we bark at the park, e. jaeger

➥eren fucking jaeger

şarkının ismini degistirdim (lutfen telif atma lana döl rey💔)

Desiree Brooks

Ertesi sabah alarmım çalar çalmaz uyandım ve yataktan kalkıp odamdan çıkıp koşarak banyoya gittim. Hemen hızlı bir duş aldım. Bu gün 3. sınıftan mezun oluyordum!

Açıkçası neden bu kadar heyecanlı olduğumu bilmiyordum, duş alırken Eren'in gay gibi kullandığı şampuanımı saçıma boca ettim. Bacaklarımı jiletledikten sonra duştan çıktım ve üzerime mezuniyet için önceden hazırladığım elbisemi giymek için odama girdim.

Eren hala uyuyor olmalıydı. Elbisemi giymek üzereyken vazgeçtim, yatağın üstüne askısıyla birlikte bırakıp üstüme tenis eteğiyle askılı bir düz beyaz atlet giydim.

Eren'in odasının kapısını tıklattığımda üzerine beyaz bir gömlek giydiğini fark ettim ve kapıyı geri kapadım. Nefes alıp bir saniye sonra kapıyı yeniden açtığımda Eren bana sırıtarak yatağa oturmuş çoraplarını giyiyordu.

"Neden sabah uyanıksın? Ve neden birisi kafana saksı fırlatmış gibi mutlusun? Sen gerçek Eren misin?" diye sordum şaşkınlıkla. Eren bana gülerek gözlerini devirdi.

"Kravatımı takar mısın?"

"Aman Tanrım, içine iblis kaçmış!" diye bağırdım Eren'in odasına girerken. Şifonyerinin üstündeki su şişesini aldım ve ona fırlatacakmış gibi elimde tuttum, "Çoktan hazırlanmışsındır diye düşündüm, ben de senin alarmından iki saat öncesine alarm kurdum."

"Yuh amına koyayım sadece takım elbise giymek için sabahın beşinde mi uyandın?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Bazı insanların uyanma problemi var Desiree. Zorba olma, kanka ol."

Gözlerimi devirerek su şişesini yatağına fırlattım. Takım elbisesinin siyah ceketi dolabının kapağına asılı duruyordu, dağınık yakasına bir bakış fırlattıktan sonra Eren'in bana uzattığı kravatı aldım.

"Ne eziksin sen ya, kravatını bağlamayı bilmiyor ezik velet." diye dalga geçtim uzanıp kumaşı Eren'in boynundan dolarken. Kravatını bağlarken sessizce yüzümü inceledi, yakasını da düzelttikten sonra omuzlarına vurup onu dolabının aynasına çevirdim. "Bak, ışık saçmıyorsun, ışık sıçıyorsun." dedim fısıldayarak.

Eren gözlerini devirerek benden kurtuldu ve çekmecenin üstündeki astım spreyini alıp bir nefes çekti.

"Bazen onu kafa yapmak için kullanıyormuşsun gibime geliyor." dedim tek kaşımı kaldırıp ona bakarken.
"He yav he." dedi Eren spreyi yerine bırakırken.

"Sen böyle mi geleceksin?"

"Sabahın köründe elbisemi giyersem başına bir şey gelir diye korktum. Sen şimdi akşama kadar bunun içinde mi kalacaksın?" diye sordum, Eren omzunu silkti.

"Böyle bir şeyi aklıma soktuğun için benim yırtmam ya da kıyafeti yakmam daha muhtemel. Of şimdi bunu çıkaracak mıyım?" diyerek kendini yatağa attı.

"Eren yırtar-"

O sırada odanın içinde cart diye bir kumaş yırtılma sesi yükseldi. Kendimi tutamadan iki büklüm olup kahkaha atmaya başladım. Eren yüzünü buruşturdu. "Ya al işte yırtıldı!" diye bağırdığında ben gülmeye devam ediyordum.

Eren kıçını tutarak yataktan kalkarken onu izledim. Beyaz gömleğinin içinden gerilip gevşeyen göğüs kaslarına bakmamam gerekiyordu ama bu gün biraz sıkıntılıydım herhalde, bu yüzden onu dikizlemeye devam etmenin zevkine vardım.