➥colours of you

134 19 152
                                    

tw: mastürbasyon😶

Desiree Brooks

Ağzımın içini kemirirken resepsiyonda bekliyordum.

Bu gün stajımın ilk günüydü.

İki gün boyunca ağrı kesici bağımlısı olup çıktıktan ve birkaç kere kendimi tatmin ettikten sonra kendimi daha iyi hissediyordum.

Dizimi sallayarak ismimin çağırılmasını bekledim. Staj yapacağım yer uluslararası bir şirketti bu yüzden her şey daha gericiydi.

Eren benimle birlikte gelmeyi teklif etmişti ama son iki gündür ıslak rüyalarımın başrolü o olduğu için yanında duramıyordum. Bu yüzden teklifini minnetle geri çevirmek zorunda kalmıştım ve ne kadar kirli zihinli olduğumu düşünmeye başlamıştım.

Yutkunarak duvardaki tabloyu yeniden incelemeye başladım. Yağlı boyayla yapıldığı belliydi, her bir fırça darbesinin izi belli oluyordu.

Zihnimi dağıtmaya çalışırken küt saçlı kadın bana çağırdı. "Desiree Brooks?"

Transa geçmiş gibi ayağa kalktım.

"Benim."

Kot eteğimi hafifçe çekiştirerek kadının yanına ilerledim. "Odan 18. katta. Ofisinin anahtarları bunlar, yukarıya çıkınca solda kalan masaya uğra. Neler yapacağından sana bahsederler."

Siktir.

Kendi ofisim vardı! Kalbim deli gibi çarparken kafamı sallayıp anahtarlarımı alıp teşekkür ettim. Hayallerime sadece 18 kat uzaktaymışım gibi hissediyordum ve bacaklarım her an işlevlerini yitirecekmiş gibi titriyordu.

Asansörde sabırla beklerken aynada kendime baktım. Kısa bir eyeliner çekip şeftali tonlarında hafif bir makyaj yapmıştım.

Bir de beyaz gömlekle siyah kot bir etek giyip saçlarımı açık bırakmıştım, açıkçası çok taş olmuştum. Burnumun ucundaki parıltının fazlasını silip beyaz yakamı düzelttim, iç çamaşırımı bundan sonra kesinlikle ten rengi seçmeliydim.

Anahtarlarımla hızlı bir selfie çekinip fotoğrafı Eren'e attım.

Asansörün kapısı açıldığında koridorun ucundaki pencereden manzarayı gördüğümde nefesim kesilir gibi oldu, ben buraya aittim.

Heyecanla kadının tarif ettiği yere ilerlerken elimdeki anahtarı ve telefonumu sıkıca tutuyordum. Başka bir kadınla karşılaştığımda gülümseyerek bana baktı.
"Desiree Brooks?"

Gülümseyerek kafamı salladım, "Evet benim."

"Gel bakalım. Sana odanı göstereyim."

Kadını takip ederken camdan aşağıya bakıyordum. Apartmanların çatıları ve bazı gökdelenlerinin orta katlarıyla bakışmak çok muazzam bir duyguydu.

Uzun, geniş ve iyi aydınlatılmış koridorda ilerlerken beyaz parlak yerlere baktım. Kadınla birlikte bir kapının önünde durduk. İnsan Kaynakları ofisinin hemen sağ tarafındaki kapıydı.

"İnsan kaynaklarında boşluğumuz olduğu için çoğu ofis de boş, bu yüzden yaz dönemi boyunca ofis sana ait. Masanın üzerinde yapılacakların bir listesi var. İşin sana sana verilen görevleri yapmak ve gün sonunda müdüre teslim etmek. Başarılar dilerim, aramıza hoş geldin."

Kadın yanımdan ayrılırken beyaz kapıya baktım. Elimdeki anahtarı deliğine sokup bir tur çevirdim ve klik sesiyle kapıyı açtım.

Kapıdan içeri girmem birkaç saniyemi aldı çünkü ofis masasının hemen arkasında duvar yerine boydan boya cam vardı.

we bark at the park, e. jaegerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin