Desiree Brooks
Eren inlediğinde onu daha sert çektim.
"Eminim kusura bakmazsın." diye mırıldandım. Eren'in bacaklarından çekiştirirken bu sefer de kafası sertçe kapının kirişine çarptı.
Yüzümü buruşturarak çıkan ses yüzünden bacaklarını bırakıp Eren'in kafasını kontrol etmek için eğildim. Umarım şişmezdi.
Eren yüzünü buruşturduğunda gözünün kenarından bir damla yaş aktı. "Ay, lanet girsin. Eren iyi misin?"
Onu tüm kat koridoru boyunca yerde sürüklemiştim.
Eren gözlerini açmadan hıçkırdı. Kahretsin neden ağlıyordu?
"Çok mu acıdı kafan? Özür dilerim." diye mırıldandım. Eren'in odasının kapısını kapattığımda rahat bir mefes vererek yere onun yanına oturdum ve sırtımı duvara yasladım. "Anne."
"Anne mi? Ne annesi?"
"Onu çok seviyorum."
Yüzümü buruşturdum. "Öff, bir de onu rüyanda mı görüyorsun. Sen annene Dorothea'yı mı anlattın? Biliyor musun Eren, midemi bulandırıyorsunuz. Sizden daha alakasız ve uyumsuz bir çift olamazdı." diye söylendim sinirle.
"Neyse. Seni de paspas yaptım. Yıkanman gerek."
Oturduğum yerden kalkıp yeniden Eren'i bacaklarından tuttum ve sürüklemeye başladım. Tam banyonun önüne getirecektim ki sol tarafımda, bel boşluğuma sert bir sancı girdi. İnleyerek kendimi banyo kapısının duvarına çarptım ve yere doğru sürünerek oturdum. "Siktir, ölüyorum galiba."
Eren ayağımın dibinde horladığında gözlerimi devirdim, bir tek uyumadığı kalmıştı onu da yapmıştı.
Kasıklarımdaki ağrı geçene kadar yerde oturup bekledim. Sonra uzanıp banyonun kapısını açtım ve kapıyı ittirdim.
Yavaşça ayağa geri kalkıp yeniden Eren'in bacaklarını tutmak için eğildim. Saate baktığımda gecenin üçü olduğunu gördüm. Yorgunca yeniden Eren'i çekiştirdim ve onu doğruca duş kabinine soktum. Kafasını mermer duvara yaslayıp suyu açtığımda Eren irkilerek gözlerini açtı.
Duş kabininin içinde olduğum için mantıken bende ıslanmıştım ve su gerçekten soğuktu. Ben duş kabininden çıkmaya çalışırken Eren inme geçiriyormuş gibi sesler çıkartıp nefes alamıyor gibi görünüyordu.
Evet, gerçekten nefes alamıyordu.
Hızlı adımlarla içeri girip astım spreyini aldım ve yeniden banyoya dönüp ona nefes verdim. Sakinleşirlem titremeye başlamıştı. "Bu da ne sikim lan?" diye sordu duş kabininin zemininden kalkmaya çalışırken. Kalkamasın diye mecburen yeniden içeri girip onu omuzlarından ittirdim.
"Duş alman lazım, leş gibi kokuyorsun."
Suyun sıcaklığını biraz daha ılıştırdığımda Eren duştan kaçmayı bıraktı ve kaderini kabullenerek oturduğu yerde kaldı.
"Kollarını kaldır." dedim tişörtünün eteğine uzanırken. Eren sadece kaldırmaya çalıştı. "Üzerimden tır falan mı geçti?" diye sordu sakince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we bark at the park, e. jaeger
Fanfiction•Best friends, lovers, loners. •Eren bir ilişkiyi dört aydan daha fazla sürdüremeyeceğine inanırken, Desiree spor kariyerine odaklanmış mükemmel erkeğin onu bulmasını bekliyordu. •Bazıları onları arkadaştan öte görmezken, diğerleri ikisinin birlikt...