36🌿

322 2 1
                                    



   Nursema gözlerini araladığında havanın iyice kararmış olduğunu görmüştü. Odayı yatağının yanındakı komidinin üzerinde duran aydınlatıcı aydınlatıyordu sadece. Kafasımı sağa sola çevirip yorgun bedenini yataktan kaldırmayı başardı. Toplu olan saçlarını tokadan kurtararak omuzlarına dökülmesine izin verdi. Dolaptan üzerine geçireceği bir hırka  alarak odadan çıktı. Mutfaktan gelen sesler yüzünden adımlarını oraya yönlendirip içeri girdi. Umut'un ocağın başında tüm dikkatini vererek bir şeylerle uğraştığını görünce istemsizce tebüssüm etti...

     "Kolay gelsin canım..ne yapıyorsun?" meraklı bir yüz ifadesi takınarak Umut'a yaklaştı, ellerini hafifçe kaldırıp kollarına dokunarak yanında durdu, "yemek mi yapıyorsun?"

    Umut duyduğu sesle kafasını arkaya çevirdiğinde, Nursema'nın yanı başında olduğunu görüp aynı içtenlikle tebessüm etmiş, ilk iş dudaklarını alnına değdirip ateşini kontrol etmek olmuştu, "iyi misin güzelim" diyerek elleriyle yüzünü okşamaya başladı, "git uzan, ayakta kalma fazla, ben yatağa getireceğim yemeği" diyerek bir yandan da yüzünün her tarafında gözlerini gezdirmeye başladı

     Nursema Umut'un üzerine bu denli titremesinden memnun olsa da, bazen aşırıya kaçan haraketleri yüzünden ağzı açık bir şekilde şaşırmadan edemedi,  "abartma sevgilim Allah aşkına, salonda yeriz yemeğimiz, hem iyiyim ben, ateşim de yok, biraz kırıklığım var o kadar"

    "Ateşin yok ama hastasın" Umut tek solukta bunları söyleyip, derin bir soluk vererek gözleri kısa bir an için kapatıp açmıştı, "inatsın, inat"

    Nursema Umut'a sokulup başını omuzuna yasladı. Bulunduğu konumdan okdukca rahat olduğu yüzüne yansırken dudaklarını araladı, "sofrayı kuralım, acıktım"

     "Olur, buna da tamam" Umut iç geçirmiş, kafasını sallayarak karısının başının üzerine bir öpücük bırakmıştı...

      Umut çoğunlukla bütün işleri kendisi yaparak sofrayı kurmayı başarmıştı. Nursema iştahsız olmasına rağmen kendini zorlayarak ve Umut'un ısrarıyla zar zor biraz yemeğini bitirmişti.
    Şu an tüm yorgunluğuna, halsiz, hasta olmasını umursamadan en huzurlu günlerini geçirdiğini düşünüyor, sevdiği adamın üzerine titremesi, yanında, onun sevgiyle harmanlanmış bakışarını üzerinde hissetmesi her şeye bedel diye içinden geçiriyordu..

     "Eline sağlık hayatım, çok güzel olmuş herşey, ancak patladım, daha fazla yeyemeyeceğim" diyerek, Nursema Umut'un  masının üzerinde duran ellerine dokundu

     "Afiyet olsun bebeğim...hadi sen geç otur ben sofrayı toplayıp, sıcak bir şeyler hazırlayayım bize.." Umut Nursema'nın itiraz etmesine müsade dahi etmeden elinden tutup onu kaldırdı, kanepeye uzanmasına yardım edip üzerine pikeyi sermiş, hızla sofrayı toplayarak ıhlamur demleyip karısının yanına geçmişti. Nursema'nın başını kaldırarak kanepenin bir köşesine oturduktan sonra , karısının kafasını da tekrardan dizine koymuştu.
    Yüzünün her santiminde bakışları kadar ellerini de gezdirmeyi ihmal etmeden onu izlemeye daldı. Nursema kocasının sıcak temasıyla iyice mayışmaya başlamasıyla gözleri de yavaş yavaş kapanmaya başladı..

     "Rahat mısın? Uykun mu geldi güzelim, odamıza geçelim.."

    "Hayır...böyle kalalım" gözleri hala kapalıyken yanıtladı Umut'u. Kokusu buram buram ciğerlerine dolmaya başlarken ellerini kaldırıp yüzüne temas eden ellere dokundu, gözlerini araladı, "her zaman yanımda ol, bırakma beni....beni hep böyle sev olur mu?"

     Nursema'nın aniden değişen ruh haline anlam veremeyen Umut'un, kısa bir an duraksamasının ardından soru dolu bakışları karısının yüzünde dolanırken, sol kaşı havalandı...

UmNurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin