"Eksik bir şey kalmadı değil mi Hoseok." Jimin elindeki son çantayı da arabaya yüklerken sordu. "Kalmadı efendim, her şeyi aldık gibi görünüyor." Jimin başıyla onaylayıp arkasından gelmekte olan Jungkook'a döndü. "İşler bitti ama ben de bittim vallahi." Jungkook uzun zamandır neredeyse hiçbir iş yapmadığından oldukça yorgundu.
"Bir an önce eve gitmek istiyorum." en az abisi kadar yorgun olan Jimin de sızlanarak arabaya bindi ve yaklaşık iki gün sürecek olan yolculukları böylece başlamış oldu.
- - -
Koşar adım yürürken ara sıra arkasına dönüyor, hala kendisini takip eden adamları atlatamamış olduğu korkusu eşliğinde adrenalinle dolan vücudunu kontrol etmekte zorlanıyordu. Sık sık önüne çıkan çalılara takılıp sendelese de korku öylesine ağır basıyordu ki canının acıyıp acımadığını bile anlamaya vakti olmadan tekrar koşmaya başlıyordu.
Hayal meyal hatırladığı, bir daha asla yolunun düşmeyeceğini sanarak yıllarını geçirdiği sokaklara varana kadar hiç durmadan koştu. Hyung Shik efendisi Taehyung'u terk edeli tamı tamına yedi yıl olmuştu. O zamanlar Taehyung 28, kendisi ise 27 yaşındaydı. Şimdiyse 34 yaşına basmış olduğundan hayata bambaşka bir pencereden bakıyordu.
O zamanlar hayatı çok zordu Hyung Shik'in. Çocukluğunu bir köyden ziyade şehrin göbeğinde ve hür olarak geçirmişti. Varlıklı bir aileden geliyordu üstelik. Yediği önüne yemediği arkasındaydı tabiri caizse. Kaliteli kumaşlardan yapılma giysileri vardı. Akşamlara kadar arkadaşlarıyla gezer, dilediğini satın alırdı. Bazen köle kiralar dilediği gibi gönül eğlendirirdi hatta.
Hyung Shik'in şanssız olduğu tek konu babasıydı. Ergenlik çağına girdiği andan itibaren babasıyla anlaşamaz olmuştu. Adam kendisine para verdiği sürece sesi çıkmaz, ne derse desin umursamazdı. Ancak babasının annesini dövmeye başlamasıyla Hyung Shik artık sessiz kalamamış ve müdahale etmeye başlamıştı adama.
Zamanla babasının hali daha da kötüye giderken alkol ve kumar belası da eklenmişti hanesine. İçip içip eve geldiğinde hem annesini hem de Hyung Shik'i dövmesi kaçınılmazdı. Bu alışkanlıklara başlamasının üzerinden fazla zaman geçmeden mal varlıkları da suyunu çekti. Kumar borcu yüzünden eve ekmek alacak paraları bile kalmamıştı artık.
Bir gün babasının hasımlarının alacaklarını temin etmek için evlerini basmasıyla Hyung Shik'in tüm kaderi değişti. Çünkü babası, bu kadarını da yapmaz denileni yapmış ve borçlarını para olarak ödeyemeyeceğini bildiği için Hyung Shik'i adamlara köle olarak vermeyi teklif etmişti. Ülkelerinde hür doğanların babaları, köle olanların da efendileri tarafından mühürlenmesi esasına dayanan hürlük belgesini gözleri önünde yaktı babası.
Sonrasında ise o adamların kölesi olduğuna dair bir mühür basmak zorunda bırakılmıştı. İşte Hyung Shik özgürlüğünü 21 yaşındayken bu şekilde kaybetmişti. Sonrası herkesin malumu... Köle pazarlarında defalarca satıldı, dayak yedi ve birkaç kez de istememesine rağmen vücudu üzerinde hak iddaa edildi.
Kaderinin ikinci dönüm noktası olan kişi ise Kim Taehyung olmuştu. Daha doğrusu Kim Namjoon. Son sahibi de ondan istediğini aldıktan sonra 'uygun fiyattan' bir köle tüccarına satmıştı onu. Aradan fazla zaman geçmeden Kim Namjoon tarafından kumaş üretiminde çalıştırılmak üzere satın alındığında hayat şartları hayli iyileşmişti aslında.
Birkaç ay ağır olmayan koşullar altında, karnı tok sırtı pek yaşadı. Hatta efendileri kendilerine aylık yevmiye ve izin günleri bile veriyordu. Ancak Hyung Shik'in tek isteği biriktirebildiği kadar para biriktirip azad edilme talebinde bulunmak ve tekrar özgür hayatına kavuşmaktı. Yaşadıkları kendisine çok ağır geliyordu çünkü. Varlıklı ve hür bir hayat yaşarken bu hale gelmiş olmayı bir türlü yediremiyordu gururuna.
Ancak evde yaptığı hesap çarşıya uymadı ve çalıştıkları yeri kontrole gelen efendilerinin kendisini çok beğendiğini öğrendi. Efendi kendisini önce evine sonra da odasına aldığında hayatı bir kez daha değişmiş oldu. Aslında memnuniyetsiz değildi Hyung Shik. Hür birinden hiçbir farkı yoktu yeni hayatında. Taehyung kendisine hürken bile sahip olamayacağı imkanlar sunuyordu hatta.
Dilediği kadar para harcıyor, şehir merkezine inip dilediği kadar arkadaşlarıyla vakit geçirebiliyordu. Taehyung kendisine bir bebek gibi bakıyordu, bunu inkar edemezdi. Her zaman da minnettar olmuştu bunun için. Hatta uzunca bir süre özgür olmak için azad edilmekle ilgili isteğini rafa kaldırdı. Yaklaşık sekiz ay boyunca her şey yolundaydı.
Taehyung'a aşık değildi. Ona sevgi ve saygı duysa da aşık değildi işte. Kalbini ikna etmek için ne kadar çabaladıysa da başaramamıştı. Ama bu da sorun değildi. Kendisine değer veriyor, dünyayı ayaklarının altına seriyordu. Üstelik çok ama çok yakışıklı bir adamdı Taehyung. Bu yüzden onunla kalmak sorun olmuyordu kendisi için.
Ancak arkadaşlarıyla beraber sahilde çıktığı bir gezintide karşılaştıkları bir adam kendisi için her şeyi değiştirmişti. Arkadaşlarının tanıdığı olan bu adam kendisine öyle bir bakmıştı ki ilk görüşte meftun olmuştu Hyung Shik. Hayatında hiç hissetmediği duygular yeşermişti kalbinde bir anda. O günden sonra tek istediği o adamla olabilmek olmuştu.
Ne yapıp edip birkaç kez daha aynı ortama girmeyi başardığında sonunda aklına da düşmüştü adamın. Ancak sevdiği adamdan gizlediği şey bir köle olduğuydu. Kimse kimseye durduk yere hürlük belgeni göster demezdi sonuçta, saklasa ne olabilirdi ki? Tam üç ay boyunca da başarmıştı saklamayı. Eğer sevdiği adam bir gün kendisi ile ciddi bir şeyler yaşamayı düşünürse o zaman Taehyung'a azad edilmek istediğini söyleyecekti.
Hyung Shik yaptığının bencillik olduğunu bilse de yaşadığı hayat öylesine rahattı ki bunu bırakmak istemiyordu. Aynı anda hem sevdiği adamla dilediği gibi aşkını yaşıyor, hem de Taehyung sayesinde yüksek hayat standardlarına sahip olabiliyordu. Ancak o dönemde yavaş yavaş anlamaya başladı Taehyung'un kendisini azad etmek istemeyeceğini.
Köle olarak kalmasını istediği için değildi bu. Ancak Taehyung'a gidip başka bir adama aşık olduğunu ve artık hür olmak istediğini söylerse, efendisinin bunu kaldıramayacağını biliyordu. Kendisini elleriyle başka bir adama teslim edemeyecek kadar sevdiğinin bilincine varmıştı artık. Bu yüzden sevdiği adam ona tamamen birlikte olmak istediğini söylediğinde itiraf etmek zorunda kalmıştı bir köle olduğunu.
Çok sert bir tepkiyle karşılaşmayı beklese de sevdiği adam bu durumdan hiç rahatsız olmuş gibi görünmüyordu. Ona efendisinin kendisine aşık olduğunu değil de kumaş üretiminde çalıştığını söylediği içindi belki de... Ancak adamın durumu neden bu kadar iyi karşıladığını anladığında iş işten geçmiş olacaktı.
O günden sonra beraber bir plan yaptılar. Hyung Shik bir ay boyunca olabildiğince fazla para biriktirdi. Ve sonunda kendisine sarılarak uyumakta olan efendisinin kolları arasından ayrılarak demir kapının ardında onu bekleyen adamın yanına koştu. O zamanlar hayatının kurtulduğunu düşünüyordu. Evet azad edilmediği için hala bir köleydi belki ama sevdiği adamla beraber çok uzaklara giderek yepyeni bir hayata başlayacağı düşüncesi yetiyordu ona.
Hiç düşünmeden tuttu adamın elini. Arkasına son kez bakmamıştı bile. Bu yüzden bugün arkasına bakarak koşar adımlarla yıllar önce terk etmiş olduğu evin yolunu tuttuğu gerçeği hala ağır geliyordu kendisine. Aşkının bedeli hayli ağır olmuştu çünkü. Ve onu hayata bağlayabilecek tek şey de hala efendisi olan Taehyung'un merhametiydi.
-끝-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slave | Taekook
FanfictionŞehrin tanınmış tüccarı Kim Taehyung köle pazarından bir köle satın alır. - Fic geçmişte geçtiği için günümüz toplumunda uygun karşılanmayan davranışlar içerebilir. Zaman farkını göz önünde bulundurarak okursanız sevinirim- #taekook - 19.06.2023🥇 #...