Jungkook
Üst kattaki büyük odanın aynasından kendime son kez baktığımda derin bir nefes aldım. Sonunda o büyük gün gelip çatmıştı. Nasıl olduğunu anlayamadığım bir hızla her şeyi hazırlamayı başarmıştı Taehyung.
Evde kıyılıyordu nikahımız. Hala inanmakta güçlük çeksem de şimdi kendimi kaliteli kumaşlardan yapılmış damatlığın içinde aynadan izlerken her şey fazlasıyla gerçekti. Birazdan Kim Jungkook olacaktım, hayallerimin ötesine adım atacaktım.
Bahçede tanımadığım onlarca insan masaların etrafında oturmuş içkilerini keyifle yudumlarken ben panikten ölmek üzereydim. Taehyung ise ortalıkta görünmüyordu. Muhtemelen evin içinde bir yerlerde işleri yoluna koymaya çalışmakla meşgul olduğunu bildiğimden onu bunaltmak istemiyordum. İsmimiz anons edilene kadar burada beklememi söylemişti çünkü.
Perdenin arkasına gizlenerek camdan baktığımda süslenen bahçenin güzelliği büyüledi beni. Beyaz örtüler serilmiş masalar, siyah-beyaz balonlar, beyaz kurdeleler ve daha pek çok süs vardı. Ancak beni en çok mutlu eden görüntü bahçe kapısına kocaman asılmış J ve T harfi şeklindeki balonlardı. İkimizin isimlerinin baş harflerini yan yana görmek içimin kıpır kıpır olmasına neden oluyordu.
Misafirlere baktığımda hepsinin son derece şık giyimli, yüksek tabakaya mensup zengin insanlar olduğunu görebiliyordum. Kendimi biraz paniklemiş hissediyordum doğrusu. Bu insanların arasında nasıl barınacağımı, onların sohbetlerine nasıl adapte olacağımı kestiremiyordum. Ama en kısa zamanda öğrenebildiğim kadar çok şey öğrenecektim bu hayat tarzı ile ilgili. Taehyung'un yanında gururla taşıdığı bir eş olabilmek için ne gerekiyorsa yapacaktım.
Ben düşüncelerime dalmış pencereden dışarıyı izlerken aniden odanın kapısının açılmasıyla yerimden sıçradım. Arkamı döndüğümde görmeyi beklediğim Taehyung iken, hiç tanımadığım ve cenazeye gelir gibi simsiyah kıyafetlere bürünmüş bir kadınla yüz yüze geldim. Kadın elinde içkisiyle sendeleyerek bana doğru yürümeye başladığında korkmuştum.
Beni öldürmek ister gibi bakıyordu ve gözlerinin altına akan makyajından ağlamış olduğunu anlamak zor değildi. "Demek meşhur Jungkook sensin ha! Nereden çıktın bir anda sen, gökten mi düştün?" üzerime doğru yürümeye devam ederken ne yapacağımı bilemez halde ondan uzaklaşmak için odanın içinde geri geri adımlar atıyordum.
"Cevap versene!" kadın bağırdığında onu sakinleştirmek adına konuşmayı denemem gerektiğini fark ettim. "Efendim, ben sizi tanımıyorum, isminiz nedir?" bir yandan geri adımlamaya devam ediyordum. Odanın içinde adeta köşe kapmaca oynuyorduk ve kadın arada sırada tökezliyordu. Sorum üzerine sinir bozukluğu ile karışık bir kahkaha attı. "Kimim ha! Ben kim miyim? Ben senin bundan sonra azrailinim Jungkook. Çok yanlış kadına bulaştın!"
Ne yaparak bu kadını bu kadar sinirlendirdiğimi bilmiyordum. Bu onu hayatımda ilk görüşümdü. Bana doğru attığı adımlar hızlanırken gözlerim korkuyla açıldı. Elindeki içkiyi damatlığımın üzerine dökmesinden ve kıyafetimi mahvetmesinden deli gibi korkuyordum ama şanslıyım ki bunu akıl edemeyecek kadar sarhoş görünüyordu.
"Ne yaptın da Taehyung'u evlenmeye ikna ettin bilmiyorum ama bu evlilik senin sonun olacak. Mutlu olmanıza asla izin vermem." kendi kendine sayıklamaya devam ederken kapının tekrar açılmasıyla Taehyung'un odaya girmesi bir oldu. "Gabriel, senin ne işin var burada!" Taehyung sinirle bağırdığında kadın yeniden ağlamaya başladı.
Ben olanları şaşkınlıkla izlerken Taehyung kadını kolundan tuttuğu gibi dışarı sürükledi. Kapının önünde bekleyen izbandut gibi iri adamlara doğru ittirdi onu ve tekrar kapıyı kapattı. Aralarında ne olduğunu bilmiyordum ama Taehyung'un eski sevgilisi olduğunu tahmin ediyordum. Taehyung sırtını kapıya yaslayarak derin bir nefes verdi. Sonrasında bakışları bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Wish | Taekook
FanfictionTaehyung çevre baskısı yüzünden evlendiği Jungkook'a ayda bir istekte bulunma hakkı verir. * Bölümleri eksik görmüyorsunuz, Jungkook Taehyung'tan her yeni istekte bulunduğunda bölüm numaraları değişiyor. (1. ile başlayanlar ilk dilek ve sonrasında y...