Sabah güneşi odayı doldururken gözlerini araladı Jungkook. Efendisinin tüm odayı dolduran kokusu gülümsemesine yetmişti. Yanında uyuyan adama baktı. O an fark etti birbirlerine yakın duran elleri iç içe geçmiş olduğunu. Bunu görmesi gülüşünün daha da artmasını sağladı. Yatakta kıpırdanarak efendisine doğru kaymaya çalıştı ama bileğindeki ip yüzünden zorlanıyordu.
Taehyung sırt üstü yatıyordu. Bu yüzden bedenini olabildiğince ona doğru yaklaştırarak boynuna uzandı Jungkook. Uyandırmamaya çalışarak tam boyun boşluğuna kafasını yerleştirdi. Boynundan sessiz ama derin bir öpücük almayı başarmıştı. Ancak yetmediği de bir gerçekti.
Dudaklarını efendisinin boynunda gezdirip minik öpücükler çalmaya devam ediyordu. Bu sırada Taehyung hissettiği gıdıklanma hissiyle gözlerini araladığında kendisini öpmek için bileğindeki ipi çekiştiren bir Jungkook gördü.
Bir kez daha bu numaraya kanmamalıyım diye geçirdi içinden. Daha önce yaşamıştı tüm bunları. Hyung Shik de ne zaman kendisini sinirlendirecek bir şey yapsa sonrasında normale kıyasla daha sevgi dolu davranarak Taehyung'un sevgisini suistimal ederdi. O zamanlar saf olduğu için karşısındakinin amacını anlayamamış olsa da bu kez her şeyin farkındaydı Taehyung.
Yatakta doğrulduğu gibi itti Jungkook'u. Efendisinin uyanmış olduğunu bile fark etmemiş olan çocuk aniden sertçe itildiğinde neye uğradığını şaşırdı. "B-ben uyandığınızı fark edemedim efendim, özür dilerim". Sözlerini tamamlarken adamın yüzüne bakmaya utanıyordu. "Sakın bir daha bana dokunmaya cüret etme" efendisinin mesafeli ve sert sesi çocuğun gözlerinin dolmasına yetmişti.
Cesaretini topladı yine de. Kendisini affettirmenin bir yolu olmalıydı, onu sevdiği ve bir başkasına dokunurken görmek istemediği için kaçtığını söyleyemezdi. Bir köle olarak efendisine aşık olduğunu söylerse, cüretinden dolayı efendisi onu cezalandırabilirdi. Ve cezaların en büyüğü de onu kendisinden uzaklaştırmak olurdu. Jungkook bunu göze alamazdı.
Sonrasında ne söyleyeceğini bile planlamadan yataktan çıkmak için yorganı üzerinden çeken efendisinin eline uzanıp tuttu aniden. "Efendim lütfen" Taehyung çocuğun hareketi karşısında donup kaldı. Ancak net bir şekilde uzak durması emredilmesine rağmen hala pişkince konuşmaya çalışması ve hatta elini tutması sinirlerinin tepesine çıkmasına yetmişti.
Aniden elini tutan bileğini sıkıca kavradı Jungkook'un. "Ne istiyorsun ?" hızlı bir hareketle çocuğun üstüne eğildi. Burun buruna gelmişlerdi. "Seninke yatmam için mi yalvaracaksın? Bu kadar düştün mü?" Jungkook bileği acıdığından ve duyduğu sözlerden dolayı gözlerinde akan yaşlara engel olamıyordu. "E-efendim ben" "KES" Taehyung konuşmasına izin vermedi.
Bir çırpıda çözdü bileğindeki ipleri. Jungkook adamın ne kadar sinirli olduğunu anladığı için korkuyla bekliyordu ne yapacağını. Kendisini evden mi atacaktı yoksa dövecek miydi hiçbir fikri yoktu çocuğun. Sadece hızlanan kalp atışları eşliğinde bileğinde fırlatılan ipi takip etti gözleriyle.
Taehyung çocuğu bileğindeki iplerden kurtarır kurtarmaz kolundan çekerek kaldırdı yataktan. "Kıpırdama." Jungkook odanın ortasında öylece dururken Taehyung eğilerek bir çırpıda hem çocuğun giymiş olduğu kendine ait pijamayı hem de iç çamaşırını çıkardı üstünden. Jungkook alt bedeninin çırılçıplak kalması ile efendisinin kendisine ne yapacağını anlamıştı.
Taehyung sert hareketlerle üst pijamasından da kurtulurken çocuğun aklı karışıktı. Bir yandan deli gibi korkuyordu, canının acımasından ve duyduğu hikayelerdeki gibi günlerce oturamamaktan, yürüyememekten. Ancak öte yandan çok ama çok özlemişti efendisini. O kadar çok arzulamıştı ki onu son beraberliklerinden beri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slave | Taekook
FanfictionŞehrin tanınmış tüccarı Kim Taehyung köle pazarından bir köle satın alır. - Fic geçmişte geçtiği için günümüz toplumunda uygun karşılanmayan davranışlar içerebilir. Zaman farkını göz önünde bulundurarak okursanız sevinirim- #taekook - 19.06.2023🥇 #...