4.0

10.9K 1K 193
                                    

Jungkook

"Nasıl yapabiliriz ki bunu?" Panikle sordum çünkü Jimin'in bu konuda ne kadar ciddi olduğu her halinden belliydi ve ne kadar riskli bir şeyden söz ettiğinin farkında değil gibi görünüyordu. "Her şey senin şirketteki hisseleri almana bağlı Jungkook." Cevabı beni daha da germişti. Soru dolu bakışlarımı ona yönelttim.

"Sen şirketteki hisseleri alırsan eğer Bay Carney ve Taehyung ortak oldukları için Bay Carney'nin dosyalarına da erişim sağlayabilirsin. Böylece onun programını da bulursun ve yurtdışı seyahatine çıktığı zaman bir şekilde eve girebiliriz." Jimin'in cevabı mantıksız olmasa da eksikler vardı.

"Peki ya Gabriel ve Eve evdelerse ne yapacağız?" Sordum merakla. "Ben Eve ile konuşurum. Bu evliliği en az benim kadar o da istemiyor. Bizim eve gireceğimiz gün Gabriel'i de alıp evden ayrılır." Hoseok devam etti bu kez aklımdaki sorulardan birini sorarak. "Peki Eve babasına zarar vermeye çalıştığımızı biliyor mu? Buna müsade edeceği ne malum?"

"Merak etmeyin ben ona tutarlı bir yalan uydururum. Çünkü dediğiniz gibi, babasını satacağını sanmıyorum." Jimin cevapladı hızlıca. "Öyleyse şimdilik Jungkook'un hisse sahibi olmasını beklememiz gerekecek." Hoseok tekrar konuştuğunda topun bende olması kalbimi sıkıştırmıştı. "Birkaç aydan fazla zamanımız yok. Aksi takdirde hem Taehyung batacak hem de ben Eve ile evlenmek zorunda kalacağım. Abim de bu uyuşturucu ağına girmiş olacak."

- - -

Bodrum katta fazlasıyla zaman harcamış olduğumdan acele ile çıktım merdivenleri. Giriş kata ulaştığımda tam resepsiyonun önüne varmak üzereyken salondan Taehyung çıkmıştı ve karşılaşmıştık. "Sevgilim iyi misin çok merak ettim seni." Taehyung yüzümü avuçları içine alıp endişeyle incelemeye başladığında kalbim aynı anda hem yakalanma korkusuyla hem de yakınlığımız yüzünden deli gibi çarpıyordu.

"İ-iyiyim, midem biraz kötü oldu ve hava almak istedim. Yediklerimden sanırım." Daha fazla burada durursak birazdan yukarı çıkacak olan Jimin ve Hoseok ile karşılaşmamız kaçınılmazdı. "Hadi gel içeri geçelim ayıp oldu insanlara da." Hızla elini tuttum Taehyung'un ve içeri doğru sürüklemeye başladım bedenini.

Gecenin devamında ben düşüncelere dalmış durumdaydım. Ne var ki Gabriel'in delici bakışlarını yine de hissedebiliyordum üzerimde. Fazlasıyla meşguldü kafam onun kıskançlıkları ile uğraşmak için. Yapmam gereken şey fazlasıyla zorluydu ve Taehyung ile yeni yeni geliştirmekte olduğumuz ilişkinin tabiri caizse içine sıçacağı aşikardı ama onu kurtarmak için bunu yapmaktan başka çarem de bulunmuyordu.

Olaysız bir şekilde biten gecenin ve sessiz geçen yolculuğumuzun ardından nihayet eve vardığımızda tek istediğim kendimi yatağa atmaktı. Bu nedenle direkt olarak odama, pijamalarımı giymeye yöneldiğimde Taehyung'un sesi oldu beni durduran. "Kıyafetlerine bakmayacak mısın?" Sesi kırgın çıkmıştı ve bu benim içimin acımasına neden olmaya yetmişti.

"Doğru ya neredeyse unutuyordum." Gülümsemeye çalışarak salonda duran paketlere yöneldim. Ben paketleri bir bir açarken Taehyung da hevesle beni izliyordu. Aramızdaki iletişimin bu noktaya gelmesi beni duygulandırıyordu doğrusu. Kıyafetlere bakmayı tamamladığımda konuştum. "Çok teşekkür ederim Taehyung, hepsi çok çok güzeller, çok düşüncelisin."

"Güzel günlerde kullan." dedi gülümseyerek. "E hadi yeni pijamalarından birini giy de yatalım artık, yorucu bir akşamdı." diye eklemesiyle onayladım onu. Giyinmek için tekrar odama gitmeye gerek görmeden pijama altlarından birini kaptığım gibi merdivenlere yöneldim. Taehyung da beni takip ediyordu.

Odaya geldiğimizde onun yanında üstümü değiştirmiştim ve o da aynı şekilde yapmıştı. Bu bana gerçek bir evlilik hissini fazlasıyla verdiğinden kendimi garip hissetmeden edememiştim. Sessiz bir şekilde yataktaki yerlerimize yerleştik. Her zamanki gibi sardım kendimi onun bedenine ve başımı göğsüne konumlandırdım. Uzanıp baş ucundaki gece lambasını söndürdükten sonra belimi sardı. "İyi geceler Jungkook."
"İyi geceler Taehyung."

- - -

Kaçmak istediğim o korkunç gün nihayet gelip çatmıştı. Bugün Taehyung'dan bir istekte bulunma günümdü ve gelecek ay için isteyebileceğim onca şey dururken siktiğiminin şirket hisselerini isteyecek olmam bende büyük bir hayal kırıklığı yaratıyordu.

Onunla geçireceğim her saniye, paylaşacağım her anı benim için sonsuz kıymetliyken maddi şeyler istemek seçeneklerim arasında bile olmamıştı hiçbir zaman. Ancak Jimin ve Hoseok ile yaptığımız plan gereği üzerime düşenleri gerçekleştirmem gerektiğinin bilincindeydim. Sıkıntılı bir nefes vererek beni beklemekte olan hazin sona hazırladım kendimi.

İsteğimi söylediğimde Taehyung muhtemelen delirecek, bana ne kadar çıkarcı ve sahtekar olduğumu söylecek, onu parası için kullanan bir fahişeden farksız olduğumu haykıracaktı yüzüme. Kendimi tüm bunlara psikolojik olarak hazırlamaya çalışıyordum.

Öte yandan bir ayımın dolması nedeniyle artık onunla uyuyamayacak olmak da derinden etkiliyordu beni. Bir daha uykuya dalıp dalamayacağım konusunda şüphelerim vardı çünkü göğsündeki yerimi çok sevmiştim. Bunları düşünmemeye çalışarak radyodan gelen kısık sesli melodinin kollarına bıraktım kendimi.

Nihayet akşam olduğunda Taehyung'un eve dönme saati gelip çatmıştı. Birkaç dakikanın ardından önce arabanın motor sesi duyuldu, ardından da evin kapısı açıldı anahtar ile. Salonda hala onu beklemekte olduğumu gördüğünde şaşırdı Taehyung. "Pijamanı giymemişsin?" Sorar gibi konuştu.

"Bir sonraki ay için dilek hakkımı kullanmak istiyorum. Ne istediğimi söylemek için bekledim gelmeni." Taehyung yine bir ayın dolduğunu unutmuş olacak ki ufak bir şaşkınlık yaşadı. Ancak yüzündeki şaşkınlık yerini buruk bir hüzne bırakmıştı saniyeler içinde.

- - -

Taehyung

Bir ayın ne ara dolduğunu anlayamamıştım bile. Ama zaman fazlasıyla hızlı geçmişti belli ki. Jungkook ile uyumaya çok alışmış olduğumdan içimdeki üzüntüyü engelleyemiyordum. Yatağım boş ve soğuk kalacaktı yine. Bedenimi sarmalayan sıcak teni yerine soğuk bir çarşaf parçasıyla ısıtmaya çalışacaktım kendimi.

Buna karşın Jungkook oldukça endişeli görünüyordu. Her iki elini önünde birleştirmiş parmaklarıyla oynuyor, bir yandan da tavşana benzeyen güzel dişleriyle alt dudağına işkence ediyordu. Yeni dileğinin ne olacağını fazlasıyla merak ediyordum. Belki de beraber yatma işini uzatmak isteyecektir ve reddetmemden korktuğu için böyle endişelidir diye düşündüğümde engelleyemediğim bir gülümseme oluştu yüzümde. En azından umduğum bunu dilemesiydi.

"Söyleyebilirsin ne istediğini." Sakince sorduğumda birkaç saniye duraksadı. "Taehyung beni yanlış anlamandan çok korkuyorum. Gerçekten niyetim hiçbir şekilde seni kullanmak ya da para değil." Duraksadığında kaşlarım havaya kalktı şaşkınlıkla. Böyle başlanan bir cümlenin devamında ne geleceğini az çok tahmin edebiliyordum ve bu anlamsız bir şekilde kalbimi kırmıştı.

"B-ben..ayşşş" tekrar kekeleyerek duraksadığında kırgınlığımı belli etmemek için elimden geldiğince soğuk bir sesle konuştum. "Söyle artık Jungkook, sabaha kadar burada seni bekleyemem." Bakışları endişeyle beni bulduğunda gözlerinin dolmuş olduğunu fark ettim.

"Ben, şirketten hisse istiyorum Taehyung." Gözlerim fal taşı gibi açıldı bir anda ve bu kez gözleri dolan bendim. O ise sımsıkı kapatmıştı ve korkuyla bekliyordu cevabımı. Ne sanmıştım ki? Planı başından beri buydu belli ki. Herkesin kullandığından farklı bir taktik de kullanmamıştı üstelik.

Başlarda samimi ve aşk dolu davranmış ve güvenimi kazandığına emin olduktan sonra asıl isteklerini sıralamaya başlamıştı. Ama itiraf etmeliyim ki mücevher, takı ya da ne bileyim araba falan ister diye düşünürken beyfendinin ufku pek bir açık çıkmıştı. Direkt olarak şirketten hisse istiyordu. Kendimi tutamayıp kahkahayı bastım o anda.

Şaşkınlıkla bana bakıyordu şimdi. Komik bir şey olmadığının elbette farkındaydım, güldüğüm şey kendi enayiliğimdi. Bir de kendi kendime ahkam kesmiştim en başlarda, beni kullanmasına izin vermeyeceğim ona oyun oynamayı göstereceğim diye. Şimdi ise çevremdeki aptal olarak nitelendirdiğim ve eşlerinin parmağında oynayan heriflerden bir farkım kalmamıştı.

Hiçbir cevap vermeden gülmeye devam ederek merdivenlere yöneldiğimde arkamda kafası tamamen karışmış ve şaşkın halde bir Kim Jungkook bırakmıştım.

-끝-

My Wish | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin