Selamlarrrr. Umarım bölümü begenirsiniz.
Not: poyraz'ın adını Polat olarak değiştirdim bilginize. Okuduğunuzda bu kim lan demeyin. Malum iki poyraz olunca okurken de yazarken de zor oluyordu.İyi okumlar, sağlıkla kalın 🌼🌸
Yorum ve beğeni yapmayı unutmayın lütfen seviliyorsunuz 💫🤍
_______________________________
Hudut karakolu- Hakkari- Sabah saatleri
"böyle boş boş oturmaya devam mı edeceğiz komutanım?" diye sordu polat sinirle.
"ben de bayılmıyorum herhalde bu duruma polat. ancak emirler belli. ne zaman operasyon emri gelirse o zaman çıkarız" dedi şu an timin en kıdemlisi olan serdar.
ne mi yapıyorlardı? çıktıkları operasyon sonucu irtibatı kaybettikleri komutanları ve arkadaşları için endişelenerek sınır karakolunda volta atıyorlardı.
"Sikim böyle işi" diyen emre'ye uyarıcı bakışlar gecikmemişti.
"Kardeşim biraz sakin ol." diye telkinledi arkadaşını ahmet. Herkesin aksine daha rahat görünüyordu.
"Sakin mi olayım? oğlum komutanımız yok lan. askerliğin ilk kuralı, komutanını ve yanındakini canın pahasına koru. biz ne komutanımızı ne de turanı koruyamadık. neredeler kim bilir? nasıl sakin olayım" dedi emre.
"komutanım, benim asıl anlamadığım o şerefsizler nasıl bize o kadar direnebildiler?" diye sordu elisa.
"katılıyorum. sabahtan beri düşün düşün valla saçlarım ağardı. abi, istihbarat bize adam sayısını da mühimmat bilgisini de net bir şekilde vermemiş miydi? nereden çıktı o kadar adam, o kadar silah?" dedi fatih, yüzünü avucunun arasına almış dirseklerini de dizlerine dayamış bir şekilde.
"bunları daha sonra düşünürüz. komutanları bulalım da gerisi kolay" diyerek konuşmaya dahil oldu ömer.
"onlar orda domuz avlasın biz de burada çay içelim. adalet mi lan bu" dedi polat önündeki çay bardağına bakarak.
serdar, polat'a ters ters bakarak sabır çekti. ne sanıyordu bu çocuk, eğlenceye mi gitmişti komutanları?
"Dikkat!!!" diyen fatih ile herkes anında toparlanarak hazır ola geçti.
"Rahat asker" dedi gelen yüzbaşı yavuz. "Size güzel haberlerim var. komutanınız ve arkadaşınızın yerini saptadık. Alınmaları için tim yollandı." diyen yüzbaşı ile hem derin bir oh çekmiş hem de meraklanmıştı tim. Neden onlar gönderilmemişti ki askerlerini almaya? bu sorunun cevabı da gecikmemişti neyse ki.
"Sizin ise başka bir göreviniz var." Diyerek bütün timi toplantı odasına çağırdı. Herkes yerlerine oturduktan sonra konuşmaya devam etti. "Sınır dışı operasyonuna çıkıp hedefi etkisiz hale getirerek görevini başarıyla tamamlayan bir timimiz var. Ancak özel kuvvetler komutanlığı tarafından time yeni bir görev verildiğinden dolayı ülkeye giriş yapmayarak diğer göreve intikal edecekler. Sizin göreviniz bu timimizin etkisiz hale getirerek ele geçirdiği militan ve belgeleri bize getirmek. Bu görev oldukça önemli. Yakalanan ele başı ve belgelerin en kısa sürede bize ulaşması gerekiyor." Dedi yüzbaşı.
"Timimizin konumu nedir komutanım?" Diye sordu serdar binbaşından izin alarak.
"Tim, şu an kuzey ırak dolaylarında. Emir komuta sende olacak serdar. İletişime geçeceğiniz tim, bela timi. Harita, kordinat, iaşe, mühimmat, iletişim... Ne eksiğiniz varsa tamamlayın. Her ne olursa olsun o adamı canlı getirin. Anlaşıldı mı asker!?" Diyerek ayaklanan binbaşı ile masadaki herkes ayaklandı ve hep bir ağızdan "emredersiniz komutanım" dediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAÇİN
AkčníO, dağlarda bilinen adıyla Laçin... Özel kuvvetler mensubu olan bir istihbaratçı Birbirinden deli iki tim Onları bekleyen güzel ve zorlu günler Çıkılacak zor görevler Görevlerden bile zor ve karmaşık olan gönül işleri... Güçlü karakter...