20/06/2023İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Açık mavi saçları hafif esen rüzgarda uçuşan genç, üzerindeki bluzun kalın askıları düzeltirken açıkta kalan omuzlarını okşayan rüzgar yüzünden hafifçe titremiş, kendisi için açılan kapıya doğru yürümüş, kapıdaki adamlara başını hafifçe sallayarak selam vermişti. "Hoş geldiniz Efendim."
İçeriye girerken ceketini yanında yürümeye başlayan korumasına uzatmış, sağ elini pantolonun cebine yerleştirmişti. Her adımında göğsüne temas eden soğuk kolyesi, normal şartlarda ona başka şeyleri düşündürmesi gerekirken bu defa sadece sevgilisini bulmak, öfkesi geçmeden yüzüne birkaç yumruk atabilmek istiyordu.
Girmiş olduğu devasa mekanın alt katlarına inen merdivene ilerlerken önüne çıkan iki kapıdan sağ tarafta olanı seçmiş, ses yalıtımı yüzünden mekanın sağ tarafına geçip kapıyı kapattığı esnada farklı bir dünyaya geçmişcesine sessiz bir ortama adım atmıştı.
Burası oldukça büyük bir gece kulübüydü, kulübün üst katı normal bir bar gibiyken alt katında fazlasıyla iş yapan büyük bir kumarhane vardı.
Kumarhanenin kapısını gizlemek için ise sağ kısma konulmuş farklı bir kapı, kapının ardında ise sadece birkaç kişinin görmeye izinli olduğu birkaç oda vardı. Aslına bakarsanız birkaç oda demek yerine direkt bir ev denebilirdi.
Mavi saçlarını eliyle geriye doğru tarayıp önüne düşen saçları arkasına atarken sinirden deliriyor olmasına rağmen hiçbir şey belli etmiyor, yüzünde tek bir mimik bile oynatmıyordu.
"Dışarıdakilere söyle, ölmek istemeyen kimse bu gece bizi rahatsız etmesin."
Duyduğu şeyin hiçbir abartma içermediğini bilecek kadar onu tanıyan yakın koruması kafasını sallamış, normal şartlarda beraber gidip vakit geçirdikleri yeraltı evine girmek yerine geride durmuştu.
Patronu kapıdan geçip eve girerken kendisi kapıda durmuş, birkaç basamak yukarı çıkarak merdivenlere oturmuştu. Bu gece kimsenin ölmemesi için kapıyı koruması gerekebilirdi.
İçeriye giren mavi saçlı genç, hemen arkasından kapıyı kapatırken evin içini dinliyor, birilerinin olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
Yavaş adımlarla evin içinde dolaşırken oldukça kısık sesle çalışan televizyonu, televizyonun karşısındaki koltukta yatak sevgilisini gördü. "Hoş geldin bebeğim."
İkili birkaç saniye bakıştıktan sonra mavi saçlı genç sevgilisine doğru ilerlemiş, alaylı bir şekilde gülümseyen sevgilisinin sağ yanağına sert bir yumruk atmıştı.
Yüzündeki gülümsemesi bozulmadan kendisine bakmaya devam eden genci gördüğünde bu defa diğer yanağına doğru bir yumruk atmış, zaten kan içinde olan yüzüne, biraz kendisinin sebep olduğu yaraların kanını karıştırmıştı.
"Hâlâ gülüyorsun değil mi? Ben senin isteklerine önem verip tek başıma gezmezken sen ölmeye gidiyorsun." Sinirini hiç de ciddiye almadan gülmeye devam eden adama bakarak kafasını iki yana sallamış, oldukça ciddi ve öfkeli bir sesle devam etmişti. "Öyle olsun, gidip ilk karşıma çıkan kişiye sıkıp kendimi öldürteceğim."
Yüzünden akan kana rağmen silinmeyen gülümsemesi son duyduklarıyla beraber tuzla buz olurken ciddiyete bürünüp yerinde doğrulmuş, karşısında durup konuşan sevgilisine bakmıştı. "Aklından bile geçirme, tamam risk almayacağım."
![](https://img.wattpad.com/cover/344554107-288-k459398.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimetière de Lee'
Fanfiction{Hyunholix} Silah ticareti yapan, yüzlerce silah fabrikası olan ve her sene açık ara farkla silah satışlarında zirveye oynayan bir silah taciri; Lee Felix. Kimsenin cesaret edemeyeceği yerlere hiç zorlanmadan uyuşturucu ulaştıran, bilinen en güçlü...