"Ne olursa olsun, kaybolmana izin vermeyeceğim, beni yalnız bırakmana izin vermeyeceğim... Seninle kalmam için ne kadar sürerse sürsün evrene karşı çıkacağım."
"Sen kim olduğunu sanıyorsun ha?"
"Umutsuzca kendisinin okyanusuna yansıdığını görmek is...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Gözlerimiz her buluştuğunda sana âşık oldum~"
***
"Sabahın üçü."
---
"Sabahın üçü."
---
"Sabahın üçü."
---
"Minho hyung nerede?" diye sordu Jisung, doğru okudun, Jisung, Minho'nun nerede olduğunu sordu.
"Günlerden beri kendini iyi hissetmiyor ve bu sabah evinden çıkarken neredeyse bayılıyordu. Ondan geride kalmasını ve dinlenmesini istedik ve yine de profesörlere Min'in iznini söylemek zorunda kaldık." Iseul, Jisung'un sorusunu yanıtladı.
Sürekli çalışıp pratik yaptıktan ve artık etkinliği yönettikten sonra Minho ölesiye yorulmuştu. Yıldızları izlemek için sürekli olarak Jisung'la buluşmak üzere gizlice dışarı çıkarken uykusuzluğu da unutulmamalı. Gencin defalarca uyarmasına rağmen istediğini yaptı ve şimdi hasta yatağında yatıyor.
"Annesi babası ne zaman dışarıda oluyorlar?"
"Çoğu zaman. Ve bu hafta babası iş gezisinde olduğundan annesi ana ofisle ilgileniyor. Zavallı Bayan Lee, Minho, kendi işe gittiği zaman bayıldığında neredeyse gözyaşlarına boğulacaktı, başka seçeneği kalmamıştı."
"Ah..." Jisung duraksadı.
"Neden sordun Ji?"
"Ben..." beceriksizce gülümsemeden önce başının arkasını kaşıdı. "Ben şunu düşünüyordum-"
"Onu ziyaret mi edeceksin?!" Karanlık küreleri genişlerken Iseul sordu.
"Hımm... evet." aşağıya bakarak söyledi. "Hyung ayrıca ne zaman hastalansam beni kontrol ediyor o yüzden gitmeliyim." gerçekleri anlattı. Minho her zaman sarışını iyi olmadığında ziyaret eder ve artık onun yerine büyük olanın sırasıydı... Jisung'un gitmesi gerekiyordu.
"Seni orada görmekten mutlu olacaktır." Jisung kızın cümlesine garip bir şekilde başını salladı.
"Noona...ben..."
"Biliyorum, ne söylemek istediğini biliyorum. Elbette yanında olacağım."
"Teşekkür ederim." ikisi kendi yollarına gitmeden önce dedi Jisung.
***
"Lix hadi gidelim." Dedi Changbin, sonra Felix ve Hyunjin ile kapıdan çıktı.
"Maknae-ya~ hadi pratik yapmaya gidelim!" Seungmin, Jeongin'in elini tutup spor salonuna doğru giderken şarkı söyledi.
***
Jisung kendini kapıda yalnız bulduğunda iç geçirdi. Bu yaygın olmasına rağmen kabul etmek istemediği bir şeydi. Yalnızlık. Yalnız bırakılmasından nefret etmiyordu ama başkalarıyla iletişim kuramamasından nefret ediyordu. Ancak bunun için kimseyi suçlamadı. Bir kızın ona yaklaştığını görünce bu düşünceler aklından çıktı. Dik durdu.
