➥playing dangerous

177 14 88
                                    

yorum siniri: 65 (yazmayi unutmusum pirt)

Eren Jaeger

Desiree'ye bir anda ders çalışma isteği gelmişti bu yüzden o işten çıkınca kütüphaneye gelmiştik. Tek kulaklığından dersi dinlerken nefesimi seslice vererek kalemi ters çevirdim.

Çalışma Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler'in birçok ortak dersi vardı. Ama zaten okulda gördüğümüz şeyleri yeniden tekrar etmek sıkıcıydı. Kısaca okuldakiler de sıkıcıydı çünkü akademisyenler bir saatte beş konu bitiriyorlardı.

Desiree dikkatle ona aldığım dizüstü bilgisayardan hocanın anlattıklarını izlerken ben ona bakıp ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum.

Burnunun ucundaki ve yanağındaki minik çilleri, anlamadığında ya da hoşuna bir şey gitmediğinde burnundaki o kırışıklığı, gülümsediğinde yanağındaki minik çukurları seviyordum.

Yine bir şey anlamamış olacak ki hafifçe kaşlarını çatıp burnunu kırıştırdı. Videoyu durdurup önündeki deftere notlarını yazmaya devam etti, sonra yeniden videoyu devam ettirdi.

Diğer kulaklık benim kulağımdaydı ama kafam tamamen başka yerdeydi. Profesör bir şeyler anlatırken tamamen Desiree'nin tepkilerine ve aldığı notlara bakıyordum.

İki yan sıramızda iki genç kız oturmuş ders çalışıyordu, karşı masada ise bir grup erkek bilgisayarlarıyla ilgileniyorlardı. Yaz olduğu için genel olarak kütüphane boştu. Sıkıldığım için içimi çekip Desiree'nin çıplak bacağına dokundum, pürüzsüz tenini okşayınca Desiree ürperdi.

Dikkatini videoya vermeye çalıştığı belliydi ama onu kışkırtmak istediğim için yavaşça bacağını okşamaya devam ettim. Desiree gözlerini bana dikti ve fısıldadı, "Eren lütfen."

Omzumu silktim, "Sıkıldım. Ayrıca burası çok sıcak."

Desiree gözlerini devirirken onu öpüp içime çekesim geldi. "Çalışmaya çalışıyorum."

Gülümseyip kot şortunun eteklerinde parmaklarımı gezindirdim, "İyi sen çalışmaya çalışırken ben de sana yardımcı olayım."

Desiree dişlerini sıkıp cevap vermedi. Yüzünü tekrardan bilgisayara dönüp videoyu izlemeye devam etti, ya da etmeye çalıştı. "Uff." diye fısıldadım, "Çok güzelsin."

Desiree yüzünü bana dönmeden yutkundu. Uzanıp soğuk kahvesini yudumlarken parmaklarımı dizine indirdim. Yaklaşıp kulaklık takılı olmayan kulağını yavaşça öptüm. "Keşke buradaki herkes aniden yok olsaydı."

Yavaşça dudaklarımı aralayıp kulak memesine dişlerimi geçirdiğimde Desiree alt dudağını ısırdı. Boğazından yükselen ince, miyavlama gibi inlemesine engel olamadığı için yan tarafımızdaki kızlar dönüp bize baktılar.

"Sessiz olmalısın bebeğim, sen şu an çalışıyorsun. Ben sadece dikkat dağıtıcı bir öğeyim."

"Ağzına sıçayım senin." diye soludu fısıldayarak. "Ben de seni seviyorum aşkım." dedim burnunun ucuna bir öpücük kondurarak. Elimi beline indirip yavaşça parmaklarımı gezdirdim, kafamı saçlarına gömüp kokusunu içime çekerken homurdandım.
"O kadar güzelsin ki."

"Eren."

"Meleğim."

"Lavaboya gitmem lazım." diye fısıldadı, sandalyesini geriye doğru ittirip ayağa kalkınca kendimi boşlukta hissettim.

Desiree kot şortunun belini düzeltip arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaşırken açık kalan bilgisayar ekranına baktım. İçimi çekip alnımı masaya yasladım ve videoyu durdurup bilgisayarı kapattım.

we bark at the park, e. jaegerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin