Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn 🩷🩷
Bölüm şarkısı medyada:
It's snowing like it's the end of the world - Krobak
Keyifli okumalar....
_____________________________
Gözlerini, son birkaç aydır olduğu gibi yalnız açtı. Ciğerlerine çektiği derin nefesin ardından telefonuna uzandı. Saat henüz sabahın altısıydı. Telefonunda yemek kuponu dışında bildirim yoktu. Gözlerini kapatarak telefonun elinden kayarak yanına düşmesine izin verdi. Sol kolunu kaldırdı. Üst kısım hareket edebilirken dirsekten sonrasında hissizleşme giderek artıyor, parmaklarına doğru hiç hissetmiyordu. Hissetmeyeceğini bile bile sağ elini sol eline kenetledi. Parmakları birbirine geçerken gözlerini açtı.
Üç gün geçmişti.
Aysun aramamıştı.
Demir onu görmek istememişti.
Kalkarak doğruca salona indi. Cam cepheden dışarıya, bahçeye baktığında kuş evini gördü.
Hayal değildi. Gerçekten ailesi ile o mükemmel anıyı yaşamıştı.
Dışardan belli etmiyor olsa da oğlunun onu merak etmemesi Levent'i incitmişti. Halbuki o, bu süre zarfında oğlu ve annesini fazlasıyla merak etmişti. Aysun, kendisine numarasını vermemişti. Levent pekâlâ o numarayı bulabilirdi fakat artık işler o şekilde hallolsun istemiyordu.
Ona kırgın değildi. Onun aramamasını anlayışla karşıladı.
Mutfakta yardımcısı Harun'u gördü. Tepki vermeden odasına çıkmak istedi ama elbette ki Harun buna izin vermedi.
"Bana neden söylemedin?"
Levent merdivenlerin başında durdu. Devam etmesini bekledi.
"Bana söyleseydin, buraya daha erken gelmelerini sağlardım."
Levent mutfağa doğru gelirken Harun'un mutfak alışverişi yapmış olduğunu gördü. Eşyaları buzdolabına yerleştirirken sıradan bir şeyden bahsediyorlarmış gibi davranıyordu.
"Ben de bilmiyordum. Hafızamı kaybettim, unuttun mu?"
Harun yumurtaları dizerken "Hayır kaybetmedin." Dedi.
Levent onun bu umursamaz görünen tavrından rahatsız olmuştu. Cevap vermeyerek döneceği sırada Harun devam etti.
"Onların günlerce bu kapıdan çıkıp gelmesini bekledin sen Levent. Günlerce bu salonda oturup o kimsesiz ormana, sana birini getirmesini dilercesine baktın. Her kapı çaldığında nerede olursan ol, kapının önünde bittin. Sen, onların sana gelmesini çaresizce bekledin ve bunu şimdi inkar etmen beni bile üzüyor."
Levent arkasını dönmezken "Bu saçmalıkları başka yerde söyleme." Diye mırıldandı. Kimsenin bir canavar için üzülmesini istemiyordu. Biri için üzülünecekse, ortada babasız büyümüş bir çocuk ve 19 yaşında anne olmak zorunda kalan, gençliği harcanmış bir kadın vardı.
"O günden sonra geldiler mi?"
Levent bu soruya cevap vermek istemedi. Zira cevap kendisini de incitiyordu.
"Onlarla konuşmamı ister misin? Sana iyi geleceğini söylerim. Senin haberin olduğunu fark etmezler."
Levent belli belirsiz güldü. Sağ elini bir şeyi işaret etmek istercesine kaldırdı ama kararsızlıkla geri indirdi. Ağzına geleni söylemek istemiyordu. Dilinin ucuna gelen şeyler acı bir tat veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN 2 | Yıllanmış Yalnızlık
Romance(Kitapta yetişkin öğeler ve +18 anlatımlar bulunmaktadır. Seri kitabının devamıdır. Öncesinde Yıllanmış Aşk'ı okumanızı tavsiye ederim. Aşağıdaki içerik, ilk kitabı okumayanlar için spoiler niteliği taşımaktadır.) . . . . . Yıllanmış Aşk'taki Aysun...