-29-

14.3K 1.4K 810
                                    

Akşam yemeği saatine az bir zaman kala demir kapının açılma sesi geldiğinde, Yoongi sakince ayağa kalktı ve verandaya çıkarak yaklaşmakta olan arabayı beklemeye başladı. Bu sırada tüm gün çarşıda gezmiş olan Jimin ve Jungkook aldıkları birkaç şey ile eve dönüyorlardı. "Jungkook, Taehyung'un verebileceği tepkilere hazır olduğuna eminsin değil mi?" 

Çocuk sakince başını salladı. "Evet, kaçtığım gün gibi olacak muhtemelen. Ama bu kez korkmuyorum. Bir yolunu bulup idare edeceğim." Jimin sıkıntılı bir nefes verdiğinde araç evin önünde durdu. Gün boyu onlara eşlik eden Hoseok araçtan ilk inen kişiydi. Daha sonrasında Jimin ve Jungkook'a elini uzatarak inmelerine yardımcı oldu. 

Jimin kendilerini beklemekte olan Yoongi'ye doğru ilerleyip boynuna sarıldığında kulağına fısıldadı. "Nasıldı ?" Yoongi geri çekilerek başını iki yana salladı. Jimin bunun pek de iyi olmadığını anlamakta gecikmemişti. Bu sırada Jungkook yanlarından geçerek içeri girdi. İkili, hemen arkasından takip ediyordu çocuğu. 

Jungkook salona girip etrafa bakındığında ve Taehyung'u göremediğinde şaşırmıştı. Yoongi de etrafa şaşkınca bakıyordu. Taehyung daha az önce buradaydı oysa ki. İki saniyede nereye kaybolmuş olabilirdi ki. Herkes etrafa bakarken elindeki bıçakla hızla mutfaktan çıkıp Jungkook'un üstüne atladı Taehyung. 

Jimin aniden çığlık atarak onlara doğru koşmaya başladığında "YAKLAŞMA" diye bağırdı ve arkasından sarıldığı çocuğun boynuna dayadı bıçağı. Yoongi, Jimin'i tutup hemen geri çekti. Hiç kimse böylesine bir atak beklemiyordu Taehyung'tan. "Geri çekilin, öldürürüm hem onu hem kendimi" Taehyung bağırarak konuştuğunda hepsinin eli ayağına dolaşmıştı. 

Jungkook ise sakin görünüyordu. Jungkook'un sakinliğini tek fark eden ise Namjoon olabilmişti. "Tamam efendim, biz sizi yalnız bırakalım. Odanızda kendi aranızda konuşun olur mu ?" Jungkook çaktırmadan gözlerini kapatıp açarak onayladı Namjoon'un sözlerini. Jimin Yoongi'ye sarılıp ağlamaya başlamıştı bile. 

"Sakın peşimizden gelmeyin." Taehyung geri geri adımlayarak Jungkook'la beraber merdivenleri tırmanmaya başladığında seslendi Yoongi kendisine. "Sakın pişman olacağın bir şey yapma Taehyung! SAKIN!" Bu sırada son kata kadar tırmanmaya devam etti ikili. 

Nihayet odaya girdiklerinde hemen kapıyı kilitledi Taehyung. Bıçağı ise fırlatıp bir kenara atmıştı çoktan. Elbette güzel bebeğine asla zarar vermezdi. Ama böyle göstermezse evdekilerin kendilerini asla yalnız bırakmayacağını da biliyordu. 

"Neden gittin ?" sesinde sinirden çok perişanlık vardı. Jungkook, efendisini bu halde görmeye dayanamıyordu, kalbi sıkışıyordu. Ama Jimin ve Yoongi'nin söylediklerini kendine hatırlatarak metanetini korudu. "Size çok güzel şeyler aldım efendim. Göstermemi ister misiniz ?" çocuğun sanki ortada olağandışı hiçbir şey yokmuş gibi davranması Taehyung'u afallatmıştı. 

"NEDEN YİNE GİTTİN" bu kez bağırarak konuştu Taehyung. Bu sırada Jimin, Yoongi, Hoseok ve Namjoon ellerinde kapıyı kırmaya yarayacağını umdukları bir balta ile sessizce kapıda bekliyorlardı. Eğer acil bir durum olursa Jungkook ya da Taehyung'a bir zarar gelmeden müdahale etmeleri gerektiğinin bilincindeydiler. 

Jungkook korkusuzca bir adım attı efendisine doğru. İlk kez görmüyordu onu bu halde. İyice yaklaştı ve ellerini efendisinin yanaklarına koydu. Adamın dudaklarına beklenmedik bir öpücük kondurduğunda Taehyung'un aklı karmakarışık olmuştu. "Çok özledim seni" Jungkook kendisinden beklenmeyecek kadar cesur davranıyordu. Ancak efendisi ile olan ilişkisi için bunun gerekli olduğunu biliyordu. 

Küçük öpücüğüne ve özlem itirafına cevap alamadığında tekrar öpmeye başladı efendisini. Bu kez sert bir karşılık almıştı. Adam aniden belinden tutup kendisine doğru çekmişti bedenini. "Sen benimsin Jungkook" öpüşmeleri gittikçe derinleşirken efendisinin yanaklarında duran ellerini sırtına doğru indirip gezdirmeye başladı çocuk. 

Slave | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin