➥we go down together

138 24 117
                                    

Desiree Brooks

Tırnaklarımı yerken dizimi sallamaya devam ediyordum. Yine sıyırmanın eşiğindeydim. Evin kapısı açıldığında Eren içeri girdi ve ayakkabılarını çıkardı. Ben de hemen koltuktan kalktım.

Sonunda şehirdeki eve taşınmıştık.

Endişeli görünüyordu, ona bakınca bir an aynaya bakıyormuşum gibi hissettim.

"Eren."

"Desiree."

"Sana anlatmam gereken bir şey var."

"Benim de sana söylemem gereken bir şey var."

Eren salona gelip karşımda dikildi, "Önce sen söyle."

Kafamı iki yana salladım, "Hayır sen."

Eren uzatmadan aniden konuştu.
"Tamam üç diyince aynı anda söyleyelim."

"Üç."

"Dorothea hamile."

"Reiner'la sikiş videom Caden'ın elinde."

İkimiz de aynı anda şaşkınlıkla birbirimize baktık. Eren Caden'a ardı ardına küfür etmeye başlayınca ben de Dorothea'nın bir orospu olduğunu ve çocuğun büyük ihtimalle kendisinden olmayacağını söyledim ama Eren sakinleşemiyordu.

"Bir de üstüne ona yumruk attım-"

"Ne yaptın ne yaptın?" diye bağırdı Eren.

Bir adım gerileyip yediğim tırnaklarımı avcumun içine geçirdim. "Caden'a, yumruk attım." dedim tek tek. Eren sinirle gözlerini kapatırken kendini tutamadan kahkaha attı.

"İşte ya, işte! Aferin kızıma. Gel buraya." dedi ve gururla bana bakarak kollarını açtı. Omuzlarımı indirerek kollarımı onun beline sardım, kafasını saçlarıma gömerken mırıldandı, "Ne güzel, birlikte batıyoruz."

"Çok hoş Eren. Niye bundan zevk alıyorsun amına koyayım. Yarın ailen geliyor, her boku öğrendiklerinde ne olacak? Dotty'nin ben hamileyim diye evi bastığını benim videomun da porno sitelerinde yayınlandığını düşünsene!"

Eren kafasını saçımdan ayırıp kıkırdadı, "Tamam pek hoş olmazmış. Ama o küçük lise piçinin sikini kopartıp eline vereceğim," dedi kaşlarını çatarak. Ellerini omuzlarıma koydu ve yukarıdan bana doğru baktı.

"Ben de napayım artık, Dotty'nin bebeğini falan düşürürüm. Dur bu çok acımasızca"

Eren gözlerini devirdi ardından ciddileşti. "Caden'ı çok mu kışkırttın? Videoyu yayınlayacak mı cidden?"

"Şey." diye mırıldandım. "O beni kışkırttı, sonra ben ona vurdum. Sonra Reiner'a söyledim ve sanırım Reiner da onun ağzına sıçtı."

Eren gülmeye başladı ve benden ayrılıp mutfağa gitti, buzdolabından bir kutu kola çıkartıp küçük bir tıslamayla kapağını açtı.

"Uf gülmem gerekirdi ama gülemiyorum."

Eren kolasını yudumlamadan önce beni süzdü. "Neden erkek soyunma odası? Dışarıda yapma fantezin mi var?"

Yanaklarım alev alırken ona baktım. "Hayır ne alakası var?"

"Soruma soruyla cevap verdiğin için çok alakası var."

Kendimi koltuğa atıp televizyonu açtım. Eren de kolasıyla birlikte evi dolaşmaya başladı.

Birkaç saat mal mal evde oturduktan sonra telefonuma rektörlükten mesaj geldi. Rektörlüğün ismini gördüğüm an kalp krizi geçirip telefonu koltuğa fırlattığımda Eren drama yaratmamamı ve mesaja benim yerine bakacağını söyledi. Neyse ki mesaj staj yerim içindi.

we bark at the park, e. jaegerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin