Taehyung
Vücudum bana nasıl bir aptal olduğumu hatırlatmak ister gibi tüm gece boyunca izin vermemişti uyumama. Kendimi en içten dileklerimle kutluyordum gerçekten. İnsanlar şu olanları bilseler ele güne maskara olmam kaçınılmaz olurdu. Resmen hisse istemişti, şaka gibi.
Sabahı sabah ettiğim bir gecenin ardından saat çok erken olmasına rağmen çıktım yataktan. En azından şirkete gidip çalışarak kafa dağıtmak istiyordum. Malum artık eve dönmeyi iple çekmeme neden olacak, bana sarılıp uykularımı huzurla dolduracak bir eşim de yoktu.
Üzerimdeki sinir harbi kesinlikle geçmiyordu, hırsımı alamıyordum. Ama kızdığım kişi Jungkook değildi, kendimdim. O zaten herkesin yapacağını yapmıştı fazlasını değil. Ona kanacak kadar salak olan bendim neticede.
Merdivenlerden indiğimde Jungkook'u bıraktığım şekilde salonda görmeyi beklemiyordum doğrusu. Beni fark ettiğinde başını kaldırıp yüzüme baktı. Göz göze geldiğimizde tüm yüzünün şişmiş olduğunu görmek beni şaşırtmıştı. "Tüm gece burada oturup ağladın mı?" Kendimi tutamayıp sormuştum.
Bir anda oturduğu koltuktan kalkıp bana yöneldi ve iyice yaklaşarak koluma sarıldı. "Taehyung yemin ederim para istemiyorum. Sadece küçücük bir hisse, daha fazlasında gözüm yok yemin ederim." Tekrar ağlamaya başlamıştı konuşurken. "Madem bu kadar üzülecektin, neden istedin o zaman bunu?" Sabahın uyku sersemliğiyle normalde sormayacağım şeyleri açık sözlülükle sormuştum.
"Sana bunu söyleyemem ama lütfen güven bana." Gözlerimi devirdim, zaten bir şeylerle uğraştığının farkındaydım. Belki de kasada gördüklerinden sonra beni çok daha zengin biri sanmıştı. O anda bir farkındalık yaşadım. Jungkook benim uyuşturucu işinde olduğumu anlamış olabilirdi gerçekten de. Ve şimdi hisse istemesi daha da anormaldi.
"Jungkook ne işler karıştırıyorsun? Kasamı açtığını biliyorum." Bedenini itip iki omuzundan sıkıca tuttum onu. Hala ağlamaya devam ediyordu. Gözlerimin içine baktı şişmekten kapanma seviyesine gelmiş gözleriyle. "Taehyung ben sana asla zarar vermem." Hıçkırıkları daha da artmıştı. "S-sadece bana azıcık da olsa güven yalvarırım."
"Sana neden güveneyim Jungkook söyle bana. Arkamdan bir şeyler karıştırıp duruyorsun ve ne bildiğinden bile emin değilim." Hırsla ve sinirle konuştuğumda omuzlarındaki tutuşumdan kurtulup atıldı öne ve sarmaladı tüm bedenimi. O kadar kuvvetli sarılıyordu ki boynuma, iterek ayırmam mümkün değildi. Gözyaşları boynumu ıslatmaya başlamıştı bile.
"Çünkü benim senden başka kimsem yok ve seni çok seviyorum. İnanmasan da çok seviyorum Taehyung." O kadar içten bir şekilde haykırırcasına seviyorum demişti ki gözyaşlarının arasında, kalbi taşa dönmüş birinin bile içinde bir his uyandırırdı bu hali. Derin bir nefes verdim çünkü gerçekten etkilenmiştim bu halinden.
Ellerim benden habersiz belini buldu ve ben de ona sarıldım belli belirsiz bir sıkılıkta. "Yüzde 1." Mırıldanırcasına konuştuğunda ne demek istediğini anlayamamıştım. Başını geri çekti kollarını bedenimden ayırmadan. Yüzlerimiz çok yakındı şimdi. "Yüzde 1 hisse çok mu para, çok paraysa binde bir olsun olur mu?" Çocuk gibi bir masumiyetle çıkmıştı sesi.
Uzunca baktım yüzüne cevap vermeden. Daha hissenin değerinden haberi yokken benim uğraştığım şeyleri anlamasının mümkün olmadığını fark ettiğimde rahatladım bir nebze. Ayrıca Bay Carney ile ortaklığımızın bozulması nedeniyle şirket her geçen gün değer kaybettiğinden yüzde bir büyük bir meblaya tekabül etmiyordu bile.
Dolu dolu kocaman gözlerle benden bir cevap beklerken pes etmiş gibi bir nefes verdim. Battı balık yan gider diye düşündüm içimden. Nasıl olsa bir kere teslim etmiştim kendimi Jungkook'un ellerine. En fazla ne olabilirdi ki? "Hayır yüzde bir çok para değil." Dedim başımı sallayıp onu taklit eder bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Wish | Taekook
FanfictionTaehyung çevre baskısı yüzünden evlendiği Jungkook'a ayda bir istekte bulunma hakkı verir. * Bölümleri eksik görmüyorsunuz, Jungkook Taehyung'tan her yeni istekte bulunduğunda bölüm numaraları değişiyor. (1. ile başlayanlar ilk dilek ve sonrasında y...