-27-

13.4K 1.3K 272
                                    

Jungkook belki de son iki buçuk yıldır en huzurlu sabaha uyanmıştı. Karnı tamamen toktu, kıyafetleri tertemizdi, deliler gibi aşık olduğu adamın göğsünde yatıyordu ve canından çok sevdiği kardeşi de yan odasında mutlu olduğu adamla beraber güvendeydi. Jungkook'un hayattan tek bir arzusu kalmıştı gerçekleşmemiş olan. O da anne ve babasını tekrar görebilmekti. 

Gözlerini açtığı saatin çok erken olduğunu henüz kırmızı olan gökyüzünde güneşin tam olarak doğmamış olduğunu gördüğünde fark etti. Son günlerde erken kalkma alışkanlığı edinmesi kendisini mutlu ediyordu. Gün içinde bir sürü şey yapmaya fırsat bulabiliyordu. 

Efendisini uyandırmadan sessizce üstünü değiştirdi ve odadan çıktı. Merdivenlerden usulca inip ilk kata ulaştığında hizmetlilerin mutfakta kahvaltı için hazırlıklara başlamış olduklarını gördü. "Günaydın" duyduğu sesle başını salona çevirdiğinde Yoongi'yi gördü. 

"Günaydın efendim, rahat uyuyabildiniz mi ?" Jungkook efendisinin kardeşi olması nedeniyle Yoongi'nin de efendisi sayıldığını bildiğinden resmi bir konuşma dili seçmişti. "Lütfen yalnızca Yoongi de Jungkook." çocuk başıyla onayladı. "Teşekkür ederim çok güzel uyudum, otursana" adamın isteği üzerine yanındaki koltukta yerini aldı Jungkook.

"Jimin uyanmadı mı?" 

"Uyandı, üzerini değiştiriyordu birazdan gelir." Jungkook başıyla onayladı. "Hazır seni yalnız yakalamışken konuşmak istiyorum Jungkook." adamın sözleri Jungkook'u biraz germişti. Efendisinin kardeşinin kendisiyle baş başa konuşacağı ne olabilirdi ki. "Konuşalım tabii" 

"Bunları sana Jimin'in detaylı anlatması elbette daha uygun olur ama ben kısa bir özet geçeceğim. Sen de fark etmişsindir ki Taehyung'un bazen aşırıya kaçan davranışları olabiliyor." Jungkook konuşmanın nereye gideceği ile ilgili endişe içindeydi. 

"En başta sana şunu sormak zorundayım Jungkook. Taehyung'u seviyor musun, onunla gerçekten kendi isteğinle mi berabersin ?" Jungkook beklenmedik soru karşısında kocaman açtı gözlerini. "Elbette, Efendi Taehyung'u her şeyden çok seviyorum ve tabiki kendi isteğimle onunla beraberim"

"Peki ilerde bir gün, olur da imkanın olursa, hür ve özgürce yaşamak ister miydin ? Yani Taehyung'un kölesi olmadan, Taehyung olmadan demek istiyorum.." Jungkook duyduğu soru karşısında başını eğerek parmaklarıyla oynamaya başladı. "B-ben  efendi olmadan yaşamak istemem, ondan ayrı kalmaya dayanamam ama.." Yoongi ama kelimesini duyana kadar her şey yolunda gidiyor diye düşünürken çocuğun ama demesi üzerine tek kaşını kaldırarak devamını bekledi. 

"Ama Jimin ve siz gibi olabilmeyi çok isterdim. Yanlış anlamayın kıskandığım için demiyorum bunu. Sadece sizin Jimin'i sevdiğiniz gibi Efendi Taehyung'un da beni sevmesini isterdim işte." çocuğun sözlerinin devamını duyduğunda içi rahatlamıştı adamın. Bu çocuğun, Taehyung'u bırakıp gitmeye hiç niyetinin olmadığı ortadaydı. Tam da tahmin ettiği gibi her şey kardeşinin beynindeki paranoyalar yüzünden bu hale gelmişti. 

"Bak Jungkook seninle açık konuşacağım. Taehyung'un bazı psikolojik problemleri var ve seninle arasındaki bu ilişki de bu problemleri tetikliyor." Jungkook'un gözleri korkuyla açıldı. Yoongi'nin efendisi ile kendisini ayırmak istemesi düşüncesi kalbinin endişeyle hızlanmasına neden olmuştu. 

"Korkma, bu sorunun ortadan kalkması için geldik Jimin'le." 

"Ne dediğinizi anlamakta güçlük çekiyorum."

"Yaşın çok küçük Jungkook. Anlamamanı normal karşılıyorum. Ancak hiç mi fark etmedin ?" Jungkook sorgular gözlerle baktı. "Neyi fark etmeliydim ki?"

"Taehyung'un seni kaybetmekten ne kadar korktuğunu, bu korkusu gün yüzüne çıktığında ne kadar sinirli birine dönüştüğünü ve hatta zaman zaman kontrolünü kaybettiğini." çocuk sıkıntı ile iç çekti. "Evet bazen çok sinirli ve sert biri oluyor. O zamanlar korkuyorum ondan. Ama bunun benim yüzümden olabileceğini hiç düşünmemiştim."

Yoongi çocuğun omzuna elini koyarak devam etti konuşmaya. "Senin yüzünden değil Jungkook. Bu onun karakteriyle ve psikolojisiyle ilgili bir problem. Geçmişte zor şeyler yaşadı. Ancak bunları anlatmak bana düşmez. Bunları zamanı geldiğinde Taehyung sana kendi anlatmalı." Jungkook, Yoongi'nin zor şeylerden kastının resimde gördüğü adamla ilgili konular olduğunu anlamıştı ancak bu meseleyi konuşmaya henüz kendisi de hazır değildi.

"Peki benden ne yapmamı istiyorsunuz ?" Jungkook çaresiz ve üzgün bir sesle sorduğunda Yoongi de üzülmüştü. "Taehyung senin onu bırakıp gideceğini, onu sevmediğini düşünüyor." çocuğun gözleri şaşkınlıkla açıldı. Tam bir şey demek için ağzını aralamıştı ki devam etti adam. "Öyle olmadığını biliyorum merak etme. Onu sevdiğini de, ondan kaçmak istemediğini de anlayabiliyorum. Ama maalesef Taehyung bu konuda mantıklı düşünemiyor, güvenmekte zorluk çekiyor ve en kötüsü de bu korkuları onun öfkeli olmasına neden oluyor."

Jungkook gözlerinin dolmasına engel olamıyordu. Uğruna her şeyi göze alabileceği adamın sevgisini hissedemediğini öğrenmiş olmak kalbinin sızlamasına neden oluyordu. "Peki nasıl inandırabilirim onu sevdiğime?" çatallanan sesi ağlamak üzere olduğunun habercisiydi.

"Kendini üzmemeye ve güçlü olmaya çalışmalısın Jungkook. Çünkü ilerleyen günlerde senin onu bırakmayacağını bizzat kendi görecek. Tepkileri çok şiddetli olacak olsa bile bunu ona göstermemiz ve inandırmamız gerekecek." 

Çocuğun kafası tamamen karman çorman olmuştu. Yoongi'nin ne demek istediğini tam olarak anlayamıyordu bir türlü. "Ne yapacağız ?" Yoongi sıkıntılı bir nefes aldı çocuğun sorusu karşısında. "Ne yapmanı istemiyorsa onu yapacağız."

Çocuk kendisine sorgulayan gözlerle baktığında devam etti Yoongi. "Taehyung'un en büyük korkusu senin onu terketmen. Bu yüzden hiçbir yere gitmene, hatta evden çıkmana bile izin vermiyor. Bu yüzden kaçmayı denediğin gün seni odaya kitledi." Jungkook'un kafasındaki taşlar bir bir yerine oturuyordu. "Siz bunları nerede.." 

"Namjoon ile mektuplaşarak aldım haberlerinizi. Buraya gelmemdeki asıl amaç da buydu. Ama bunu Taehyung'a söylememelisin. Aksi halde beni buradan gönderir ve ne sana ne de ona yardım edemem. Tamam mı ?" Jungkook başını sallayarak onayladı. Birkaç dakikanın içinde kafasındaki soru işaretlerinin pek çoğuna yanıt almış, hafiflemişti. 

Ancak efendisinin garip hareketlerinin nedenini öğrenmek ve bu nedenin kendi ile de ilgili olduğunu fark etmek yeni yükler bindirmişti omzuna. "Birazdan Jimin gelecek ve ikiniz çarşıya ineceksiniz. Akşam olana kadar asla eve dönmeyeceksiniz. Taehyung uyandığında seni göremeyecek ve delirecek. Ama akşam olup da siz geri döndüğünüzde her ne kadar sinirli olsa da senin ona geri dönmek istediğini bir nebze olsun anlayacak." 

Jungkook şimdi anlamaya başlamıştı Yoongi'nin aklından geçenleri. Damarına zehri damla damla vererek alıştıracaktı Taehyung'u. "Ama her türlü tepkiye hazırlıklı olmalısın Jungkook. Bu alışma süreci birkaç gün içinde olacak bir şey değil unutma."

"Peki ya siz gittiğinizde ne olacak ? Burada çok kalmayacağınızı söylemişti Efendi Taehyung." 

"Merak etme, bundan sonra temelli olarak Seoul'de kalmaya karar verdik. Jimin senden bir kez daha ayrılmak istemediğini ve burada kalmak istediğini söyledi dün gece. Benim yerim de onun yanı olduğundan artık temelli olarak burada olacağız." Jungkook kardeşinden bir daha ayrılmak zorunda kalmayacağını öğrendiğinde sevinçle parladı gözleri. 

Bu sırada merdivenlerden adım sesini duyduklarında başlarını o yöne çevirdi ikili. Jimin her zamanki gibi son derece şık kıyafetlerle salon kapısında belirdiğinde Jungkook'u görmesiyle yüzünde güller açtı. "Günaydın Jungkookie, demek uyandın. Hazırsan çıkalım mı ?" Jungkook hızla yerinden kalkıp Jimin'e sarıldı. 

"Gitmeyecekmişsiniz Jiminie, ayrılmayacakmışız ?" Jimin'in gülüşü daha da büyüdü. "Seni o manyakla bırakıp gideceğimi düşünmemiştin herhalde." Yoongi de kıkırdarken Jungkook şakasına omzuna vurdu kardeşinin. "Öyle deme Jiminie, aslında o kadar iyi biri ki..." 

"Aman tamam tamam,  efendisine de laf söyletmezmiş." gözlerini devirdi Jimin gülerken. "Hadi oyalanmayın da Taehyung uyanmadan çıkın. Yoksa asla bırakmaz Jungkook'u biliyorsunuz." Yoongi'nin uyarısı üzerine çantalarını alarak kapıda kendilerini bekleyen at arabasına bindi ve evden ayrıldı ikili. 

-끝-

Slave | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin