"18- Bugündeyim ama geçmiş gibi"

1K 84 65
                                    

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu- Son Bakış 
(Bazı arkadaşlar, medyaya eklenince rahatsız olabiliyormuş o yüzden direk buraya yazdım, isteyen açıp bölümü okurken dinleyebilir:))

Bu arada çok kısa bir şey söylemek istiyorum. Bugün fark ettim ki 20k olmuşuz. Şaka gibi geliyor bana ama gerçek. Yazmaya ilk başladığımda iki yüz bile okunsa çok büyük bir şeydir diyordum şu an 20k'yız. Çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız🤍💫 Eğer bu bölüm de benden nefret etmezseniz bundan sonra etmezsiniz herhalde ve yola devam ederiz birlikteDFSHSJWJA 

Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar✨

 İyi okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*🖤*

(28 Mart 2004- Samsun)

"Anne! Kapıyı aç yaa altıma edicemmm" diyerek bağıran ve aynı anda hem zile basıp hem de kapıyı tekmeleyen Nevra ile, Hazal elindeki işi bırakarak kapıya koştu.

Kapıyı açar açmaz Nevra annesinin yüzüne bile bakmadan çantayı bir yerlere fırlatıp koşarcasına yukarıya çıktı lavaboya gitmek için.

"Bin defa diyorum, okuldan geldikten sonra şu çantayı ortalığa atma diye. Ama kime diyorum! Nevra yine aynı Nevra." Diye söylendi Hazal sitemle. Çantayı yerden kaldırarak yerine bıraktı ve mutfaktaki işine geri döndü. Nevra'ya tarçınlı havuçlu kek yapıyordu. Nevra bayılırdı buna. Gerçi Nevra'nın bayılmadığı herhangi bir tatlı veya yemek türü yoktu. Çok şükür bu konuda hazal'ın içi hep rahattı çünkü Nevra buldugu her şeyi yer, hiçbir şeye burun kıvırmazdı. Hazal, on yıl boyunca tost yapıp verse gıkı çıkmadan yerdi Nevra. Zaten tosta da bayılırdı. Aç veya tok olması fark etmeksizin her koşulda yerdi. Bugün de okuldan geldikten sonra tost yemek istediğini söylediği için Hazal ona tost yapıyor, meyve sıkıyordu. Beslenme olarak yine tost götürmüştü. Bu aralar tosta takmıştı kafayı Nevra. Sevdiği rengin dönemlik değişmesi gibi sevdiği yemek de değişir, bir süre sadece o yemek varmış gibi yaşardı.

"Anne! Bugün okulda ne öğrendik biliyorsun?" Diyerek ortama uçarcasına girdi Nevra. Üzerinde hâlâ mavi okul önlüğü vardı. Hazal'ın özene bezene seçip aldığı süslü, beyaz çorapları yine kirletmişti. Yok valla Hazal sinir krizi geçirecekti bu kız yüzünden! Bakışlarını çoraptan çekerek derin bir nefes aldı. Bugün kızmayacaktı Nevra'ya.

"İn kız oradan, şeytanın samsun şubesi!" Diye bağıran Hazal bile şaşırdı sözünde duramayış süresine.

"Neden samsun? Diyarbakır da olabilirdi" dedi Nevra tırmandığı yerden. Evet, bulaşık makinesine basarak tezgaha çıkmış üst dolaplarda bir şey arıyordu.

"Ne arıyorsun Nevra'm? Ne arıyorsun kızım, Allah'tan belanı mı? Düşüp bir yerlerini kıracaksın şimdi. Kolun daha yeni iyileşti mısır püskülü, in hadi oradan." Diyerek ellerini önündeki önlüğü silip kızının olduğu tarafa yöneldi Hazal.

LAÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin