-30-

10 2 0
                                    

"Senden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senden...sonsuza kadar benimle olmanı istemenin zamanı geldi~"

******

"Bu...sanırım bir şeyle uğraşıyorsun..." dedi ve Jisung'un kaşlarını çatmasına neden oldu.

"Neyle uğraşıyorum?"

"Kalbimle."

"Ha?" okyanus çocuğunun kaşları, Minho'nun söylediklerini anlamamış şekilde kalkmıştı.

"Ah!" Minho oturduğu yerden kalkıp Jisung'un önünde dururken sızlandı. "Tamam burada Chan hyung'un fikirlerini kullanmayacağım, açık konuşacağım."

"E-evet..."

"Senden hoşlanıyorum." İç çekti. "Çok fazla ve şaka yapmıyorum. Hannie, bunun senin için çok üzücü olduğunu biliyorum ama artık bu duyguları kendime saklayamıyorum. Bundan sonra belki artık benimle konuşmayacaksın ya da bana güvenmeyeceksin ama gerçek şu ki sana aşığım." dedi tek nefeste.

Jisung'un kalbi ters döndü, o kadar çılgınca atıyordu ki Minho'nun atan kalbini duyabileceğinden korktu. Yüzünde dudağını ısırarak bastırdığı bir gülümseme oluştu. Minho'nun artık orijinal rengini kaybetmiş gözleri Jisung'a bakıyordu ve genç olanın ne hissettiğini anlayamıyordu. Minho bunu söylediğine göre artık hiçbir şeyi saklamamalı.

"Ben..." diye devam etti. "Senden neden hoşlandığımı sana söylemeyeceğim, benim için ne ifade ettiğini klişe bir şekilde falan anlatamam. Yaptığım her şeye her zaman güvendim ama sen beni tedirgin ediyorsun. Ne zaman birlikte olsak, kalbimin normalden daha hızlı atmasına engel olamıyorum. Beni o kadar mutlu ediyorsun ki, bütün gün ve gece seninle birlikte olmak istiyorum."

Minho dizlerinin üzerine çöktü, yüzü Jisung'unkinin tam önündeydi. Ellerini tuttu ve sırtını dikleştirdi.

"Hannie...hiç şansım var mı? Senin de aynı şeyleri hissettiğini bana hemen söylemeni beklemiyorum. Buradan ayrıldıktan hemen sonra benimle görüşmeyi bırakmak isteyebileceğini biliyorum ama bana bir şans vermeni isteyebilir miyim? Sadece bir kere?"

Jisung kendi kontrolünü kaybederek gözlerini kapattı. Tüm olumsuz düşünceleri kendisinden uzaklaştırmaya çalışırken çevresinde mavi auranın oluşmasına izin verdi. Ve fena halde başarısız oldu.

'Hayır, bu yanlış! Bunun böyle olmaması gerekiyor! Neden? Sadece neden? Sevmen gereken kişi ben değilim. Senden benden uzak durmanı isteyecektim ama bunu neden söyledin? Beni neden seviyorsun? Ben doğru kişi değilim...şimdi ne yapmam gerekiyor? Bu beni endişelendiriyor, bunu duyduktan sonra nasıl yalnız kalacağım? Senden hoşlanıyorum ama...birlikte yaşamamıza izin vermiyorlar hyung!'

Beklendiği gibi içindeki kaygı ortaya çıktı. Durum zaten kötüydü ve şimdi Minho ona ondan hoşlandığını söylediğine göre Jisung şimdi ne yapacak? Babasının Jisung'un bencil olduğunu söyleyen sözleri zaten aklındaydı. Jisung oradan kaçmak, kimsenin onu bulamayacağı uzak bir yere kaçmak ve ona şu soruları sormak istiyordu: 'Bir şansım var mı Hannie?' veya 'Bencil değil misin Jisung?' Buradaki ikilem birini kaybetmekti ya Minho'yu ya da kendisini. Sonsuza kadar.

-Moonglade // MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin