"Ne olursa olsun, kaybolmana izin vermeyeceğim, beni yalnız bırakmana izin vermeyeceğim... Seninle kalmam için ne kadar sürerse sürsün evrene karşı çıkacağım."
"Sen kim olduğunu sanıyorsun ha?"
"Umutsuzca kendisinin okyanusuna yansıdığını görmek is...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Moonglade: Ay ışığının suya yansıması."
"Hadi üstümüzü değiştirelim."
"Oh... evet."
"Jisung bekle." Dedi gün ışığı çocuk ve Jisung geri döndü.
"Hmm?"
"Sorun nedir?"
"Sorma bana. Sana soruyor muyum sorun ne diye? Sorun yok."
"Öyleyse moladan beri neden kendi dünyandasın?"
"Değilim."
"Evet öylesin. Minho hyung kulağına bir şeyler fısıldadığı andan beri kendinde değilsin." Felix kaşlarını çattı.
"Bir şey yok. Üstümüzü değiştirelim yoksa o yardımcı kaptan beni kızdırmak için bir şans daha yakalayacak."
"Ne demek istiyorsun?"
"Hiçbir şey!" Jisung haykırdı ve soyunma odasına ilerledi.
*****
"Oh, Han Jisung ona sataşacağımı düşündü."
"Kes şunu Minho. Şu anda ne kadar ürkütücü olduğunun farkında mısın? Bir şeyleri duyma ve hissetme yeteneğini kullanmayı bırak. Tanrım, neden benim arkadaşım olduğunu bile bilmiyorum." Chan, Minho ve o ısınırken sızlandı.
"Hadi hyung, benden uzaktaki şeyleri duyamıyorum. Şu anda bir şeyler duyuyorsam, bu benim hatam değil. Beni arkadaşın olarak gördüğüne pişman olmana gerek yok, tam tersi gurur duymalısın."
"Her neyse." Chan vazgeçti.
Tüm ekip toplandığında antrenmana başladılar. Chan ve Minho takımı ikiye ayırdı ve Jisung, Chan'la birlikteydi. Jisung'un onu görmezden geldiğini görünce Jisung'a çarpmaya devam etti. Jisung ona ölümcül bakışlar atmaktan bıkmıştı. Bir kez daha Jisung'a çarptı, bu sefer sağ omzuna. Jisung bir gümbürtüyle yere düştü. Minho'nun gözleri bunun olacağını düşünmediği için endişeyle döndü. Diğerleri durup yerdeki okyanus çocuğu izledi. Tabii ki dramatik eşekler paniğe kapıldı.
"O-"
"Hayır, ben iyiyim Seungmin."
"J-jisung özür dilerim." Minho özür dilerim.
"Ben iyiyim. Chan hyung biraz oturabilir miyim?"
"Oh elbette."
Jisung yüzünü buruşturdu ama içinden Minho'nun onu rahatsız etmeyeceğine sevindi. Jisung banka oturdu, takım arkadaşlarının antrenmanını izledi.
Minho'nun basketbolda iyi olduğunu zaten biliyordu, kaptan yardımcısı olmasının bir nedeni var. Top Minho'ya yer pas verildiğinde, kesinlikle sayı atardı. Minho sporda iyidir, derslerden nefret eder ama notları iyidir ve Jisung'un duyduğu söylentiler Minho'nun iyi bir aşçı ve dansçı olduğunu söyler. Büyüğüyle ilgili bir şey kesinlikle Jisung'u onu düşünmeye devam ettirdi. Kısa süre sonra kendini, büyüklerine bakarken buldu. Gözleri bunalmış bir şekilde dönüyor ve elleri titriyordu.
