"Kendimize yabancı dediğimiz zaman bunu umursamamalıyız değil mi?"
*****
"Jisung, selam!"
Görmezden gelindi. Jisung ay çocuğu görmezde geldi. Minho somurttu ve çantasının askılarına tutunarak onu takip etti. Jisung büyüğünün onu takip ettiğini fark ettiğinde kaçtı. Minho iç çekti ve çocuğun gitmesine izin verdi. Minho spor salonuna girdiğinde tüm kafalar ona döndü.
"Sorun nedir?" takım arkadaşlarına sordu.
"Chan hyung seni arıyordu."
"Ah sikt-"
"Hyung'a küfretme." Hyunjin sözünü kesti. "Sorun nedir?"
"Boşver, gideceğim. Pratik yapmaya devam edin." Minho bununla birlikte spor salonundan ayrıldı. Kaptanla buluşacağı odaya doğru koşarken nefesinin altından küfür etti. Minho oraya vardığında kapıyı hızla açtı.
"Özür dile-"
"İnsanların âşık olduklarında her şeyi unutup, kalbinin istediğini yapma eğiliminde olduklarını biliyorum. Sevgililerinden başkasını asla dinlemezler. Yeri ve zamanı ne olursa olsun onları takip etmeye devam ederler ama... Minho, ama senin böyle şeyler yapmana izin verilmiyor! Geçen iki haftadan beri sana kulüp toplantımızı hatırlatıp duruyorum ama sen buraya gelmek yerine spor salonuna gittin! Nasıl olur Lee Minho?! Prens olduğunu biliyorum ama yapma. Bizi burada bekletme! Sen takımın kaptan yardımcısısın Tanrı aşkına!"
"Üzgünüm." Minho, kızgın Chan'ın önünde ancak bunu söyleyebilirdi. Çocukluk arkadaşları olabilirlerdi ama büyüklerinin sinirlenmesinden nefret ediyordu. O korkutucuydu. Minho, önündeki ineğin etrafında oluşan gri aurayı açıkça görebiliyordu. Minho'nun aklına bir fikir geldi ve başını kaldırıp ona baktı. Birkaç dakika bekledi ve o anda mümkün olan en parlak gülümsemeyi gösterdi.
"Bana o gülümsemeyi vermeye cesaret etme!" Telaşlanırken Chan'ı azarladı. Koç ve sınıftaki birkaç öğretmen, Minho ile birlikte Chan'ın ruh halinin çılgınlıktan tam bir tatlışlığa dönüşmesine güldüler.
"Peki çocuklar yeter. Şimdi Minho zaten geç kaldın ve zaten yeterince açığa çıktın o yüzden toplantıya başlayalım, olur mu?" Öğretmenin biri kıkırdayarak söyledi.
"Ne açığa çıkma-" hem kaptan hem de kaptan yardımcısı bunu fark ettiğinde, Chan, Minho tarafından canlı canlı yenilmeye hazırlanırken Minho gözlerini genişletti. "Yah Bang Chan, onların önünde bunu söylemeye nasıl cesaret edersin?"
"Üzgünüm Minho, Ben-"
"Sen artık ölüsün, ben-"
"Çocuklar sakinleşin!" Koç iki arkadaşı sorun çıkarmamalaro için durdurdu ve onlar da hemen emirleri yerine getirdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Moonglade // MinSung
Fanfiction"Ne olursa olsun, kaybolmana izin vermeyeceğim, beni yalnız bırakmana izin vermeyeceğim... Seninle kalmam için ne kadar sürerse sürsün evrene karşı çıkacağım." "Sen kim olduğunu sanıyorsun ha?" "Umutsuzca kendisinin okyanusuna yansıdığını görmek is...