1. Mahvoluş...

1.7K 12 2
                                    

Nursema'nın pencereden atılması Taşhan ailesi için bir felaketin,Nursema için yeni bir hayatın başlangıcı olmuştur.

İbrahim telaşla ve aklında bin bir planla merdivenleri iner,bahçeye çıkar. Nursema'nın agzindan ve kafasından kanlar aktığını görüp "Allahım ne yaptım ben? Napacağım şimdi? Mahv oldum ben,bittim ben" diyerek babasının odasına doğru adımlar.

"Baba,anne çabuk çabuk koşun,kız kendini pencereden atdı" diyerek, onların bir tepki vermesini beklemeden yeniden bahçeye koşar. Taşhan ailesi de bahçedeki manzara karşısında neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Hamdi Taşhan zihnine hücüm eden düşüncelerle donup kalırken, düşündüğü tek şey Nursema'nın hayatı değil, Abdullah Ünala ne cevap vereceği olmuştur.

Diğer tarafta ise sevdiği kadın ellerinin arasından kayıp giden, darmaduman bir Umut vardı...

Diğer tarafta ise sevdiği kadın ellerinin arasından kayıp giden, darmaduman bir Umut vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tabi onu teselli eden,bu hayatda en yakın sırdaşı olan Alev

Alev:"hadi kafa dağıtmaya gidelim"

Umut:"benim kafam daha ne kadar dağıla bilir acaba" hafif bir tebessümle söylediği sözler bedeninden bir titreme geçmesine neden olmuştu

Alev:"Yapma be oğlum,biz elimizden geleni
yaptık,Nursema ailesinin kurbanı oldu,ben demiştim demek istemiyorum ama böyle olacağı belliydi be arkadaşım" hafif bir sitemle söylenmeğe devam ediyordu Alev..

"Alev, öyle çok sinmiş ki içime,öyle çok sevmişim ki onu,tüm ruhumu,bedenimi ele geçirmiş gibi. Onu ilk bizim ofiste gördüğümde kalbimin niye öyle hızlı attığını sorgulamıştım hatta, ben bu yaşıma kadar hiç aşık olmamışım ki nasıl anlayayım. Günlerce düşünmüştüm,sorgulamıştım niye o? Nasıl oldu da onu seçti kalbim diye? Yüzüme bile bakmıyordu ilk başlarda" yüzünü Alev'e dönerek, gözünden bir damla yaş aktı, "Bir süre sonra hep onu düşünürken buldum kendimi,rüyalarımda hep onu görüyordum, sesini bile duymak iyi hiss etdiriyordu, ama şimdi değil sesini, yüzünü bile göremeyeceğimi bilmek kalbimi söküyor yerinden Alev, nasıl dayanacağım onsuzluğa" diyerek Aleve baktı Umut.

Alev arkadaşının bu denli Nursema'ya tutulduğundan habersiz ve çaresiz gözlerle izlemeğe başlamış, onu teselli edecek bir kelime bulamamıştı. Sözlü olarak dile getirmese de, sadece içinden "artık hiç bir şey yapamayız,çok geç" diye geçirmişti.

Umut saatlerce Alevin omuzunda kendi güçsüzlüğüne, Nursemanın elinden kayıp gidişine ağladı, tabi sevdiği kadının canıyla cebelleştiğini bilmeden.....

O sırada Ünal ailesinin fertlerinde de bir rahatlama söz konusuydu. Abdullah bey ve Pembe hanım mutluydu. Onlar kızları için en doğru kararı verdiklerini düşünürken, kızlarını nasıl bir ateşe attıklarından habersizdiler...

"Ayyy Abdullah bey Allaha şükürler olsun,kızımızı da everdik, bizim gibi dini bütün bir aileye gelin gitti kızımız, o Umut denen çocuktan da kurtardık, bir yalnış yapmadan kızımızı, büyüdüğü gibi yaşayacak,çok mutlu olacak,evini,kocasını benimseyecek zamanla" diyerek Pembe hanım kendini mi avutuyordu bilinmez ama, yakında kopacak fırtınalardan habersiz kafasını yastığa koyup konuşmağa başlamıştı

UmNurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin