Twitter'deki o malum grupa ithaf ediyorum bu bölümü💟 onlar anladı kim olduğunu 🤭
Umut eliyle annesinin göz yaşlarını silerek, üzgün bakışlarını dikti ona.
"Üzgünüm anne, istesen de, istemesen de, onay versen de, vermesen de, Nursema benim karım, senin de gelinin olucak, torunlarının annesi O olucak. Bunu kabullenmekten başka çaren de, şansın da yok" annesinin alnından öperek kapıyı çekip çıktı evden, daha fazla dayanamayarak....
Umut evden çıktığı gibi merdivenleri hızlı adımlarla inip yorgun bedenini dışarıya atmıştı. Apartmanın bahçesinde bir süre durmuş, uzun uzun soluklanmıştı.
Annesini tanıyordu aslında, az çok bu tepkisiyle karşılaşacağını da biliyordu, ama üst üste bu olayların yaşanması onu çıkılmaz bir durumla karşı karşıya koymuş, elini kolunu bağlamıştı. Son zamanlar yeterince zor ve gürültülü günler yaşadığından, bir de bu yetmezmiş gibi, üstüne annesinin bugünki tavrı eklenince başına bir ağrı girmişti. Bu sebeple yüzünü buruşturdu, ellerini ensesine koyup ovmağa başladı.
Kafası çok dağınıktı. Kimse ona yardımcı olmuyordu...Gözlerini kapatıp bir süre apartmanın bahçesindeki bankta oturup kendine gelmeğe çalıştı Umut..
Düşünceler yine beynini, tüm vücudunu işgal etmeye başlamıştı. İçindeki sıkıntı büyüdükce onu soluksuz bırakıyor, yıprandığını da hiss ediyordu...Bu halde eve girerse yeniden annesiyle tartışacağını biliyordu. Bir az toparlanmaya ihtiyacı vardı. Bir kaç dakika oturduktan sonra ağır ağır kalkıp, yorgun bedenini taşıyarak arabasına doğru yürümeğe başladı.
Zaten işleri oldukca çoktu. Gelecek hafta olmayacağı için yapacağı toplantıları, görüşmeleri tekrar Alev'e göre düzenlemesi gerekiyor diye düşündü. Bu yüzden ofise geçmeğe karar vermişti...Nursema eve geldiğinde bir süre arabasında oturdu, dışarıdan ışıltısıyla insanın gözünü kamaştıran, kendini bir zamanlar en güvende hiss ettiği ama şimdilerdeyse ona çok uzak gelen bu eve baktı uzun uzun. Mutsuzlukla perdelenmiş, bir zamanlar yuvası olan bu eve girmek istemiyor, ayakları onu geri geri itiyordu...
Bir süre daha oturduktan sonra arabasından inip, yukarıya çıkmıştı. Eve girdiğinde annesi onu ellerini göğsünde birleştirmiş bir şekilde, kapıda karşılamıştı. Nursema'nın bakışları kısa bir süre annesinin yüzünde dolaştı.
"Hayırlı akşamlar" diyerek annesinin yanından geçip merdivenlere yöneldi, ancak annesinin tok bir sesle, "bu akşam misafirlerimiz var, hazırlan in aşağıya" demesiyle durdu merdivenlerin başında. Şaşkın ifadeyle yüzünü annesine döndü Nursema, "kim?" diye bildi sadece.
"Mihriban hanımlar gelicek, eşi ve oğluyla"Nursema bu isimleri duymasıyla birlikte, gözlerini kapatıp nefesini bıkkınlıkla dışarıya verdi, merdiven koluna sıkı sıkı tutunarak, içinden "bu aileden kurtuluşum yok mu benim" diye geçirmişti.
Gözlerini annesine dikerek, dümdüz bir ifadeyle "niye" diye sordu.
Pembe hanım sinirle kızına bakıp konuşmağa başladı.
"Kızım sen de bir hoşsun yani. Gelicek misafire hiç "niye" diye sorulur mu? Ortak değil mi bu adam babanlarla, iş yapıyorlar birlikte, sen de oğullarıyla iş yapıyorsun. İnsanlar yakınlık kurmak istiyor işte. Hadi sen de üstüne başına çeki düzen ver de in aşağıya. Zaten iş kadını oldun başımıza, malum çok önemli işler yapıyorsun, bir işin ucundan tuttuğun da yok, in bari sofrayı kurmağa yardım et" son sözlerini iğneleyici ve küçümseyici bir ses tonuyla söylemesi Nursema'nın acı acı gülümsemesine neden olmuştu.Annesine bakarak, "Bence bizim evimizde sofrayı hazırlayacak yeterince yardımcımız var anne. Benim yardım etmeme gerek yok. Misafirler gelince inerim" deyip, annesinin bir şey söylemesini ve tepki göstermesini beklemeden hızlı adımlarla kendi odasına çıktı. Pembe hanım kızının arkasından bakıp, "Allahım sen bu kızı yolundan şaşırtma" diyerek Allaha yakarmış, sinirle bir nefes verip mutfağa geçmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UmNur
RomanceAşinası ve aşık olduğum #UmNur çiftimin, kendi kafamda kurguladığım bir hikayede devam ettirmek istedim. Umarım sizler de severek okursunuz????