"4- Fedaolsun"

3.3K 166 25
                                    

Öncelikle Malatya'dan okuyucum varsa çok geçmiş olsun demek istiyorum. Günlerdir durmadan sallanıyorlar. Zaten Şubattan beridir içimize yerleşen korku tekrar gün yüzüne çıktı. Aylardır adam akıllı bir uyku uyuyamıyorum. Gece bir anda yataktan sıçrıyor sallandigimi görüyorum. O duyguyu çok iyi anlayabiliyorum. Gerçekten çok zor bir durum. Allah bizi her türlü felaketten korusun. Kötü günleri geride kalsın artık. Umuyorum ki bu günler de geçecek ve birer anı olarak kalacaklar sadece. Kendinize çok dikkat edin. Allah'a emanet olun hepiniz🤍 seviliyorsunuz 🤍

İyi okumalar. Yorum ve beğeni yapmayı unutmayın lütfen🌸
______________________________________

"...Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor..."

Biz umutla bakışırken ayak sesleri geldi mağaradan. Suratsızın biri girdi görüş açımıza ve başkanın bizi çağırdığını söyledi. Mağaradan çıkarak başkanın yanına gitmeye başladık.

Ali üsteğmenlerin tutulduğu mağaraya göz atınca her şeyin yolunda olduğunu gördüm. Zaten nöbetçiler, nöbet değişimi yeni yapılmıştı ve ne olursa olsun ordan ayrılmama emri almışlardı. gidecek olan kafilenin içinde de yer almıyorlardı. Kimse olanları fark etmemişti bile. Kısacası Ali üsteğmen de turan da güvendeydi.

Başkanın yanına varınca planın gayet güzel işlediğini gördük. Yusuf Yusuf olmuştu. Beşli masanın diğer üyelerini göndereceğini bizim için de yeni bir araç ve güvenlik sağlayacağını söyledi.

Plan basitti aslında. Ben bombayı aracın altına yerleştirecektim. Umut da gidip bunu ona söyleyecekti. Tabi tek bir farkla, bombayı koyanlar diğer beşli masa üyeleri olacaktı(!). Amaçları yolda aracı infilak ettirerek başkanı öldürmek ve yerine yeni birini geçirmek olacaktı. Başkan bunları duyduğunda küplere binecekti. İşte orda da umut devreye giriyordu.
Umut başkana, diğer beşli masa üyeleri ve adamlarına çaktırmadan araçtan inmesini ve bizim tahsis edeceğimiz araca binmesini söyleyecekti. Böylece başkan infilak eden araçta olmayacaktı.

Başkan ve iti agit bizim araçta olacaktı. Pesimizdeki adamlarını atlatıp Sinan'ın olduğu yere gidecek başkan ve agit etkisiz hale getirdikten sonra gelecek olan timin kampta işini bitirip bizi almasını bekleyecektik.

Ali üsteğmen ve Turan iki bordo olarak basının çaresine bakarlardı. Elleri açıktı, hem benim hem de umutun verdiği silahları vardı. Nöbetçiler etkisiz hale getirilmişti... İşin onlara kalan tek kısmı bayıltılan nöbetçilerin kıyafetlerini giymek, askerler gelip ortalığı şenlendirdiğinde tuzaklara dikkat ederek askerlere ulaşmaktı. Böylece kamp devre dışı kalmış oluyordu.

Tabiki diğer masa üyeleri de bir yere gitmeyecekti. Onlarla da ilgilenecekti askerler. Eş zamanlı olarak bu pisliklerin bütün inlerini başlarına yıkacaktık.

- her şey hazırdır başkan.

- tamam çıkın geliyorum. Demişti adamına. Ama gitmedi. Diğerleri önden gittiği için kimse onun araca binip binmedigini göremedi. Kendi aracındaki sadık adamları da söylemezdi başkanın arabada olup olmadığını. Onları bile göz göre göre ölüme yollamıştı işte bu adam. Hem de gözünü kırpmadan. Aramızdaki fark da tam olarak burada ortaya çıkıyordu. Onlar, kendini kurtarmak için adamlarını harcardı; biz, adamlarımızı kurtarabilmek için onları, kendimizi, dünyayı...

- çıkar beni burdan baran (umut)

- sen merak etme başkan seni buradan sağ salim çıkartacam de haydi gidelim. Diye cevap verdi umut

- bu kamp bugün buraya gelen her askere mezar olacak agit ona göre ayarla adamları anladın

- sen merak etme başkan
Bunu söylerken dönüp bana bakmıştı sonra devam etti bana bakarak. Keşke biri o sarı dişleri kerpetenle tek tek çekseydi de rahatlasaydım.

LAÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin