"1- İlk Karşılaşmalar Unutulmaz"

6.4K 224 22
                                    

Hayat her zaman belalarla, hüzünle gelmediği gibi her zaman huzur ve mutlulukla da gelmiyordu.

hayatın kırılma noktaları olurdu. Bu kırılma noktalarından ya sağlam çıkmayı başarırdınız ya başarırdınız. Mesele o savaştan çıkarken kaç yara aldığınız olurdu. Bazen öyle yaralar alınırdı ki sizi öldürdüklerini çok sonra anlayabilirdiniz.

Ben, o kırılma noktasını aşmış kendimi toparlamış ve ayağı kalkmıştım. Çok yaram vardı ama her yaramı sarıp dimdik devam etmiştim. Her zorluktan çıkmıştım.

İşte bu zorluk da benim için hiçbir şeydi.

Bilincim açılmaya başladıkça beynime binbir türlü düşünce üşüşüyordu. Başımın ağrısı bariz bir şekilde kendini hissettirken bir de engel olamadığım düşünceler ve sorular yüzünden şiddetini artırıyordu.

Kolumda büyük bir sancı vardı. Vücudumda hiç enerji kalmamış oturduğum yerden bile bacaklarım titriyordu. Kafamı dik tutmakta zorlanıyordum. Başımdaki sızı gözlerime vuruyordu. Anlaşılan migrenim tutmuştu. Migreni olanlar bu işkencenin ne demek olduğunu anlardı, anlamayanlar ise umarım hayatınız boyunca anlayamazdınız.

Ama mesele şu an başımdan çok daha önemliydi.

Neredeydim lan bennn????

Zaten mecali olmayan bedenimi hareket ettirmek istesem de başaramamın nedeni bağlanmış olmamdı.

Biri beni bağlamıştı

Hatta bağlamayı geç biri kibe mumbar diker gibi arkaya dikmişti ellerimi resmen.

Bütün bu şeyleri düşündüğüm süre zarfında her ne kadar uğraşsam da açamamıştım gözlerimi. Gözlerim bana itaat etmemek için emir almış gibiydiler. Etraftaki iğrenç kokuysa hiçbir şekilde bana yardımcı olmuyor aksine baş ağrımı ve mide bulantımı katlıyordu.

Kanalizasyonda gibiyim resmen bok kokuyor burası lan.

O kadar halsizim ki ne olacaksa olsun da ben uyuyayım diye geçiriyordum içimden. Bu durum, sabah uyandığında okula gitmek istemediğin halde mecbur olduğunu bilerek kendini sürükleye sürükleye yataktan çıkartmaya benziyordu.

Elbette, ne olursa olsun kafası ile hareket edip olduğum yerde kalamazdım. kendimi toparlamam gerekiyordu. derin bir nefes alıp olduğum yerde dikleştim ve gözlerimi açabilmek adına kendimi bir kere daha zorladım. Ve en nihayetinde çabalarım yerini buldu.

Hafif kısık açabildiğim gözlerimle kırpıştıra kırpıştıra etrafa baktım. Karanlık bir yerdeydim çok ufak bir ışık sızıyordu içeri bir yerlerden.

Ufak bir far tavşan durumundan sonra bir mağarada olduğumu anladım.

Yanımda neden kimse yoktu? Birlikteydik en son, ben yakalandıysam......
Hayır... hayır.... hayır.....

Hatırladığım şeylerle göğsüme bir ayı oturdu. Vicdanımın çığlıklarının altında ezilmeye başlamıştım bile. Sorun bende miydi? Sorun sevdiğim insanlarda mıydı? Sorun hayatta mıydı? Amına koduğumun sorunu neredeydi? Nerede yanlış yapıyordum ki hayatım hep bok yolunda gidiyordu.

Anne katili olduğum yetmemiş miydi?

Şunu öğrenmiştim: insanların hayattlarindaki dönüm noktalarının sebebi siz olurdunuz bazen. Şimdi bende insanların en büyük sınavlarından birinin baş sorumlusuydum. Birilerinin göz yaşı ve isyanında saklıydım.

LAÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin