"Henüz uzaklaşmışken, yakınlaşmamız için bir adım."
***
Minho'nun evine ayak bastığı andan itibaren, Jisung'un canını sıkan bir şeyler vardı. Evet garipti ama düşünmeden duramıyordu. Artık Minho'nun yanında olmasına ve onu sinirlendirmesine alışmıştı ama artık Minho ondan uzak durduğu için Jisung buna katlanamıyordu. Ayrıca Iseul'un, Minho hakkında anlattıklarından dolayı Ay çocuk ile konuşmak istiyordu.
"H-hyung, bekle." Dedi ve Minho arkasını döndü.
"E-evet? Bir şeye mi ihtiyacın var?" diye sordu.
"H-hayır, yani e-evet ben-"Kendini kepenklerini kapatmış gibi hissedince durdu. Kafasındaki kelimeleri düzenleyerek derin bir nefes aldı.
"Ne oldu Jisung?"
"N-neden benimle konuşmuyorsun?" Jisung kafasını indirip gözlerini kapatarak sordu. Soruyu duyunca Minho'nun dudaklarında bir sırıtış oluştu ama hemen o günü; dolunayın olduğu günü düşündü. Şu anda Jisung'u kızdırmamak için dudaklarını büzüp sırıtışını kesti.
"Görüyorsun ya... seninle konuşmuyor değilim. Sadece yemek pişirmekle falan meşguldüm." Jisung'u utandırarak söyledi.
Jisung hiç kimseye böyle bir soru sormamıştı. Kendisiyle konuşan insanları daha az önemsiyordu, belli ki yanındakiler onunla konuşmayı asla bırakmıyorlardı, bu yüzden o cehaleti deneyimleyecek biri değildi.
Minho, Jisung'un gerçekten utandığını fark edince içten içe paniğe kapıldı. Çocuğun mavi kapüşonunun altındaki kolyeyi sımsıkı tuttuğunu gördü. Onu bunaltmaya niyeti yoktu.
"Jisung." Diye seslendi ve çocuk başını kaldırdı.
"Sabahın üçü."
"Ne?"
"İyi geceler."
"Bu-" Minho, Jisung'un cümlesini tamamlamasına izin vermeden odadan çıktı.
Jisung odanın ortasına kadar yürüdü ve yere çöktü. Boş boş tavana baktı. Işıkları kapatmak istemiyordu. Minho'nun sözleri yüzünden çoktan uykusu kaçmıştı.
'Sabahın üçü derken ne demek istedi?' büyüğünün sözlerini düşünmek zaman kaybıydı. Bunu fark eden Jisung sadece uyumaya karar verdi. Minho alaycıydı, bu yüzden önemli bir şey değildi. Jisung'un düşündüğü de buydu.
Bu sırada Minho'da, Jisung'u uyuttuktan sonra merdivenlerden aşağıya doğru yürüdü ya da derin bir düşünceye daldı diyebiliriz. Iseul, çocuğun gelişini izledi ve Minho, Jisung'un iyi olduğunu işaret etti. Arkadaşlarına baktığında iki kişinin kayıp olduğunu gördü.
"Felix ve domuz nerede?"
"Felix uykuluydu bu yüzden ikisini de misafir odasına gönderdim." Chan, oturma odasının karşısındaki misafir odalarından birini işaret ederek konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Moonglade // MinSung
Fanfiction"Ne olursa olsun, kaybolmana izin vermeyeceğim, beni yalnız bırakmana izin vermeyeceğim... Seninle kalmam için ne kadar sürerse sürsün evrene karşı çıkacağım." "Sen kim olduğunu sanıyorsun ha?" "Umutsuzca kendisinin okyanusuna yansıdığını görmek is...