1.0

11.9K 1.1K 860
                                    

Jungkook

Ne olduğunu anlamakta zorlanıyordum. Daha birkaç saat öncesine kadar gözlerimin içine bakıp ellerimi tutan adam şimdi yüzüme bile bakmadan yanımdan geçip gitmiş ve beni aklımda onlarca soruyla baş başa bırakmıştı. Bana yol gösteren hizmetçi kadının peşine takıldığımda karanlık bir koridorun en sonuna kadar yürüdük. Soldaki bir kapıyı işaret edip "Odanız burası Bay Jeon, iyi geceler." diyerek yanımdan ayrılmıştı.

Gıcırdayan kapıyı açıp içeri girdiğimde buranın muhtemelen hizmetçilere verilen bir oda olduğunu anlamam uzun sürmemişti. İçeride bir pencere bile yoktu. Cılız bir ışıkla aydınlanıyordu ve oldukça küçük bir odaydı. Kapının solunda bir giysi dolabı ve onun yanında da duvara dayanmış tek kişilik bir yatak vardı. 

Yatağın karşısında tahtadan yapılmış minik bir masa ve sandalye bulunuyordu. Karmakarışık duygular içindeydim. Taehyung'un neden böyle davrandığını anlamıyordum. Acaba onu sinirlendirecek bir şey mi yaptım diye düşünmek istiyordum ancak kıyafetlerim dolaba çoktan yerleştirilmişti. Demek ki benim burada kalmamı çok önceden planlamıştı. 

Yatağın üzerine oturduğumda sıkıntılı bir nefes aldım. Ciğerlerim tıkanmış gibi hissediyordum. Bir sorun olduğunun farkındaydım elbette. Bir anda kendi kendime gülmeye başladım sinir bozukluğuyla. Aptal gibi onunla yatacağımı ve hatta sevişeceğimizi falan düşünmüştüm. "Aptal" kendi kendime sayıklayarak ellerimi saçlarımın arasına attım.

Bir süre öylece şoku atlatmaya çalıştıktan sonra sabah neler olduğunu sormaya karar verdim. Bana böyle bir şeyden hiç bahsetmemişti. Gayet ilgili ve sevgi dolu davranmıştı karşıma çıktığı ilk andan itibaren. Bunu hak etmiyordum. Her ne kadar onun gibi birinin eşi olacak kapasitede bir adam olmadığımı bilsem de böyle hiçbir açıklama olmadan yalnız bırakılmayı hak etmiyordum. 

Dolabı açıp pijamamı çıkardım içinden. Üzerimi değiştirdikten sonra 'damatlığımın' cebinden dede yadigarı saatimi çıkarıp yatağın yanındaki minik abajurun üzerine koydum. Yorganı açıp içeri girdiğimde odanın ışığını kapatmaya dahi tenezzül etmedim. Zaten o kadar kısık bir ışıktı ki göz gözü zor görürdü. 

- - -

Taehyung

Gözlerimi açtığımda kendimi dün sabahtan pek de farklı hissetmiyordum doğrusu. Evlenince üzerimde bir baskı hissedeceğimi ve strese gireceğimi düşünmüştüm ama sanki hiçbir şey değişmemişti. Jungkook'un evdeki varlığı, herhangi yeni bir hizmetçinin bu evde yaşamaya başlamasından çok da farklı gelmiyordu. 

Kahvaltı için üzerimi değiştirip aşağı inmemle böyle hissetmekte yanıldığımı fark etmem bir olmuştu. Jungkook benden önce uyanmış ve kahvaltı sofrasında yerini almıştı bile. Doğrusu onun sessizce bir köşeye sineceğini ve ayağımın altında dolanmayacağını umarak biraz fazla hayalperest davranmış olabilirdim.

Hiçbir şey yemiyordu, yalnızca kucağında birleştirdiği parmaklarıyla oynuyordu başını eğmiş bir şekilde. Merdivenden iniş sesimi duyduğunda başını kaldırıp bana baktı. "Günaydın" sesinin çatlamasından ve şişmiş gözlerinden dün geceyi ağlayarak geçirdiğini anlamam zor olmadı. 

"Günaydın Jungkook" sandalyemi çekerek her zamanki gibi baş köşesine oturdum masanın. "Eğer sakıncası yoksa biraz konuşmak istiyorum Bay Kim." sesi hala kısık geliyordu. Anlaşılan çok da kızgın değildi. "Konuşabilirsin." 

Resmi ve mesafeli bir şekilde davranıyordum çünkü samimiyetimi suistimal etmesini istemiyordum. "B-ben nereden başlayacağımı bilmiyorum ama neden böyle davranıyorsunuz acaba?" Utandığı her halinden belliydi. Asıl niyetinin neden normal bir evli çift gibi ilk gecemizi birlikte geçirmediğimizi sormak olduğunun farkındaydım.

My Wish | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin