Umutla konuşmak, onun kararlı tavrını görmek, kendinden vazgeçmeyişini anlamak Nursemayı rahatlatmıştı. Ancak o da aralarındakı tek sorunun kendi ailesi olmayacağının da farkındaydı. Umutun ailesinin, özellikle de annesinin bu işe onay vermeyeceği de kesindi. Annesine hak da veriyordu. İbrahimin yaptıklarından, olanlardan sonra hiç bir şey onların istediği gibi gitmeyecekti. Mutlu olmak istiyordu Nursema, Umutla bir yuvası olmasını istiyordu, çok acı çekmiştiler, ağır şeyler yaşamıştılar, bu saatden sonra savaşacaktılar. Nursema bu düşüncelerle yukarıya çıkarken salonda babasıyla karşılaştı.
Abdullah beyi uyku tutmamıştı bu gece. Yalnız bu gece değil, son zamanlar hiç uyuyamıyordu. Kızına yaptıkları, kızına yapılanlar ona ağır geliyordu.
"Kızım, hayırdır inşAllah, niye uyumadın sen? Nereden geliyorsun" diye sordu şaşkınca Abdullah bey. Nursema babasının bu sorusuyla Umutla kendini görmediğini anlamıştı. İçini rahatlama sardı. Bir kaç saniye kendine geldikten sonra babasını cevapladı.
"Uyku tutmadı baba, bahçeye çıktım hava almak için. Ben odama çıkayım. İyi geceler baba" deyip odasına çıkmak istiyordu ki Abdullah beyin sözleriyle durdu.
"Kızım, biraz konuşalım mı?" Nursema babasına döndü, bir şey söylemedi, babasının suratına baktı bir süre, sonra gelip babasının yanındakı koltuğa oturdu.
"Kızım, ne kadar kahr olduğumu, perişan olduğumu bilemezsin, inan bana çok acı çekiyorum" dedi Abdullah bey perişanlıkla.
"Ben de baba, ben de çok acı çekiyorum" dedi aynı perişanlıkla Nursema.
"Zaman, sadece zamana ihtiyacımız var Nursema, sen benim değerlimsin, göz bebeğimsin, gözünden akan tek damla için her şeyi, her kesi yakarım ben" Abdullah bey Nursemanın yüzüne bakıyordu. Nursema yüzünü babasına döndü, güldü."Biliyorum baba, yaparsın" kinayeyle konuştu.
"En büyük günah benim, bunun bedelini senin benden nefret etmenle ödüyorum ben"
"Ben senden nefret etmiyorum baba, ben sadece beni bu kadar kolay harcamanızı sindiremiyorum, benden bu kadar çabuk vazgeçmenizi kabullenemiyorum, İbrahimin yaptıklarını hazmedemiyorum. Bana yaptıkları yetmezmiş gibi Umutun ailesiyle konuştu, babası şu an hastanede, o manyağın anlatdıkları yüzünden, benim yüzümden öle bilirdi o adam" olanları düşününce gözünden yaşlar süzülüyordu.
"Bulacağım onu, inan bana hesabını soracağım, amcan da ben de arıyoruz, yanına kalmayacak bu onun" Abdullah bey kızının karşısında çaresizce çırpınıyordu.
"Biliyorum baba, biliyorum bulacaksınız, ama ben yaşadıklarımı nasıl unutacağım, işte orasını bilmiyorum" Nursemada da aynı çaresizlik vardı.
"Ama savaşmak istiyorum baba , kazanmak, kimse bana istemediğim hiç bir şeyi yaptırmayacak artık, buna müsade etmeyeceğim artık" sustu biraz Nursema, sonra devam etdi.
"Ben Umutu seviyorum baba" Abdullah beyin deminden beri eğik olan başı Nursemanın bu sözüyle kalktı. Kızının yüzünü baktı.
"Seviyorum onu, bundan sonra ondan ayrı olmak istemiyorum, Umutsuz bir hayat istemiyorum baba, bir aile olalım istiyorum" Nursema da kendine şaşırmıştı ama başarmıştı, bunu babasına söyleye bilmişti.
"O nasıl olacak peki kızım? Bizi dinlemiyorsun, ezip geçiyorsun, tamam, peki Umutun ailesi, hele de bu olanlardan sonra seni kabul ederler mi sanıyorsun? Umut seni onlara zorla kabul etdirdi diyelim, siz mutlu oluruz mu sanıyorsunuz? Hayır kızım, siz farklısınız, yaşam tarzınız, yaşam koşullarınız farklı. Ben kızımı bir kere ateşe atdım, şimdi ordan alıp da başka bir ateşe daha atamam, bunu yapmayacağım kızım, asla birlikte olmanıza rızam yoktur, bunu böyle bil" Abdullah bey kendi bildiği doğrulardan ödün vermiyordu.
"Siz bilirsiniz baba, iyi geceler" diyerek odasına çıktı Nursema. Ağlamayacaktı artık, babası, ailesi kabul etmezse etmesin, asla vazgeçmeyecekti Umutdan. Aklında yine bin bir düşünceyle başını yastığa koydu Nursema.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UmNur
RomanceAşinası ve aşık olduğum #UmNur çiftimin, kendi kafamda kurguladığım bir hikayede devam ettirmek istedim. Umarım sizler de severek okursunuz????