-21-

17.3K 1.4K 558
                                    

"Efendim çok sıkıldım artık yatmaktan" bir gün daha geçmişti ve Jungkook artık neredeyse tamamen iyileşmişti. Ancak Taehyung ısrarla yataktan çıkmamasını ve dinlenmesini söylüyordu. Yemeklerini bile odada yiyordu Jungkook tam dört gündür.

"Ne yapmak istersin peki söyle bakalım" göğsünde yatan çocuğa yöneltti sorusunu başını kitabından kaldırarak. Jungkook tek başına sıkılmasın diye günlerdir tüm işleri Namjoon'a devretmiş, kendisini de odaya kapatmıştı Taehyung.

"Efendim size daha önce de bahsetmiştim, resim yapmak istiyorum. Ancak resim yapmaya yarayacak hiçbir malzemem yok. Eğer siz de uygun görürseniz çarşıya inip almak istiyorum." Taehyung duyduğu istekle gerilerek yatakta dik konuma geçti. Kendisi olmadan evden çıkmasına müsade etmesi mümkün değildi.

Çocuğun kendisine değer verdiğini bilse de bir anlık gafletle kaçmayacağı ne malumdu ? Bir süre düşündü konuşmadan önce. Derin bir nefes aldı cümlesine başlamadan önce. "Bak ne diyeceğim güzelim, birlikte önce çarşıya gidelim sonra da limana gider Namjoon'a işlerin nasıl olduğunu sorarız olur mu?" Jungkook efendisinin isteğini kabul etmesiyle sevinçten adeta havalara uçmuştu.

"Tabi efendim, hemen hazırlanayım" sözü biter bitmez kollarının arasında sıyrıldı çocuk. Tam yataktan kalkacakken omuzlarından tutup yatırdı minik bedenini. Jungkook yattığı yerden ters şekilde Taehyung'a bakıyordu şaşkınca. "Önce öpücük" adam çocuğun dudaklarına derin bir öpücük bıraktıktan sonra tekrar omuzlarından tutup kaldırdı. "Sonra hazırlık" Çocuk kıkırdayarak yataktan kalkarken uzanıp poposuna minik bir şaplak atmayı da ihmal etmemişti.

Taehyung için bu dört gün hayallerinden de öteydi. Bebeği sürekli yanındaydı ve yalnızca kendisiyle ilgileniyordu. Daha ne isteyebilirdi ki hayattan. Ancak çocuğun eninde sonunda iyileşeceği belliydi. O gün de tam olarak bu güne tekabul ediyordu. Bu nedenle çocuğu daha fazla evde tutmaya çalışmasının bir manası yoktu.

Kendisi de Jungkook gibi hazırlandı. Hava oldukça sıcak olduğundan yalnızca kumaş pantolon ve şifon gömlek tercih etmişti. Jungkook'a baktığındaysa onun gömlekten çok bluzu andıran bir kumaşı üzerine geçirdiğini gördü, altındaysa dizlerinin üzerinde biten bir şort vardı. Güzel bacaklarını süzdü Taehyung alıcı gözle.

"Çok güzelsin" Jungkook dolabın kapağını kapatırken arkasından aniden sarılan kollarla irkildi. Gülümseyerek Taehyung'a doğru döndü. "Teşekkür ederim efendim, siz de hem çok güzel hem de çok yakışıklısınız." Taehyung gülümseyen çocuğun yanağına bir öpücük bırakıp dolaba yöneldi tekrar. Jungkook'un az önce kapattığı kapağı açıp üst raflardan birinin en arkasından ip çıkarttığında Jungkook efendisinin ne yaptığını anlayamamıştı.

"Bileğini getir güzelim" duyduğu sözlerle afalladı Jungkook. Bağlayacak mıydı onu ? Ama neden? Evden neden kaçmaya çalıştığını anlatmıştı, gerçekleri söylemişti. Neden hala bağlanmasına gerek vardı ki?

"Bebeğim kolunu uzatmazsan evden çıkamayız." gözleri doldu küçük olanın. En son bu şekilde bağlandığında köle pazarındaydı. Kendini çok küçük düşmüş hissetti tekrardan. Tam da alışıyordu değerli hissetmeye oysaki. Senin yerini kimse alamaz demişti efendisi ona. Ama şimdi uzattığı koluna atılan düğümleri izlerken Jungkook hiç de özel hissetmiyordu.

Bir köpek gibi tasmalanmıştı adeta. Taehyung ipin diğer ucunu kendi bileğine dolamaya başladığında biraz şaşırmıştı çocuk. Normalde kölelere bağlanan iplerin ucunu sahipleri ellerinde tutardı, ancak efendisi diğer ucu da tıpkı kölelere yapıldığı gibi kendine bağlıyordu.

Bağlama işlemi bittikten sonra başını kaldırdığında bebeğinin gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü Taehyung. Bağlı olmayan eliyle yanaklarını okşayıp alnına bir öpücük bıraktı. "Asma o güzel yüzünü kıymetlim benim. Anla beni lütfen. Çok eğleneceğiz bugün tamam mı buna odaklan. Boşver bunları." son cümlesini söylerken kollarındaki bağı hafifçe salladı.

Slave | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin