5. Umut hep vardır...

423 9 1
                                    

Nursema odasında yatağına uzanmış,gözlerindeki derin hüzünle,aklında Umuta kavuşa bilecek mi? Mutlu ola bilecekler mi düşüncesiyle elinde tutduğu kar küresine bakıyordu. Kar küresini uzun ve ince parmaklarıyla okşadı. Kapısı çaldı.
"Gel"diye bildi,ancak pozisyonunu değişmedi.
"Kızım,nasılsın yavrum,Allaha şükürler olsun daha iyi gibisin" diyerek Pembe hanım kızının yatağının ucunda oturdu.
"İyiyim anne! Daha iyiyim!" alaycı bir tonda,yüzüne bakarak cevapladı annesini.
"Yemek hazırlatıyım mı sana?ha kızım" sanki her şey yolundaymış gibi devam etdi
"Hayır aç değilim" gözlerini bu defa kar küresine dikmiş ,okşamaya da devam ediyordu.
"Kızım bırak şu oyuncağı elinden" diye Pembe hanım elini kar küresine uzatdı.
"Dokunma!Sakın dokunma!" Sert bir sesle konuştu,suratına da aynı ifadeyi takındı.
"Anlaşılan şu oyuncağı da sana o almış,bak işte kızım,onun sana alacağı tek şey böyle şeyler olur,biz senin mutluluğunu istemiştik sadece,doğup ,büyüdüğün gibi yaşa istedik, bir elin balda bir elin yağda,ama sen resmen gül gibi yuvanın kastına durdun, hem de kim için, bak hala geç değil,gel sen kocana dön,İbrahim oğlum seni her halinle kabul ediyor zaten,dün Saniye hanım da aradı,Nursema daha iyiyse,toparlanmışsa gelelim gelinimizi görelim diyorlar" Pembe hanımın soluksuz şekildr söylediği cümleleri Nursema
"Çık dışarı anne!" lafıyla kesti,annesinin yüzüne dahi bakmadan.
Pembe hanım mecbur çıktı odadan. Odadan çıkıp ellerini kaldırdı yukarıya
"Allahım sen benim kızımı ıslah et" diye diye aşağıya indi.

Akşam oldu. Ünal ailesi hep birlikte yemekteydiler. Son zamanlar Ünal ailesinin yemekleri sessiz geçiyordu. Hiç kimse konuşmuyor,her kes yemeklerini yeyip odalarına çekiliyordu. Bugün Nursema eve döndüğünden beri ilk defa akşam yemeği için aşağıya inmişti. Abdullah bey ve Pembe hanım bu durum için mutlulardı.
Hep bir ağızdan kızım şundan da ye bundan da ye diyerek Nursemanın tabağını doldurmak istiyordu Pembe hanım.
Nursemanın bu masaya oturma nedeniyse farklıydı.
"Baba" diyerek Abdullah bey başta olmakla masadakı her kesin kendine bakmasını sağlamıştı.
"Bu resmi nikahın bozulması niye bu kadar uzun sürüyor, sen niye bu kadar ağırdan alıyorsun bu işi" diye babasına sordu korkmadan
"Hayırdır abla,boşanıp hemen başka biriylemi evleneceksin?" diye Fatih yine öfkesini kontrol edemeyerek sordu. İlk uyarı Doğadan geldi
"Fatih,kendine gel" diye. Abdullah beyde zaten gergin olan ortamı daha da germemek için o da sert bir şekilde "Fatih" diye bildi.
Fatih Doğadan deyil ama babasından aldığı uyarı yüzünden susmak zorunda kaldı.
Abdullah bey Nursemaya bakarak "Yemeğini ye,yukarıda çalışma odasında konuşalım kızım" diyerek aile fertlerinin hiç birine konuşma fırsatı sunmadan yemeğini yemeye devam etdi. Nursemanın canı çok sıkılıyordu. Bir an önce bu işin bitmesini sonra ne yapacağına karar vermek istiyordu. Ünallar akşam yemeğini yemiş,Abdullah ve Nursema çalışma odasına çıkmışlardı. Pembe hanımda bu konuşmada olmak istemiş ancak Abdullah bey kabul etmemişdi.
"Kızım uzun zaman oldu,seninle dertleşmeyeli,bana kahve yapmayalı" diye Abdullah bey söze başladı.
"Yapayım mı sana kahve baba" diye Nursema her zamankinden soğuk bir şekilde babasına sordu. Abdullah beyde farkındaydı uzun zamandır kızının gözlerindeki ışık kayb olmuştu. Bu da bir baba gibi onu kahr ediyordu. Ve bu durumdan kendisi sorumluydu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
UmNurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin