysun'un konuşmak istemediğinin farkındaydı fakat aynı zamanda Aysun'u bekleyen korkunç gecenin de farkındaydı. Böyle, bu şekilde karanlıkta yalnız kalmasını istemiyordu. Tüm sorunun kaynağı kendisiyken ona yine kendisinden başka sunabilecek bir şeyi yoktu.
"Aysun?"
"..."
"Sana sarılmama izin verir misin?"
Aysun'un sırtı dönük bir şekilde başıyla onay vermesinin ardından Levent ona tüm hayatı buna bağlıymış gibi sarılmıştı. O Aysun'u, Aysun da kendini tanıyordu ki kolları arasında dönerek aşık olduğu adama sımsıkı sarılmıştı. Kaçtığı adama sığınırken bu hayatta kim olursa ve ne olursa olsun, bir tek Levent'in onu hiçbir zaman hiçbir şey için yargılamayacağını biliyordu. Aralarındaki ilişki hiçbir zaman kelimelerle ifade edilebilir olmamıştı ama ikisi bunu kolaylaştırmanın bir yolunu bir şekilde buluyordu.
Levent'i sevmek de aşka dahildi, ondan nefret etmek de... Ondan uzak durmak da aşka dahildi, onsuz olamamak da... Onu öpmek de aşka dahildi, onu uzaklaştırmak da... Onun için herkesi karşına almak da aşka dahildi, onu bırakıp gitmek de...
Hayat Levent'le o kadar kolaydı ki aslında, fakat bir o kadar da zordu. Bu hayat ve hayatına dahil olan herkes, Aysun için zordu. Yaşananlara tanıklık eden herkes, Aysun için zordu. En çok onun nefret etmesi beklenirken Aysun'un çıkıp da, kimsenin Levent'den nefret etmemesini istemesi zordu. Ne olurdu ki onun gözleriyle görselerdi Levent'i? Ne olurdu ki o kapana kısılmış ruhu Aysun'dan başkası da görseydi? Ne olurdu ki biri de çıkıp Levent'den tüm bu yaşadıkları için özür dileseydi? Ne olurdu ki biri de çıkıp ona ne olduğunu sorsaydı? Sahi, Levent'e ne olmuştu? Levent böyle mi doğmuştu yoksa bu dünyaya ait olmayan bir acısı, bir hikayesi mi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN 2 | Yıllanmış Yalnızlık
Roman d'amour(Kitapta yetişkin öğeler ve +18 anlatımlar bulunmaktadır. Seri kitabının devamıdır. Öncesinde Yıllanmış Aşk'ı okumanızı tavsiye ederim. Aşağıdaki içerik, ilk kitabı okumayanlar için spoiler niteliği taşımaktadır.) . . . . . Yıllanmış Aşk'taki Aysun...