-42-

6 2 0
                                    

"Hayat çok adaletsiz~"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayat çok adaletsiz~"

Hükümdarların ikisi, Jisung'un çok keyif aldığı yerlere gittiler. Onlar için randevudan çok piknik gibiydi, Jisung'un hoşuna giden şey de buydu. Ormanları ve dağları görmeye gittiler, hepsi Jisung için özgün olan pazar yerlerini ziyaret ettiler. Farklı kahve mekanlarına gittiler, çömlek yapımı izlediler.

"Vay be raflar çok büyük!"

"Aynen, değil mi? En üst rafa nasıl ulaşabileceklerini merak ediyorum. Temizlemek zor olmalı." dedi Jisung, kitapçıdaki kitap raflarının tavana kadar ulaşmasını izlerken her ikisinin de çeneleri aşağı sarkmıştı. O rafların önünde kendilerini küçücük hissettiler. Bir süre uzun, dev ahşap raflara baktıktan sonra kitaplara bakmaya başladılar.

"Bu raftakilerin hepsi tarihi romanlar, yarısını okudum." Jisung kitabı orijinal yerine koyarak söyledi. Jisung sessizce sızlandı ve Minho bunun ne olduğunu biliyordu. Neredeyse akşam olmuştu ve Minho hâlâ Jisung'un plaja gitmesine izin vermiyordu. Somurtkan okyanus çocuğunun ruh halini aydınlatmak için yakındaki kütüphaneye gitmeyi önerdi.

"Geceye kadar bekleyelim, kumsalları sevdiğini biliyor-" ve Jisung dudaklarını sevgilisinin dudaklarına çarpmadan önce sözünü bitirmesine izin vermedi. Minho bu ani hareket karşısında şaşırmıştı ama şikâyet etmedi. Jisung öpücüğü derinleştirmek için yüzünü çevirirken kollarını onun minik beline dolayarak genç olanı daha da yakına çekti. Gülümsediler ve Jisung gözlerinin maviye döndüğünü hissederek gözlerini kapattı. Minho dilini içeri kaydırdığında Jisung inledi. Minho'nun onu daha fazla öpmesine izin verdi ve ellerini büyüğün başının arkasına yerleştirerek Minho'yu daha da yakına çekti. Öpücük nefes almaları için kesildi. Jisung gözlerini açtığında Minho'nun gümüşleriyle karşılaştı. Aynı pozisyondaydılar, birbirlerine daha yakındılar, nefesler birbirlerinin tenine sürtünüyordu.

"Beni öperek seni sahile götürmeye ikna etmeyi mi planlıyordun?"

"H-hayır." Jisung, Minho'nun derin sesi yüzünden kızardı. Yüzüne yayılan pembe bir renk tonuyla gözlerini kaçırdı. "Ben...sadece seni öpmek istedim."

"Biliyor musun?" Jisung'un ona bakmasını sağlayarak söyledi. "Siktir et, plaja gidelim. Sen kazandın." dedi okyanus gözlerine bakarak. Jisung gözlerini genişletti ve olabildiğince parlak bir şekilde gülümsedi.

-------

Birbirlerine su sıçratmaya başladıklarında kahkahalar havayı doldurdu. Minho sahil boyunca Jisung'u kovalıyordu, ikisi de çıplak ayakla pantolonları katlanmış haldeydi, Jisung bacaklarına aldırış etmiyordu ve vücudu donuyordu. Minho hemen arkasındaydı, gencin gülümsemesini izlerken gülümsedi. Bir süre koştuktan sonra Jisung durdu ve Minho'ya sevgilisini kucakladı ve kahkalarla birlikte döndürdü. Minho onu yere bıraktığında, yakında batacak olan güneşi görmek için dönmeden önce yumuşak bir gülümseme paylaştılar.

-Moonglade // MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin