"2- Bomba"

3.7K 184 16
                                    

Kurtarmam gerekenlerin sayıları artmış ve beklenmedik olaylar baş göstermişti. Bu durum normalde insanları gerebilecekken çok şükür beni zerre etkilememişti. Aldığımız eğitimler sağ olsundu. Bir bordonun omzunda ne kadar yük varsa o kadar dikkatli hareket ederdi neticede.

Acaba şu koyu kahverengi gözlü olan askerin rütbesi neydi?

Şimdi durduk yere niye aklıma gelmişti ki o gözler, bakışlar...

Off hangi ara konu oraya geldi ya. Beynimin işleyişine hayrandım gerçekten. Odaklanmak istese asla odaklanmaz gidip askerin rütbesini merak ediyor bunca olayın içinde.

İki yana salladım kafamı. Boş boş şeyler düşünüyordum. Bana neydi? Ne olursa olsundu. Şu an düşünmem gereken çok daha önemli konularım vardı. Mesela onların götünü kurtarmak gibi.

Ana mağaraya doğru yürürken Olası aksi bir durumda yapacağım hamleleri hesaplaya hesaplaya vardım mağaraya.

Mağaraya büyük bir telaş hakimdi. Bir taraftan belgeleri toplayıp yok etmeye çalışıyorlardı bir taraftan birbirlerine korkuyla bağırıp duruyorlardı. Hatta içlerinden birinin "siktir edelim belgeleri götümüzü kurtarsak yeter lan canımıza mı susadık" dediğini işittim. Birinin elleri titriyordu, belgeleri toplayacam derken hepsini yerlere saçtı. Hayır madem bu kadar korkacaksınız niye böyle işlere giriyorsunuz ki?

Ben bunları düşünürken adımın seslenmesiyle ön çaprazımda duran başkana doğru döndüm.

-berfin ne duruyorsun orda gel buraya yardım et şu salaklara belgeleri hemen toplayıp yok edin. Silahları toplayıp arabalara yükleyin bu kampı hemen boşaltıyoruz. O kocan olacak puşt nerde bir de sizin keyfinizle mi uğraşacam lan ben...

Allah senin de belanı versin başkan olacak köpek! Gerçi vermişti. Beni.

Yok et tabi lan mazallah türk askerinin eline geçer falan
diyecem de geç kaldınız be

İçimden küfür ede ede adımladım belgelerin olduğu masaya. Kocan dediğine göre o da ifşa olmamıştı o zaman geriye tek bir kişi kalıyordu. Allah'ım ne olur o da olmasın da kendi aralarından birini hain sanmış olsun bu mallar.

Bir yandan düşünürken diğer yandan başkana bakıyordum konuya giriş yapmam lazımdı artık.

- başkan hain dersin ne hainidir bu. Kim böyle bir şeye cesaret edebilir, kimin senin kampına sızmaya çalışacak kadar yüreği olabilir? Nereye gidecez? Hem iki asker esir etmişiz neler olur?

Elindeki belgeden kafasını kaldırıp üzerime adımlamaya başladı hoşt lan
Tam karşıma geçip durdu. Aramızda iki adımlık mesafe olması o iğrenç suratını gözler önüne seriyordu ve bu bende acayip derecede mide bulantısı yapıyordu. Gözlerini gözlerime dikti, etrafına bakındı sonra kısık sesle konuşmaya başladı:

- Berfin içimize kadar girmişler içimize. Kim bilir hangi bilgileri sızdırdı bizden o it. Yerimizi de biliyorlardır. Ondan haber alamayınca başımıza üşüşeceklerdir. Biz nasıl bu kadar kör olduk da göremedik içimizdekini.

Durdu, gözleri sinirle parlıyordu, göğsü hiddetle kalkıp iniyordu. Bir adım daha attı ve bir adıma indirdi aramızdaki mesafeyi. Daha sonra konuşmaya devam ederken söylediği isimle başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Oydu işte yakalamışlardı onu. Anında yeni bir plan oluşturmaya başlamıştım bile. Hiçbir şeyi şansa bieakacak değildim. Onları burdan sağ çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapacaktım bekleyenleri vardı onların, sevdikleri... Şimdi içlerinden birinin hayatı pamuk ipliğine bağlıydı....

LAÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin