➥eye's don't lie

161 20 117
                                    

tw: smut gibi

Desiree Brooks

"Eren."

"Hm?"

"Poz ver."

Eren karanlıkta telefonun flaşını patlatınca yüzünü buruşturdu. Boş sinema salonunda ben kahkaha atarken Eren, patlamış mısır paketini kışırdattı.
"Of ya, sıkıldım." diye mırıldandım Instagram'da gezinirken.

Eren yanımda çatır çutur mısır yerken uzanıp eline vurdum. "Daha film başlamadı birinci paketi bitirdin bile ayı!"

Eren omzunu silkti, "Buraya gelince acıkıyorum ne yapayım?" diye isyan etti. Black Widow'un sinema posteriyle çekinmiş olduğum bir selfieyi görgüsüz gibi hesabımda paylaştım.

Canım sıkıldığı için Eren'in mısır paketinden bir avuç mısır alıp ben de yemeye başladım. "Shang-Chi çok güzeldi sence bu nasıldır?"

"Scarlett Johansson var Desiree!" diye bağırdı neredeyse Eren. Kıkırdayıp uzattığı ve bağladığı saçından bir tutam çektim. "Sence ağlar mıyız?" diye sordum.

Eren omzunu silkti ve Red Bull'ından bir yudum alıp yutkundu. "Endgame'den sonra zaten ağlamadığımız film mi kaldı?"

Kafamı salladım ama karanlıkta Eren'in beni gördüğünden pek emin değildim bu yüzden yeniden telefonun flaşını açtım.

4DX'e gelmiştik yani koltuklarımız hareket edecekti, 3D gözlük takacaktık ve eğer deniz gibi sulu bir mekanda geçen sahne olursa bir yerlerden su fışkıracaktı.

Yani sanırım bu kadar yiyecekle koltuktan fırlamazdık.

Saate baktığımda daha filmin başlamasına yarım saat olduğunu gördüm. "Bizim sıkıntımız ne amına koyayım neden bir saat erkenden geldik?" diye söylendim.

Eren nefesini verip bana döndü, gözleri flaşın ışığıyla parlıyordu. "Acaba sen kudurup bizi alışveriş merkezine iki saat önceden getirdiğin için olabilir mi?" dedi Eren de.

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalıştım çünkü dedikleri doğruydu.

"Tamam ama... Aması yok! Scarlett Johansson!" diye bağırdım ayağa kalkarken. Üzerimden birkaç mısır patlağı yere düştü, ilerleyip beyaz perdeye doğru yürüdüm.

Saçma pozlar verirken Eren fotoğraflarımı çekti. Tam ön sıradan bir tane koltuğa oturup bacaklarımı havaya kaldıracaktım ki bir adamla bir kadın salona girdi.

Rezil hissederek hemen ayağa kalktım ve tıpış tıpış Eren'in yanına gittim. Gülmemek için kendimi sıkarken Eren de dudaklarını birbirine bastırıyordu. "Gerizekalı." diye fısıldadı kulağıma doğru.

Adamla kadın flaşı açıp koltuklarını ararlarken mısır yiyip onları izledik çünkü tek dikkat çekici şey buydu. "Pişt." dedim Eren'i dürtükleyerek. Eren bana döndü.

"Film başlayana kadar çıtır tavuk alalım mı?" diye sordum, Eren yemek adını duyunca hemen kafasını salladı. "Olur!"

Kıkırdayıp yeniden ayağa kalktım, Eren de peşimden kalkarken eşyalarımızın yarısını koltuklarımızın üstünde bıraktık. Umuyordum ki geri döndüğümüzde bıraktığımız gibi duruyor olurlardı.

KFC'nin önündeki sırada beklerken oflamaya başladım Eren de ayağını sallıyordu. "Lan geç kalacağız." dedim sinirle soluyarak. Eren kolunu omzuma doladı, "Yetişiriz bence." dedi mırıldanarak. Kafamı onun göğsüne yaslayıp beklemeye devam ettim.

we bark at the park, e. jaegerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin