Taehyung ağlıyordu. Hem de içi dışına çıkarcasına ağlıyordu. "Neden" sayıklamaya başladı. "Neden neden neden neden" bir yandan yatağının yanında yerde dizlerini kendine çekmiş bir şekilde ağlayarak sayıklıyor bir yandan da yumruk yaptığı elleriyle başına vuruyordu.
Tamamen tükenmişti. 20, 30 ya da 40 yaşında olması hiçbir şey değiştirmiyordu. Bir köle, bir efendi ya da sıradan biri olması da... Tek istediği Jungkook'tu. Tıpkı zamanında tek istediğinin Hyung Shik olması gibi. Neden sürekli bu kaderi yaşıyorum diye tekrarladı kendine gözyaşları içinde ileri geri sallanırken. Akli dengesini tamamen yitirmek üzereymiş gibi hissediyordu.
Buna dayanamazdı, bu kez olmazdı. Bir kez bu acıyı yaşamış, göğüs germiş ve zorlu bir süreçten geçse de bunun üstesinden gelmeyi başarmıştı. Ama şimdi karşısında aynı acının çok daha fazlası vardı. Taehyung'un yüzleşmeye gücü yoktu, kalmamıştı. Tamam dedi kendi kendine. Sonu gelmişti. Bitmişti. Hayatını sona erdirecekti Jungkook'una kavuşamazsa.
Çilek kokulu çocuğunu istiyordu, gömleğine sarılıp uyuyan bebeğini istiyordu. İstemekten de öteydi bu, muhtaçtı ona. Sordu kendi kendine, neyi eksik yaptım, neyi yanlış yaptım. İstediği neye sahip olamadı ki terk etti beni... Sorularına yanıt bulmak için düşündükçe ve yanıt bulamadıkça öfkeyle doldu içi.
Her şeyi vermişti. Jungkook'un önceki hayatında sahip olamadığı her şeyi koşulsuz şartsız sunmuştu ona. Sadece iyi yemekler, güzel bir oda, temiz kıyafetler gibi materyelistik şeylerle de sınırlı değildi üstelik bu. Sevgisini, ilgisini, şefkatini vermişti. Aynı sofraya oturmuş, elleriyle beslemiş ve hatta elleriyle yıkamıştı onu.
Jungkook'u anımsarken çilek kokulum diye anımsıyordu ancak o kokuyu bile kendisi bahşetmişti ona. Sinir katsayısı daha da arttı böyle düşündüğünde. Yumrukları bu kez kendini değil ancak önüne gelen ilk kişiyi yumruklamak istiyordu. Dişlerini sımsıkı sıktığı sırada bahçeden gelen demir kapının açılma sesiyle yerinden kalktı sinirle.
Namjoon'un arama yapmaları için hazırlattığı arabaların tamamının döndüğünü gördüğünde kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Neden dönmüşlerdi ? Bulmuşlar mıydı Jungkook'u ?
Koşarak merdivenlerden inerken evin kapısı açıldı. Birkaç basamak kala karşısında Jungkook'u görmesiyle duraksadı Taehyung. Merdivenin tırabzanına tutunan elini tüm gücüyle sıktı. Gözlerinin tekrar dolmaya başladığını da hissediyordu.
Tamamen sırılsıklam olmuş çocuk omzuna çapraz astığı çantası ve elinde kendisine ait olan gömlekle salonun ortasında duruyordu şimdi. Hüngür hüngür ağlıyordu. Muhtemelen kendisini öldüreceğini düşündüğü içindi bu ağlayış. Taehyung ise kendi acısıyla o kadar meşguldü ki çocuğun hareketlerine hangi duyguların sebep olduğunu düşünemeyecek kadar dönmüştü gözü.
"NEDEN" sinirle gürlediğinde çocuğun ağlaması şiddetlendi. Birkaç basamağı da inerek çocuğa yaklaştı ve omuzlarından tutarak sarstı. "YÜZÜME BAK VE CEVAP VER JUNGKOOK NEDEN" çocuk cevap vermek bir yana dursun ağlamak dışında başka hiçbir şey yapmıyordu.
"NEYİN EKSİKTİ, NEDEN YAPTIN BU NANKÖRLÜĞÜ"
"SANA SÖYLEMİŞTİM, NE OLURSA OLSUN KAÇARAK GÜVENİMİ KIRMA DEMİŞTİM. BUNDAN SONRA BAŞINA GELECEK HER ŞEYDEN SEN SORUMLUSUN"
Jungkook ağlamak dışında hiçbir tepki vermiyordu. Taehyung'un gürlemesine karşın salonun kapısından kendilerini izleyen hizmetliler bile korkarken Jungkook'un hali içler acısıydı. Giriş kapısı hala açık olan evde Namjoon sonunda kapıdan izlemeyi bırakıp içeri girerek kapattı.
"E-efendim l-lütfen b-be-beni öl-öldür-meyin" Jungkook sonunda güç bela konuştuğunda Taehyung'un sinirleri daha da bozulmuştu. Sadece kendi için yalvarıyordu, sadece kendini düşünüyordu. Onu evde ne halde bıraktığından, ona neler hissettirdiğinden hiç haberi yoktu ya da daha da kötüsü haberi olsa da umurunda bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slave | Taekook
FanfictionŞehrin tanınmış tüccarı Kim Taehyung köle pazarından bir köle satın alır. - Fic geçmişte geçtiği için günümüz toplumunda uygun karşılanmayan davranışlar içerebilir. Zaman farkını göz önünde bulundurarak okursanız sevinirim- #taekook - 19.06.2023🥇 #...