Desiree Brooks
Eren arkama geçip fermuarımı açmadan önce aynadaki yansımadan ona baktım. Başını enseme yaklaştırıp boynumu öptü.
"Sedece fermuarını mı açmalıyım?"Ona cevap veremedim çünkü hipnotize olmuş gibi aynadan bizi izliyordum ve sarhoş kafam bu hareketinin ne kadar erotik olduğunu düşünüyordu.
Ya da ayna önünde denenebilecek pozisyonların.
Eren'in ellerini saçımda hissettim, tek elini saçıma dolayıp yukarı çekiştirdi ve gelişigüzel bir topuz yapmaya çalıştı. Nefesim kesilirken hareketsiz durmaya çalıştım.
Fermuarımı tutup birkaç defa çekiştirdikten sonra kısık sesle küfretti, sonra belime inene kadar yavaşça aşağı doğru indirdi. Parmak uçları sırtıma değdiğinde sanki bir elektrik akımı vücuduma girmiş gibi ani bir enerjiyle titredim.
Arkamı dönüp ona teşekkür edeceğim sırada kalçamı kavrayıp beni sabit tuttu. Sütyenimin kenarını nazikçe takip etti ve parmaklarını kopçaların altından kaydırıp çekerek göğüslerimi özgür bıraktı.
"Başka bir şeyi çıkarma konusunda yardıma ihtiyacın var mı?" diye fısıldadı.
Başımı iki yana salladım ama aşırı tahrik olmuştum.
Parmaklarını elbisemin askılarına takıp omuzlarımdan aşağı itti. Kollarımdan, belimden ve bacaklarımdan aşağıya.
Aynaya gözlerimi kırpmadan ve nefes bile almadan bakıyordum.
Bu lanet olası bir rüya mıydı yoksa ruhum bedenimi terk edip tanrısal bakış açısından kendimi mi izlemeye başlamıştım?
Eren sütyenimi çıkartırken dudaklarını yeniden enseme dayadı, "Bunu çıkartmak için yardıma ihtiyacın olmadığından emin misin?" Külotumu çekiştirdiğinde titrediğimi fark ettim.
"Eminim." dedim uzun bir sessizliğin ardından. Eren boynuma bir öpücük kondurup yavaşça emdi ve geri çekildi.
"Tamam o zaman."
Son kez emdiği yeri öpüp geri çekildi ve banyodan çıktı.Orada kıpırdamadan dakikalarca durdum, kalbim yerinden fırlayacakmış gibiydi ve sertleşmiş meme uçlarım da bana hiç yardımcı olmuyordu.
Aniden kafamı iki yana sallamaya başladım, Eren benim için sadece bir arkadaş.
Arkadaş.
Sadece arkadaş.
Duşa girip kendimi suyun altında tuttum. Nefes alamayınca geri çekildim ve yeniden kendimi suyun altına tutup nefesimi tuttum.
Sonunda suyu kapattığımda askılıkta asılı olan bornozumu üstüme giyip doğruca odama gitmek için banyodan çıktım. Saçlarıma havlu almayı bile unutmuştum.
"Artık yatağa gitmeye hazır mısın?" diye sordu Eren. Yemek masasında oturuyordu, ben banyodan çıktığımda direkt olarak kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Bornozumun önüne sarılıp ona baktım, duş aldıktan sonra biraz daha iyi hissediyordum ama hala başım deli gibi zonklayıp dönmeye devam ediyordu.
"Evet ama şey... Sen gelmeyecek..." Kalbim yine deli gibi çarpmaya başladı. "Sen bana katılmayacaksın değil mi?"
Eren kısa bir kahkaha atıp ayağa kalktı. "Hayır. Tabii sen katılmamı istiyorsan o ayrı mesele"
"Sen şu anda seksi mi ima ediyorsun?" diye sordum kafam karışık halde.
"Sen ediyor musun?"
Gözbebeklerim büyüyünce yeniden kahkaha attı. Beni omuzlarımdan tutup odama yönlendirdi ve kapıyı açtı. Kıyafetlerimi dolabımdan çıkartıp yatağımın üstüne koyarken, "Sabah gelip seni kontrol ederim." dedi. "Başka bir şeye ihtiyacın var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we bark at the park, e. jaeger
Fanfic•Best friends, lovers, loners. •Eren bir ilişkiyi dört aydan daha fazla sürdüremeyeceğine inanırken, Desiree spor kariyerine odaklanmış mükemmel erkeğin onu bulmasını bekliyordu. •Bazıları onları arkadaştan öte görmezken, diğerleri ikisinin birlikt...