9. Yenilgi....

491 8 0
                                    

Nursema ve Umutun mutlulukları Umutun aldığı haberle gölgelenmişti. Onlar baharlarını yeni yaşadıklarını zann ederken sonbahar kapıdan içeri girmişti bile.
Hastaneye geldiklerinde Umutun aklında bin bir türlü felaket senaryosu vardı. Umut acil kapısından girerek resepsiyona yaklaştı.
"Ali Kıraç hastanenize getirilmiş, kalp krizi geçirmiş, nerede? heyecan ve telaşla resepsiyondakı kadına sordu.
"Bir saniye lütfen bakayım, evet yarım saat önce hastanemize getirilmiş, kalp krizi, ameliyyathanede. 3 cü kat" kadının söylediklerini bitirmesini beklemeden Umut hemen merdivenlere yöneldi. Merdivenleri İkişer ikişer çıkarak 3 cü katın koridorunda durdu. Sağına baktığında ameliyyathane kapısının önünde duran annesinin yanına hızla adımlarla gitdi. Nursemada çaresiz Umutun arkasıyla onu takip etdi.
Aylın hanım ameliyyathanenin önünde sandalyede oturmuş, ellerini bir birine kenetlemiş şekilde hıçkırarak ağlıyordu. Umut annesinin önünde eğilerek, elleriyle annesinin yüzünü kaldırıp kendisine bakmasını sağladı.
"Anne noldu babama? İyi mi? Nolur bana iyi olduğunu söyle" Umutun içinde büyük bir korku vardı. Aylin hanım Umutı görünce ağlaması daha da artı. Oğlunun boynuna sarılıp, onun omuzunda hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Umut, baban çok kötü, onu kaybedemem ben, daha çok erken, ben onsuz yaşayamam" diyerek oğlunda teselli buluyordu.
"Korkma anneciğim, babam çok güçlü, inatçı biri bilmiyor musun? Seni bırakıp nereye gide bilir, lütfen sakin ol, ağlama"
"O, o bunu bir kez daha kaldıramaz Umut, bir kere daha yaşamıştı, şimdi, şimdi kaldıramaz". Aylin hanım kendini kaybedecek şekilde ağlıyor, hıçkırıyordu.
"Hayır anne, sakın böyle düşünme, sen babamı tanımıyor musun? O bizi bırakmaz, bırakamaz" Umut kendi de çok korksa annesini teselli ediyordu. Aylin hanım bir süre Umutun omuzunda ağladı.

Nursema anne ve oğuldan biraz aralıydı. Konuştuklarını, Umutun ve annesinin nasıl acı çektiğini görüp o da kahr oluyordu, sessizce göz yaşı döküyordu.

Yarım saat geçmişti. Aylin hanım biraz sakinleştikden sonra Umut da annesinin yanında oturdu. Ellerinden tutarak annesinin yüzüne baktı.
"Anne biraz daha iyi misin" diye sordu Umut.
"Çok korkuyorum Umut" artık ağlamıyordu ama korkusu, bitkinliği yüzüne yansımıştı.
"Korkma, geçicek anne" annesinin başını omuzuna yasladı Umut.
Bu sırada Nursema yavaş ve çekingen adımlarla Umut ve Aylin hanıma yaklaştı.
"Geçmiş olsun" dedi Nursema. Aylin hanım gelen sesle başını kaldırıp Nursemaya baktı. Yüzünde hiç bir ifade oynamadan bir kaç saniye Nursemanın yüzüne odaklandı. Hiç bir şey söylemeden bakışlarını çekti Nursemadan. Aylin hanımın yaptığı bu hareketle Umut şaşırmıştı. Kaşalarını çatdı. Annesinden hiç değilse bir "sağ ol kızım" kelimesini duymayı beklemişti. Nursema da Aylin hanımın garip bakışına ve tepkisizliğine anlam veremese de onun yaşadığı şoka ve üzüntüye yormuştu.

Ünal holdingde de durum oldukca gergindi. Abdullah beyin odasında Abdullah bey, Ömer, Fatih ve Mustafa oturmuş durum değerlendirmesi yapıyordu.
"Ömer bu durum artık benim canımı sıkmaya başlıyor, nasıl bir iz olamaz hala onlardan" Abdullah bey Hamdi ve İbrahim Taşanı bulamadığı için gergindi.
"Sakin ol abi, nereye kadar kaçacaklar, eninde sonunda elimize düşecekler" dedi Ömer de
"Ah abla zamaninda bize söyleseydi, o herifin ve ailesinin ciğerini sökerdik, kaçmaları için zaman tanıdık resmen onlara" Fatih öfkeyle söyledi.
"Nursemayı tehdit etmiş işte, nasıl söylesin kız, bir suçlu arıyorsak bu biziz Fatih, biricik kardeşimizi abisi ve kardeşi olarak kurtaramadık ateşe atdık, gözümüzü köreltdik " Mustafa Fatihe bakarak söyledi. Abdullah bey ve Ömerde Mustafanın haklı çıkışı karşısında şaşırsalar da bir şey demediler.
"Hamdi Taşan ailesiyle birlikte kaçmış İsveçredeler, ama İbrahimi adamlarım araştırmış, daha yurt dışına çıkmamış, her yerde arıyorlar, eli kulağında yakında bulurlar" Ömer kendi rahat olmasa da abisini rahatlatmaya çalışmıştı.

UmNurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin