Fatih'se arabasına binmiş, Umut mevzusunu hepten halletmek için onun evine doğru yola çıkmıştı...
Fatih ani bir fren vererek arabayı Umut'ların apartmanının önünde durdurdu. Hırsla arabadan inerek, hızlı adımlarla kapıdan içeri girmişti. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak Umut'un kapısının önünde durdu. Derin bir nefes alıp kapıyı yumrukla vurmağa başladı.
Umut evdekileri daha fazla endişelendirmemek için kendisini bir az toparlamıştı. Elini içeride sardıktan sonra , arkadaşlarının soru işaretleriyle dolu olan bakışlarına aldırmadan, salona geçip gergin bedenini koltuğa attı.
"Senin acilen bir doktora görünmen lazım" Mehmet sinirle söylenip, Umut'un yanına oturdu.
"İyiyim ben, hem cam falan da girmedi, gerek yok dikişe" Umut umursamaz bir şekilde, hiç birine bakmadan konuştu.
Mehmet bakışlarını Umut'a çevirip "zaten ben elin için demiyorum ki, senin bir deli doktoruna görünmen lazım, senin sorun şurada" diyerek işaret parmağıyla Umut'un kafasına dokundu, "korkmağa başlıyorum artık" dedi ciddi ciddi. Umut Mehmet'in sözüne gülmüştü içten bir şekilde.
"Sonum zaten orası bu gidişle" dedi yüzünü Mehmet'e dönerek.
Mehmet te gülerek kafasını iki yana sallayıp, "biz seninle ne yapacağız" der gibi baktı Umut'a.
"Ya bir de gülüyorlar ya, aklımı oynatacağım" dedi Alev sinirle. Gerçekten korkmuştu Umut'u o halde görünce.
"Offf uzatmayın ya, hadi maç başlar birazdan, açın izleyelim" Umut ortamın gergin havasını dağıtmak istemişti. Kumandayı eline alıp televizyonu açtı.
"Biz de masayı toplayalım bari" dedi Doğa Alev'e bakarak.
"Hadi, ben de yardım edeğim" diyerek Asuman eline tabakları aldı. Alev Asuma'nın elindeki tabağı alıp "sen otur, biz hall ederiz" dedi. Hep birlikte masayı toplayıp, salona geçmiştiler.Bu sırada Umut'un kapısı yumruklanmağa başlayınca hepsinin dikkati kapıya yönelmişti.
"Bu kim ya alacaklı gibi" deyip, Can kapıyı bir hışım açtı. Karşısında Fatih'i görünce şaşırmıştı. Doğa mutfaktan çıkıp, kapıda Fatihle karşılaşınca kaşlarını çattı.
"Aaa Fatih, senin ne işin var burda?" dedi meraklı bakışlarla.
İlk Umut kalktı ayağa, arkasıyla Mehmet ve Ceyhun adımlayarak kapının önüne geldi.
Fatih Can'ı kenara iterek içeri girip, karşısına ilk çıkan Umut'un yüzüne bir yumruk attı. Umut beklemediği bir anda gelen yumrukla neye uğradığını şaşırmıştı. Zarbeyle bir an sendelendi, ama düşmedi.
"Lan, ne yapıyorsun manyak" diyerek Fatih'in üstüne yürüdü Mehmet. Fatih'in şu an gözleri Umut'tan başkasını görmüyordu. Bir tane daha yumruk geçireceği sırada, Umut kendini toparlayıp Fatih'in elini yakaladı, kesik olan eliyle bu kez o bir yumruk attı Fatih'in yüzüne doğru.
"Eline, koluna sahip ol, o elini bir yerine sokmayayım" tane tane, sözlerine vurgu yaparak konuştu Umut.
Fatih kendini toparlarlayıp, Umut'un üstüne bir daha yürümek istediği sırada ,Mehmet ve Ceyhun araya girip, biri Fatih'i, diğeri ise Umut'u tuttu.
"Derdiniz ne lan sizin?" Diye bağırdı Mehmet. Şu an burada yaşananlara kimse bir anlam veremiyordu.
Doğa, Alev ve Asuman dehşetle kenardan olanları izliyordular.
"Senin ne işin var lan burda? defol git, belanı bizden bulma" diyerek Mehmet kapıyı gösterdi Fatih'e.
"Gideceğim, gideceğim ama önce şuna bir dersini vereyim" Fatih gözlerini bereltip, nefes nefese bir şekilde Umut'a bakarak öfkeli bir sesle konuştu.
"Sen kimsin lan bana ders verecek?" Umut yüzünde küçümseyici bir tebessümle Fatih'e baktı.
Fatih kendisini Ceyhun'un elinden kurtarıp, üstünü, başını düzeltti, nefesini kontrol altına almağa çalışarak yüzünü Umut'a tutup, "Bak, seni son kez uyarıyorum, ablamdan uzak dur Umut. Kafasını karıştırma." tehdit edercesine, bağırarak konuşuyordu. Fatih'in sözleriyle Umut dahil evdeki her kesin yüz ifadesi değişmişti. Umut'un koyu gözleri biraz daha karardı, dişlerini sıkmasıyla birlikte yanak kasları oynadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UmNur
RomanceAşinası ve aşık olduğum #UmNur çiftimin, kendi kafamda kurguladığım bir hikayede devam ettirmek istedim. Umarım sizler de severek okursunuz????