Desiree Brooks
İki gün sonra delicesine bir baş ağrısıyla uyandım. Dün gece eve yine geç gelmiştim, Eren ve o kızın seslerini bastırmak için bu sefer alkole ihtiyaç duyduğumu hissettmiştim.
Yatakta uzanmaya devam ederken kafam cidden güzeldi, hala akşamdan kalma hissediyordum. Eren'i merak ediyordum.
Aynı evde yaşayıp onunla hiç bu kadar uzak hissettiğim bir zaman olmamıştı.
Gün içinde ne yaptığını, hep o kızla mı takıldığını ona sormak istiyordum. Eve neden onu getirdiğini ve bunun neden üç gecedir devam ettiğini sormak istiyordum.
Artık yüzünü bile zor görüyordum ve ayrı vakit geçiriyorduk, gerçi çoğunda ben kaçıyordum ama Eren bunun farkında mıydı emin değildim.
Yataktan kalktığımda bir içki şişesi örtümün üzerinden yere düştü ama fazla tıkırdamadı. İşe gitmek için dolabımın önünde durdum ama sallanıyordum.
Bu yüzden üzerimdeki voleybol şortum ve yarım atletimle banyoya gidip bir duş almak için odamın kapısının önünde durdum.
Alnımı kapıya yaslayıp gözlerimi kapattım. Evde neden sadece bir tane banyo vardı? Hala alkol kokan nefesimi verip kapımı açtım.
Büyük alana bir adım attığımda kızın kahkahasını duydum. Demek hala buradaydı ve tüm bu olanlar devam ediyordu.
Midem düğümlendi ve büyük bir kusma isteğiyle kızın sesini dinledim. "İyi yemek pişiriyorsun."
Eren mutfakta oyalanırken kızı inceleme fırsatı buldum çünkü hala beni fark etmemişlerdi. Benim sandalyemde oturuyordu, üstündeki tişört o kadar dar olmasa da iri göğüslerini seçebiliyordum, altında sadece iç çamaşırı vardı. Sanırım doğal sarışındı ve yeni duş almış gibi saçları ıslaktı.
Yüzünde makyaj yoktu, sevişip ailenizle tanışmaya götürebileceğiniz bir kıza benziyordu.
Midem daha çok bulandı.
Eren elindeki iki tabağı masaya getirmek için arkasını döndüğünde beni gördü. "Selam Desiree." Sarışını işaret etti. "Bu Cassie."
Cassie dönüp bana yavaşça el salladı. "Selam."
"Kahvaltı ister misin?" diye sordu Eren. Bu normal bir rutinmiş gibi davranıyordu, onun eve kız getirmesi. Benimle tanıştırıp ismiyle tanıtması.
"Hayır." diye mırıldandım sertçe, yüzümün nasıl göründüğünü merak ediyordum. Banyonun kapısını işaret ettim.
"Ben gidip..."
Kendi halime acıyacağım. "Bir duş alacağım."
Hızla kapıyı açıp ardımdan kilitledim. Aynadan yüzüme baktığımda çillerim daha çok belli oluyordu ve ifademle resmen ateş püskürüyordum.
Derin ve titrek bir nefes aldım. Kız çok hoştu. Kaşlarımı daha çok çattım.
Üstümdekileri çıkartıp aynanın karşısında kendime baktım. Sonra ılık suyu açıp suyun altına girdim.
Birkaç dakika üzerimdeki alkol kokusunu çıkarmak için duş jellerinden bir karışım yaptım.
Banyodan çıkıp neredeyse koşarak odama giderken üzerimdeki havluya sıkı sıkı tutunuyordum.
Üzerime siyah günlük bir elbise giydikten sonra saçlarımı kurutmayıp sadece suyunu sıkmıştım. Yüzüme makyaj yapmadım, derin bir nefes alıp odamın kapısının koluna tutundum ve açıp hızla kapıya yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we bark at the park, e. jaeger
Fanfiction•Best friends, lovers, loners. •Eren bir ilişkiyi dört aydan daha fazla sürdüremeyeceğine inanırken, Desiree spor kariyerine odaklanmış mükemmel erkeğin onu bulmasını bekliyordu. •Bazıları onları arkadaştan öte görmezken, diğerleri ikisinin birlikt...