"Ne olursa olsun, kaybolmana izin vermeyeceğim, beni yalnız bırakmana izin vermeyeceğim... Seninle kalmam için ne kadar sürerse sürsün evrene karşı çıkacağım."
"Sen kim olduğunu sanıyorsun ha?"
"Umutsuzca kendisinin okyanusuna yansıdığını görmek is...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Seninle ilgili her şey beni çekiyor ~"
***
"Ahh Kwan Iseul~" Minho, ellerini kızın omzuna koyarak şarkı söyledi.
"Defol." dedi ve saçını yapmaya devam etti. Etkinlik günüydü ve üçü Iseul'un evindeydi. Çocuklar zaten hazır durumdaydı ama Iseul hâlâ hazırlanıyordu. Minho'nun midesi dünden beri, bir şeyler yapmaya karar verdiğinden beri çalkalanıyordu. Bunu Iseul'a anlattı ve bazı ipuçları istedi ama kız ona bir şey söylemeyi reddediyordu.
"Ne oldu Minho?" Chan sordu.
"Bugün Jisung'a itiraf edecek." Chan içtiği su yüzünden boğulurken çocuk yoğun bir şekilde kızardı. "Yapmayacaktı ama ben söyledim. Artık duygularını bir sır olarak saklamaya gerek kalmayacak kadar zaman geçti."
"Vay be ne haltlar var? Sen ve Jisung nasıl bu kadar ilerleme kaydettiniz?"
"Sormayı bırak ve bana ipucu ver." diye sızlandı. Chan, Minho'ya sadece güldü. "Hyung, Iseul'a nasıl itiraf ettin?"
Ve Chan ikinci kez boğuldu ama bu sefer havayla ve Iseul bir santim bile kıpırdamadan orada öylece duruyordu. Şimdi Minho'nun sırıtma zamanıydı.
"Bilmediğimi mi sanıyorsun? İkiniz de ilişkinizi en iyi arkadaşınızdan bile sakladığınız için pisliksiniz!"
"Ne-ne konuşuyorsun Min...ben ve Channie hayır-"
"Evet sen ve Channie'n. Bunu bir süredir biliyorum."
"Tamam...evet çıkıyoruz."
"Cha-"
"Eğer zaten yakalandıysak bunu artık sır olarak saklamamalıyız Iseul. Peki..." Minho'ya döndü. "Biz bir şeyiz."
"Ben zaten biliyorum."
"Ne zamandan beri?"
"Çıkmaya başladığınız günden beri." dedi. Minho'nun kıkırdadığı odaya sessizlik çöktü.
"Sorun değil. Kızgın değilim tabii ki bana söyleyip söylememek senin tercihin."
"Min, sana söylemeyi planlıyorduk-"
"Sorun yok." Minho onlara güven verircesine gülümsedi.
---------
"Merhaba millet!" Felix kapılardan içeri giren üç kişiye seslendi. Her yer tezgahlarla ve küçük sahnelerle doluydu. Yeteneklerini sergilemek isteyenler için zeminde büyük bir sahne vardı. Bütün üniversite dekore edilmişti ve oradaki herkes Minho ve ekibini yönetimden dolayı takdir ediyordu.
Üçü gruplarına doğru yürürken Minho hemen kimi aradı? Hannie'sini. Ama onu orada bulamadı. Gülümsemesi herkesin dikkatini çekmişti. Chan onu neşelendirmek için dürttü ama çocuk hâlâ üzgündü. Onun için büyük bir gündü.
