4. Sana kavuşmak...

636 8 1
                                    

6 saat önce

Umut düğünün yapılacağı otelde tüm işleri hall etmiş ofise gelmişti. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş ve uygulamıştı. Bu akşam bir sorun çıksın ve oraya gitmek zorunda kalmasın diye. Ünalları görmek neyse de Nursemayı orada o herifle görürse dayanamayacağını biliyordu Umut. Ofiste oturmuş,yine aklındaki bin bir düşünceyle gözlerini kapatmıştı. Son zamanlar yine fazla düşünüyordu ve bu Umutu çok yoruyordu.

"Afedersiniz,Gelebilir miyim?" bir kadın sesiyle gözlerini açtı,oturduğu sandalyeden kalktı Umut
"Tabi, buyurun" diyerek kadını içeri davet etdi. Karşısındakı kadın Güzel bir kadındı. Kadın içeri geçip sandalyeye oturdu. Umut bugüne kimseye randevu vermemişti buna emindi, buraya da kimse randevusuz gelmezdi pek,o yüzden bu kadının kim olduğunu ve niye burda olduğunu merak etdi.

"Nasıl yardımcı ola bilirim size? Bir şey içer misiniz?" diye sordu
"Hayır,teşekkür ederim" dedi kadın.
Kadının tedirgin olması Umutun gözünden kaçmamıştı,ve bu onda daha merak uyandırıyordu.
Umut da kadının karşısındakı sandalyeye oturdu ve kadının yüzüne baktı.
"Alev hanımla mı randevunuz vardı,bugün yok kendisi" Umut kadının Alevle randevusu olduğunu düşünerek söyledi.
"Ben sizinle konuşmaya geldim Umut bey" diye kadın birden söyledi.
Umut kaşlarını çatdı,kadının onu nereden tanıdığını,adını nereden bildiğini, en önemlisi onunla ne konuşmak istediğini merak ediyordu.
"Buyurun,sizi dinliyorum. Tanışıyormuyuz?" diye sordu. Ama emindi, bu kadını daha önce görmemişti.
"Hayır siz beni tanımıyorsunuz ben de sizi tanımıyorum ancak tanıdığımız ortak insanlar ve konular var" dedi kadın.
Bu gizem artık Umutun sabrını taşırıyordu. Kaşlarını çatdı Umut ve sordu.
"İsminiz ne"
"Nalan" sustu dört beş saniye sonra ekledi. "Nalan Taşan"
Bu soyisim Umutun beynine kan sıçramasına neden oldu. Hayatında hiç duymak istemediği bir soyisimdi  bu. Dişlerini sıktı,ellerini yumruk yaptı. Derin bir nefes aldı,bu kadının niye burada olduğunu,kim olduğunu,onunla ne konuşacağını deli gibi merak ediyordu Umut.
"Biliyorum şaşkınsınız, niye burada olduğumu,kim olduğumu merak ediyorsunuz ancak ben Nursema ve başına gelenler hakkında,gerçekler hakkında konuşmak istiyorum sizinle" dedi Nalan.
Umut şaşkındı, meraklıydı,bu kadın ne diyordu böyle,Nursemanın başına ne gelmişti. Umut sabırsızca sordu.
" Siz ne demek istiyorsunuz? Ne demek Nursemanın başına gelenler hakkında konuşmak istiyorum, ne oldu Nursemaya?"Artık ayaktaydı Umut,kadından bir cevap bekliyordu.

Nalan Umutun ani çıkışından korktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nalan Umutun ani çıkışından korktu. Aslında Nalan Umuta Nursemanın intahar  etdiğini değil de İbrahimin onu atdığını söyleyecekti ama anladıki Umut intahar meselesini de bilmiyordu. Şimdi daha çok korktu, Umutun tepkisinden.
"Tamam sakin olun lütfen, oturun konuşalım,benim konuşacaklarım çok uzun. Lütfen oturun" diye Umutu sakinleştirmeye çalıştı ancak Umutun sakinleşmek niyeti yoktu. Şu an sadece Nursemaya ne olduğunu merak ediyordu.
"Sizi dinliyorum Nalan hanım,bana Nursemaya ne olduğunu söyleyin,hemen"
Nalan da artık ayaktaydı 2 adım atıp Umuta biraz yaklaştı.
"Tamam,o zaman ben en başından başlayayım. Ben kendimi tanıtayım ilk önce, ben Taşanların en büyük gelinleriyim. Size söylediklerimden  sonra ne olacak bilmiyorum ama sadece sizden tek bir şey istiyorum. Size gerçekleri benim anlatdığımdan kimsenin haberi olmasın,en azından Taşanların. Abdullah beye de söyleye bilirdim ama onun nasıl yol izleyeceğini kestiremedim, beni sustura da bilirlerdi,hiç kimse duymasın diye. O yüzden sizinle konuşmak istedim"
Umut artık iyice sabırsızlanıyordu.
"Lütfen artık söyler misiniz? Tamam bana güvene bilirsiniz"
"Nasıl başlayacağımı da bilmiyorum, ben aslında sizin olayların yalan kısmını bildiğinizi düşünmüştüm ama anlıyorum ki siz tamamen habersizsiniz olanlardan"
"Bakın Nalan hanım,benim sabrım artık iyice taşmak üzere, yalvarıyorum eveleyip gevelemeden bana gerçekleri anlatın" Umutun sabrı kalmamıştı.
Düğün günü, yani gecesi Nursema İbrahimle birlikte olmak istemedi. Kavga etmişler,İbrahim Nursemayı zorlamış birlikte olmak için ancak Nursema istemeyince" sustu Nalan. Umut sinirle gözlerini yumdu,kalbi deli gibi çarpıyordu. Nursemaya ne olmuştu ne yapmıştı o şerefsiz ona. Umut Nalana "devam et" der gibi baktı.
"Kız istemeyince" sustu yine "şiddet uygulamış,Nursema da balkona çıkmış, kendimi atarım diye,İbrahimde Nursemayı balkondan atmış"
Bir an Umut dünyanın durduğunu düşündü,kulakları sağır oldu sankı, başı döndü,şimdi şurada öleceğini düşündü. Aradan ne kadar geçti anlamadı 1 saat da geçmiş ola bilirdi 5 saniye de. Zorla toparlayıp kendini sordu. Umut bağırarak sordu.
"Siz,siz ne dediğinizin farkında mısınız? Ne demek Nursemayı atmış,siz kendinizdemisiniz?"
Nalan bir an için Umutun halini görüp korktu. Acaba yalnış mı etdim söylemekle diye düşündü. Sonra "artık buraya kadar geldim,söyle her şeyi Nalan" diye de kendi kendine söylenip devam etdi.
"Lütfen sakin olun Umut bey,siz böyle yaparsanız ben anlatamam" diye yalvarır gibi konuştu. Umut bir an kendine gelip
"Tamam,tamam iyiyim siz devam edin, bu söyledikleriniz nasıl gerçek ola bilir,camdan atmış ne demek" diye bildi,nefes almakta güçlük çekiyordu Umut. Nalan Masadan bir bardak su doldurup Umuta uzatdı. Umut redd etdi içmeyi. "Lütfen anlatın her şeyi!" Sert sesle yineledi Umut.
"Nursema yoğun bakımda kaldı 10 gün gibi bir sürede. Bu sürede Ünalların da haberi olmadı,onlar Nursemaların balayında olduğunu zann ediyorlardı. Sonra kayınpederim ve İbrahim bir plan yaptı. Ünallara kızlarının düğünden bir süre sonra psikolojisinin bozulduğunu ve ve kusurlu olduğunu,sizinle bir birliktelik yaşadığını öne sürerek intahar etdiğini söylediler. Nursemayı da İbrahim tehdit etdi. Sizin canınızla, o yüzden Nursema da sustu ama sadece intahar meselesine sustu. Eve döndü bu sürede,3 gün öncede boşandılar. Ancak bu olanlar Taşanların yanına kar kaldı,hiç bir şey olmamış gibi hayatlarım devam ediyorlar" isyanla soludu Nalan.
Umut neye şaşıracağını şaşırdı. Sanki biri karşısına geçmiş onunla dalga geçiyordu. Bu olanlara inanmak istemiyordu, inanmak değil de bu yaşananların imkansız olduğunu düşünüyordu. Aradan bir buçuk ay geçmişti neredeyse ve onun bu olanlardan şimdi haberi oluyordu. Nalanın söylediği her cümleyi kafasında sayamayacağı kadar tekrar edip analiz yaptı. Nursemayi balkondan atmış, ve buna intahar süsü vermişlerdi. Bu da yetmezmiş gibi bir de Nursemaya iftira atmışlardı. Ve Nursemayı kendi canıyla tehdit etmişdi o şerefsiz herif. Nalanın konuşmasıyla dikkatini yine ona verdi Umut.
"Bakın, biliyorum zor bunları duymak ama ben, ben söylemek zorundaydım, ne yapacağımı da bilmiyorum ama ben de artık Taşanlardan kurtulmak istiyorum. Onların da canı yansın istiyorum. Ne yapacağınıza siz karar verin şimdi, eğer sizde Nursemayı onun sizi sevdiği kadar seviyorsanız İbrahimden şikayetçi olması için ikna edin".
Nalan çantasından telefonunu çıkardı. Kayıt yaptığı ses kaydını dinletdi Umuta. İbrahim ve babasının konuşmasında açık açık itiraf ediyorlardı yaptıklarını. Nalan masanın üzerinde duran Umutun telefonunu aldı,kendinde olan ses kaydını Umuta gönderdi. Nalan her şeyi göze almıştı. Tek çaresi vardı o da Nursemanın İbrahimi ve ailesini polise ihbar etmesi, böylelikle Taşan ailesinin mahv olması. "Bunu niye bana anlatdınız" Umut ilk şoku atlatıp mantıklı sorular sormaya başladı.
"Evet ben bu kaydı Abdullah Ünala göndere bilirdim. Ama korktum. Ünalların, özellikle Abdullah Ünal da Hamdi Taşan gibi biri çıkar bu olayı kızlarının adı daha fazla çıkmasın diye saklamalarından korktum" sustu bir süre sonra yine devam etdi.
"Bu kayıt Nursemanın şikayeti olmadan hiç bir işe yaramaz,ben de o kadar cesur değilim yani en azından onlarla uğraşacak kadar. Ama siz Nursemayı ikna ederseniz, ben, ben sizin yanınızda olurum,şahit bile olurum. Yeter ki adli süreci Nursema başlatsın. Ailesi de Nursemanın intaharına inanmış ama yine söylüyorum, o aileyi tanımıyorum,nasıl bir yol izleyeceğini de bilmiyorum. Nursema o balkona çıkma cesaretini gösterdiğine göre,İbrahime açıkca sizi sevdiğini söylediğine göre ben de sizin Nursema üzerinde büyük bir etkiniz olduğunu, onun için yardımcı olacağınızı düşündüm.Numaramı da kayd etdim. Siz Nursemayla konuştuktan sonra bana haber verirsiniz"
Nalan başka bir şey söylemeden, arkasında nasıl bir enkaz bıraktığının farkında olarak, İçinden de "Allah bana da size de  yardımcı olsun" diyerek orayı terk etdi.
Umutsa Nalan gitdikten sonra sandelyeye oturdu. Saatler geçmişti artık. Şu an düşündüğü tek şey Nursemanın canına kast edilmesiydi. Bu olanları aklı almıyordu. Nursema neler yaşamıştı böyle. Kendisi de rahat rahat yaşamaya devam etmişti. Üstelik Nursemanın yaşadıklarından kendisi de sorumluydu. Kendinden nefret etdi. Kadın Nursemanın yoğun bakımda kaldığını söyledi. Ya ölseydi diye düşündü,aklına bin bir türlü felaket senaryosu geldi. "Allah kahr etsin,Allah benim de belamı versin,koruyamadım onu,kurtaramadım onu o cehennemden" diyerek ayağa kalktı. Etrafı dağıtmaya başladı. Aynada kendi yüzüyle karşılaştı. Bir süre izledi kendini nefretle, nefret etdi kendinden. Aynaya yumruğunu geçirdi, elleri kan içinde kaldı ama o acı hiss etmiyordu. Acı vardı ama ellerinde değil, kalbindeydi. Ağladı bir süre. Aradan bir süre de geçti. Umut aradan geçen bir buçuk ayı düşündü. Alevin bunu bilmeme ihtimali yoktu. Sonuçta Doğa biliyorsa,Aleve de söylemiştir. Ama niye kendisine söylememişti. Nasıl saklarlardı bunu, peki Nursema,İbrahim kendiyle tehdit etmişti onu.
Of Allahım yardım et bana ,kafayı yiyeceğim" dedi bir süre durdu. Saat 12-e geliyordu. Bir hışımla ofisten çıkıp düğünün yapıldığı otele gitdi. Bu gece o da taş taş üstünde bırakmayacaktı, sevdiğinin elinden tutup kurtaracaktı onlardan. Karşına kim geçerse geçsin ezecekti,yaralarını kendi saracaktı. Onu bırakmaya niyeti yoktu hele bu yaşananlardan sonra....

UmNurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin